Kayseri’nin Hacılar ilçesinde yaşayan 65 yaşındaki Mahmut Gengeç, çocukluk yıllarından bu yana süregelen tarih ve eski eşya tutkusunu yaşamına taşıdı. Modern binaların hiç ilgisini çekmediğini anlatan Gengeç, “Ben hep eski mahallelerde, taş yapıların arasında dolaşırdım. Yıkılan binalardan kalan taş parçalarını bile alıp saklamak isterdim” sözleriyle bu ilgisinin köklü geçmişine dikkat çekti.
Emekli ve dört çocuk babası olan Gengeç, 40 yıl boyunca topladığı birbirinden farklı antika eşyaları evinin üç odasında sergiliyor. Şirahane, yayık, plak, düven, beşik, değirmen taşı, testi gibi objelerle dolu odalar, ziyaretçilerini adeta tarihin derinliklerinde bir yolculuğa çıkarıyor. Evin taş yapılı odalarında misafirlerini ağırlayan Gengeç, bazı parçaları ise bahçe duvarında sergileyerek mahalle sakinlerinin ilgisine sunuyor.
500 yıllık objeler koleksiyonun en değerlileri
Gengeç’in koleksiyonunda yaklaşık 2 bin parça obje bulunuyor. Bunlar arasında 500 yıllık taş eşyalar da mevcut. “Yuvak, kuyu ağızlıkları, kuyu bilezikleri, köpek yalakları, dam bacaları ve değirmen taşlarından yaklaşık 500 adet var. Ayrıca yaklaşık 1500 kadar ev eşyası ve günlük kullanım objeleri de mevcut. Düven, külük, madırga, kazma, kürek gibi aletler de koleksiyonun bir parçası” diyerek eserlerin çeşitliliğini anlattı.
Tarihi koruma çabası
Mahmut Gengeç, bu eşyaları kimi zaman hediye edenlerden, kimi zaman satmak isteyenlerden temin ederek koleksiyonuna kattığını söyledi. Amacının yalnızca objeleri saklamak değil, onları gelecek nesillere aktarmak olduğunu vurgulayan Gengeç, “Tarih çok önemli, insan geçmişini unutmamalı. Bu eşyalar, kültürümüzün bir parçası” ifadelerini kullandı.
Evinin kapılarını meraklı ziyaretçilere açan Gengeç, odalara girenlerin kendilerini bambaşka bir çağda hissettiğini belirtti. Taş duvarlar arasında sergilenen objeler, misafirleri zamanda yolculuğa çıkarırken, her eşya geçmişin bir parçasını bugüne taşıyor.
Yeni hayali daha büyük bir alan
Yaklaşık kırk yıldır sürdürdüğü bu uğraşının hâlâ bitmediğini dile getiren Gengeç, “Her yeni obje bana farklı bir heyecan veriyor. Koleksiyonum büyüdükçe tarihle bağım da güçleniyor. Burada 30 yıllık da var, 500 yıllık da” dedi.
Evinin odaları artık antikalarla dolup taştığını söyleyen Gengeç, imkân bulabilirse daha büyük bir mekânda bu eserleri sergilemek istediğini belirtti. “Alanım yetersiz kalıyor. Eğer büyütemezsem, bulduğum yeni eşyaları başka sergilenebilecek yerlere gönderebilirim. Yeter ki bu objeler kaybolmasın” sözleriyle hedefini dile getirdi.