Balıkesir'in Bandırma ilçesinde Manyas Gölü'nün kıyısında yer alan antik kentteki kazılarda bulunan yapılarda Lidyalıların mutfak kültürü ve yemek alışkanlıklarına ilişkin ipuçları aranıyor.

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaan İren'in başkanlığındaki kazı ekibi, Hisartepe mevkisindeki İlk Çağ kenti Daskyleion'da 3 sene önce bulunan 2 bin 600 yıl öncesinden kalma mutfak yapısı ve çevresinde çalışmalarını sürdürüyor.

Lidya medeniyetinin mutfak kültürü ve yemek alışkanlıklarına ait bazı eşya ve besin artıklarını gün ışığına çıkaran ekip, penset ve spatül gibi diş hekimliğinde kullanılan küçük ve hassas aletleri tercih ediyor. Bu aletlerle, tahribata uğramamış, sağlam kalmış seramik, balık omurgası, tohum, bitki kalıntısı gibi buluntular titizlikle çıkarılabiliyor.

Kazılarda ortaya çıkarılan fare kafatası, insan kemiği, balık omurgası ve bazı tohumlar, tarihe ışık tutuyor.

İren, Lidya mutfağının yer aldığı bölüme "Akro Daskyleion" adını verdiklerini söyledi.

Lidya dönemine ait bir sarayın yangınla tahrip olduğunu ve mutfağın da bundan etkilendiğini belirten İren, "Bu mutfakta yıllardan beri çok titiz bir biçimde hiçbir veriyi atlamaksızın araştırmalarımız, kazılarımız devam ediyor. Burada çok hassas aletlerle, ince fırçalarla, iğnelerle yavaş yavaş kazıp her veriyi belgeleyerek çalışmalarımıza devam ediyoruz." dedi.

"Bu yıl da balık omurgaları tespit ettik"

Lidya mutfağı kazı ekibinin sorumlusu doktora öğrencisi Büşra Atalar Yeter ise bu yıl kazıda mutfak yapısının diğer alanlarla ilişkisini araştırdıklarını anlattı.

Kiler olabileceğini tahmin ettikleri mekanlarla karşılaştıklarını dile getiren Atalar, şöyle konuştu:

"Bu alanlarda yanmış kerpiç bloklara rastladık. Bunlar muhtemelen yıkılmış bir duvarla tahrip olmuş bir ocağa ait olabilir çünkü ocak çevresinden çeşitli kemikler ve farklı türlerde tohumlar elde ettik. Çalışmalar devam ediyor, bu konuda net bir şey söylemek için çok erken. Antropologlar tarafından yapılan incelemelerde, yüksek ihtimalle yanmış olduğu tespit edilen insan kemiğine de rastladık; kalça kemiğine ait bir parça. Bu insan kemiğinin de daha önce iki kez yangın geçirmiş mutfakla ilintili olabileceğini düşünüyoruz. Belki o yangın esnasında yanmış bireylerden birine aittir. Veri kaybetmemek adına çalışmalarımızı çok detaylı ve titiz bir şekilde yürütüyoruz. Küçük, dişçi aletleriyle çalışmaya devam ediyoruz çünkü mutfakta da karşılaştığımız, bu yıl da karşımıza çıkan balık omurgaları tespit ettik. Balık omurgalarını toprak arasından hiç bozulmamış bir şekilde bulmak, hiç kırılmadan tespit etmek biraz güç ve zor oluyor. Bunu da ancak titiz bir çalışmayla yapabiliyoruz."