O ihtişamlı gece bitti, ama etkisinin geçmesi zaman alacak. Fenerbahçe Beko, Monaco’yu finalde mağlup etti, kupayı İstanbul’a getirdi.
Herkes bunu konuşuyor, bu zaferi anlatıyor… Bu sıradan bir şampiyonluk değil, Fenerbahçe’nin büyüklüğünü bir kez daha dünyaya gösterdiği bir zafer.
Sahaya çıktıkları ilk andan belli olmuştu. Monaco ilk periyotta çaba gösterdi ama ikinci çeyrekten oyun tamamen Fenerbahçe’nin kontrolü haline geçti. Savunma yıkılmaz duvar gibi, top onlarda, hücum adeta akıyordu. Her fırsatı her zaman değerlendirdiler. Son periyotta bir şov yapıldı. Monaca sadece izlemekle yetindi.
Marko Guduric’e kupayı teslim edildikten sonra, o anın duygusunda herkesin gözünün içindeki o gurur… Tribünlerdeki tüm Fenerbahçelilerin kalbini ısıttı. O kupa, bu zaferin sembolüydü.
Koç Jasikevicius’un bu galibiyette etkisi çok büyük. Hem oyuncu yıllarında hem de koç olduğu zaman EuroLeague kazanmak büyük bir onur. İnancını ve isteğini takıma her zaman öyle bir geçirdi ki, taraftarda Fenerbahçe’ye inandı. İşte bu yüzden bu mutluluk farklı bir anlam taşıyor.
Türkiye’nin her tarafında sarı-lacivertli bayraklar dalgalanmaya devam ediyor. Tarih yazıldı ve kupa kaldırıldı. Fenerbahçe’nin sadece bir takım değil, büyük bir spor kulübü olduğunu dünyaya bir kez daha gösterildi. Bu gurur ve başarı, Fenerbahçe için unutulmayacak…