1. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde hükümet ile memur sendikaları arasında beklenen uzlaşma bir türlü sağlanamadı. Hükümetin 2026 ve 2027 yıllarını kapsayan zam teklifini yetersiz bulan Memur-Sen konfederasyonuna bağlı sendikalar, bir günlük iş bırakma eylemi kararı aldı. Bugün itibarıyla Türkiye genelinde milyonlarca memur, taleplerinin karşılanması ve emeklerinin karşılığını almak için iş yerlerine gitmeyerek seslerini duyurmaya çalışıyor.

Bu eylem, sadece kamu dairelerinde değil, aynı zamanda günlük yaşamda da ciddi aksamalara neden oldu. Özellikle ulaştırma hizmet kolundaki çalışanların eyleme katılmasıyla birlikte, birçok şehirde hayat adeta durma noktasına geldi. Bu durum, toplu sözleşme görüşmelerinin sadece memurları değil, tüm toplumu ne kadar yakından ilgilendirdiğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Ulaşımda büyük kaos: İZBAN ve TCDD seferleri iptal

İş bırakma eyleminin en somut etkilerinden biri, İzmir'de yaşandı. İzmir Banliyösü (İZBAN), memurların ülke genelindeki eylemi nedeniyle bugünkü tüm seferlerini iptal ettiğini duyurdu. İZBAN'ın X sosyal medya platformu üzerinden yaptığı açıklamada, "Memurların ülkemiz genelinde gerçekleştireceği bir günlük iş bırakma eylemi nedeniyle, 18 Ağustos 2025 pazartesi tüm gün boyunca seferlerimizi iptal etmek zorunda kaldığımızı önemle belirtiriz" ifadeleri kullanıldı.

Bu karar, her gün on binlerce İzmirlinin kullandığı banliyö hattının tamamen durması anlamına gelirken, şehir içi ulaşımda büyük bir krize yol açtı. Benzer şekilde, TCDD Taşımacılık bünyesindeki Aydın, Denizli, Zonguldak ve Karabük'te de birçok tren seferi iptal edildi. Bu durum, şehirlerarası ulaşımda da aksamalara neden olarak, binlerce yolcunun mağduriyet yaşamasına yol açtı.

Memur-Sen başkanı Yalçın'dan net mesaj: Ankara'da buluşuyoruz

Eylemin fitilini ateşleyen Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, toplu sözleşme sürecinde hükümet tarafından sunulan tekliflerin gelir adaletini ve ücret dengesini sağlamaktan çok uzak olduğunu belirterek, iş bırakma kararını duyurmuştu. Yalçın, eylemin amacını şu sözlerle özetledi: "Ülke genelinde iş bırakıyor, emeğimiz, ekmeğimiz ve geleceğimiz için kamu görevlileri, emeklileri, emekçiler olarak Ankara'da buluşuyoruz."

Bu çağrı, sadece bir iş bırakma eylemi değil, aynı zamanda memurların ve emeklilerin taleplerini daha güçlü bir şekilde dile getirmek için başkentte düzenlenecek büyük bir buluşmanın da habercisi oldu. Yalçın, hükümetin tekliflerinin enflasyon karşısında eriyen maaşları koruyamayacağını ve kamu görevlilerinin alım gücünü daha da düşüreceğini savunuyor.

Hükümetin zam teklifi neden kabul görmedi?

Hükümet kanadı, toplu sözleşme görüşmelerinde ilk olarak 2026 yılının ilk yarısı için yüzde 10, ikinci yarısı için yüzde 6 zam teklif etmişti. 2027 yılı için ise her iki dönemde de yüzde 4'lük bir artış önerilmişti. Ancak bu teklif, sendikalar tarafından yetersiz bulunarak reddedildi.

Bunun üzerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, cuma günü yapılan ara müzakere sonrası yeni bir adım atarak, taban aylığa 1000 liralık ek artış teklif ettiklerini duyurdu. Ancak bu ek artış da sendikaları tatmin etmedi. Memur-Sen, teklifin genel oranlar itibarıyla düşük kaldığını ve memurların refah seviyesini yükseltmekten uzak olduğunu belirtiyor.

Milyonların gözü kulağı Ankara'da

Toplu sözleşme süreci, sadece aktif olarak çalışan 4 milyon memuru değil, aynı zamanda 2,5 milyon memur emeklisini de doğrudan ilgilendiriyor. Görüşmelerden çıkacak sonuç, toplamda 6,5 milyon kişinin gelirini doğrudan etkileyecek. Bu nedenle, müzakere masasında atılacak her adım, milyonlarca aile tarafından yakından takip ediliyor.

Emlak uzmanlarından kritik uyarılar: Gayrimenkul alırken gözden kaçıranlar büyük zarar ediyor
Emlak uzmanlarından kritik uyarılar: Gayrimenkul alırken gözden kaçıranlar büyük zarar ediyor
İçeriği Görüntüle

İş bırakma eylemi, sürecin ne kadar kritik bir aşamaya geldiğinin de bir göstergesi. Memurlar, sadece maaş zammı değil, aynı zamanda sosyal haklar, çalışma koşulları ve gelir vergisi dilimleri gibi konularda da iyileştirme bekliyor. Bu taleplerin karşılanmaması, kamu hizmetlerinde motivasyon kaybına ve verimsizliğe yol açabileceği endişelerini de beraberinde getiriyor.

Süreç nasıl işleyecek? Son tarih 31 Ağustos

Toplu sözleşme sürecinde yasal takvim işlemeye devam ediyor. Müzakerelerin en geç 31 Ağustos'ta tamamlanması gerekiyor. Eğer bu tarihe kadar taraflar arasında bir anlaşma sağlanamazsa, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'na devredilecek. Hakem Kurulu'nun alacağı karar ise bağlayıcı nitelikte olacak ve tarafların bu karara uyması gerekecek.

Ancak sendikalar, sürecin Hakem Kurulu'na kalmadan, müzakere masasında uzlaşmayla sonuçlanmasını arzu ediyor. Bugünkü iş bırakma eylemi, hükümet üzerinde baskı kurarak, tekliflerin revize edilmesi yönündeki beklentiyi güçlendirmeyi amaçlıyor. Önümüzdeki günler, toplu sözleşme görüşmelerinin kaderini belirleyecek kritik gelişmelere sahne olacak.

Kaynak: HABER MERKEZİ