Myanmar’da son günlerde yaşanan olaylar, sosyal medyanın ne kadar güçlü ve tehlikeli bir araç olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Deprem kehaneti yapan bir astroloğun TikTok’ta paylaştığı video, ülke genelinde kısa sürede milyonlarca kişiye ulaştı. Özellikle yakın zamanda yaşanan ve binlerce kişinin hayatını kaybettiği 7,7 büyüklüğündeki depremin ardından toplumda oluşan hassasiyet, bu tür iddiaların etkisini katladı.
Astrologun paylaşımı kitlesel paniğe yol açtı
John Moe The isimli astroloğun 9 Nisan’da TikTok hesabında yaptığı paylaşım, adeta bir kıvılcım gibi yayıldı. 21 Nisan’da büyük bir depremin olacağını iddia eden Moe The, takipçilerine “değerli eşyalarınızı alın, yüksek katlı binalardan uzak durun” çağrısı yaptı. Video, kısa sürede 3 milyondan fazla görüntülenme alırken, halk arasında korku dalgası başlattı. Özellikle depremden en çok etkilenen bölgelerde insanlar, geceyi açık alanlarda geçirmeye başladı.
Psikolojik travma paniği büyüttü
Myanmar’da son dönemde yaşanan deprem felaketleri, toplumda derin bir psikolojik travmaya yol açtı. Uzmanlar, bu travmanın sosyal medyada yayılan asılsız tahminlere olan inancı artırdığını belirtiyor. Sagaing ve çevresinde yüzlerce kişinin evlerini terk ederek parklarda ve boş arazilerde sabahladığı bildirildi. Myanmar Enformasyon Bakanlığı, “yanlış bilgiyle korku yaymak kabul edilemez” diyerek, kamuoyunu sakin olmaya davet etti.
Yetkililerden hızlı müdahale: Astrolog gözaltında
Olayın büyümesi üzerine Myanmar güvenlik güçleri harekete geçti. 23 Nisan’da düzenlenen operasyonla John Moe The gözaltına alındı. 300 bin takipçili TikTok hesabı kapatılırken, Moe The’nin “halkı yanlış bilgiyle paniğe sürükleme” suçlamasıyla yargılanacağı açıklandı. Myanmar yasalarına göre bu suçun cezası 3 yıla kadar hapis olabiliyor. Yetkililer, sosyal medya üzerinden yayılan asılsız iddialara karşı daha sıkı denetimlerin gündeme geleceğini belirtti.
Sosyal medya paniğinin toplumsal etkisi tartışılıyor
Myanmar’da yaşanan bu olay, sosyal medya üzerinden yayılan yanlış bilgilerin toplumu nasıl etkileyebileceğini çarpıcı biçimde ortaya koydu. Birçok uzman, özellikle afet sonrası dönemlerde sosyal medya kullanıcılarının daha dikkatli olması gerektiğini vurguluyor. Yanlış bilgi ve kehanetlerin, toplumda gereksiz korku ve paniğe yol açabileceği, hatta kamu düzenini tehdit edebileceği belirtiliyor.
Deprem sonrası hassasiyet bilgi kirliliğini artırıyor
Ülkede yaşanan son büyük depremin ardından, halkın psikolojik olarak daha kırılgan hale gelmesi, bilgi kirliliği ve asılsız iddiaların etkisini artırdı. İnsanlar, olası bir yeni felaketten korunmak için sosyal medyada paylaşılan her türlü uyarıya kulak vermeye başladı. Bu durum, resmi kurumların açıklamalarına olan güvenin zedelenmesine ve toplumsal huzursuzluğun büyümesine neden oldu.
Yetkililerden uyarı: Resmi kaynaklara güvenin
Myanmar Enformasyon Bakanlığı ve yerel yönetimler, vatandaşlara yalnızca resmi kaynaklardan gelen bilgilere itibar etmeleri çağrısında bulundu. Bakanlık, “Toplumu gereksiz yere korkuya sürükleyen içeriklere karşı yasal işlem başlatılacaktır” açıklamasıyla, benzer olayların tekrar yaşanmaması için önlem alınacağını duyurdu. Ayrıca, sosyal medya platformlarıyla iş birliği yapılarak asılsız içeriklerin hızla kaldırılması için yeni bir denetim mekanizması üzerinde çalışıldığı belirtildi.
Dijital çağda bilgi güvenliği ve sorumluluk
Myanmar’daki bu gelişme, dijital çağda bilgi güvenliği ve sosyal medya sorumluluğu konularını yeniden gündeme taşıdı. Uzmanlar, özellikle afet dönemlerinde sosyal medya kullanıcılarının doğrulanmamış bilgileri paylaşmaktan kaçınması gerektiğini, aksi halde toplumsal huzursuzluğun büyüyebileceğini ifade ediyor. Ayrıca, sosyal medya platformlarının da içerik denetiminde daha etkin rol alması gerektiği vurgulanıyor.
Toplumda güvenin yeniden inşası için adımlar atılıyor
Yaşanan panik sonrası, Myanmar’da toplumun yeniden güven duygusunu kazanabilmesi için çeşitli psikososyal destek çalışmaları başlatıldı. Uzman ekipler, özellikle depremden etkilenen bölgelerde halkı bilgilendirici toplantılar düzenliyor ve yanlış bilgilere karşı eğitimler veriyor. Böylece, benzer olayların tekrar yaşanmaması için toplumsal dayanıklılığın artırılması hedefleniyor.
Sosyal medya çağında kriz yönetimi ve bilinçli kullanıcılar
Myanmar’da yaşanan bu olay, sosyal medya çağında kriz yönetiminin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Yetkililer, vatandaşların bilinçli sosyal medya kullanıcısı olması gerektiğini vurgularken, resmi kurumlar da bilgi akışını daha hızlı ve şeffaf şekilde sağlamaya başladı. Uzmanlar, böylesi hassas dönemlerde toplumsal sorumluluğun herkes için geçerli olduğunu belirtiyor.