ÖZEL/ Didar DEMİRCİ

Kahramanmaraş merkezli depremlerden kırsal kesim de olumsuz etkilendi. Bu nedenle kırsaldaki üretiminin devamlılığı konusunda endişe duyulurken, 24 Şubat 2023 günü Resmi Gazete’de kırsalı olumsuz etkileyeceği düşünülen bir karar yayımlandı. Olağanüstü Hal Kapsamında Yerleşme ve Yapılaşmaya İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi başlıklı yazıda; gerek görülmesi halinde deprem bölgesindeki mera ve ormanlık arazilerin imara açılacağı duyuruldu. Söz konusu kararnamenin 2’nci maddesinin 1’inci fıkrasının son cümlesinde yer alan, ‘Bu belirleme yapılırken gereklilik bulunması halinde, 25/2/1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanunu ile 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun ek 16’ncı maddesinde belirtilen alanlar da kullanılabilir’ şeklindeki düzenlemeyi ve kararnamenin 4’üncü maddesinin yürütmesinin durdurulması talebiyle Ziraat Mühendisleri Odası, Danıştay’a başvurdu. Karara ilişkin Adana Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Feyzullah Korkut da gazetemize açıklamalarda bulundu.

BU KARARA HEP KARŞIYIZ

Kararın deprem bölgesini ilgilendirmesine karşılık bir emsal oluşturarak olası bir başka deprem sonrası benzer bir uygulamanın başka yerlerde de olabileceğini ifade eden Korkut, ziraat mühendisleri olarak tarım alanlarının, ormanların, meraların iskana açılmasına hep karşı çıktıklarının altını çizdi. Kararın Ziraat Mühendisleri Odası tarafından yargıya taşındığını hatırlatan Korkut, “Geldiğimiz noktada binlerce can kaybetmişiz, binlerce yaralı var. Bunun neden olduğuna bakmak yerine, yanlışın üzerine yanlışla gidilen bir karar söz konusu. Tamam deprem değil, bina öldürüyor. Ama biz binalarımızı depreme uygun yapmak yerine tarım alanlarını, meraları, ormanları imara açıyoruz. Bu da karşımıza farklı sorunları getirecektir” sözlerini kaydetti.

KIRSALI YOK SAYMAKTIR

Deprem bölgesindeki illerin Türkiye tarımının önemli bir potansiyelini barındırdığını vurgulayan Korkut, “Ben yaptım oldu gibi politikalar yerine bu konuda uzmanların görüşlerine odalara başvurmak lazım. Zaten şu anda üreticileri hayvan çiftlikleri hayvancılıkla uğraşan üreticilerimiz zor durumda, aynı şekilde çiftçilerimiz de… Üreticilerimizin traktörleri göçük altında kaldı. Yani can ve mal kaybı hepsi bir arada. Artık bir çok şeyden ders çıkarmamız lazım. Bu hayvancılığa da bitkisel üretime de darbe vuracak. Ki deprem bölgesinde Türkiye üretiminin yüzde 20’ye yakını bu bölgede. Bu göz göre göre üreticiyi yok etme, yok sayma anlamına geliyor. İnsanları kırsaldan uzaklaştırıp hayvancılığı da bitkisel üretimi de bitirmek yönünde kararlar almış oluyorlar. Daha ince elenip sık dokunup bir daha böyle bir olayla karşı karşıya kalmamamız gerekiyor. Bu da bilim ve teknolojiye önem verip ilgili sivil toplum kuruluşları ve odaların görüşlerine önem vererek olur” dedi.