İzmir Konak Belediyesi’nde toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin tıkanması sonucu belediye işçileri greve çıktı. DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası İzmir 5 No’lu Şube ile belediyenin de üyesi olduğu Sosyal Demokrat Kamu İşverenleri Sendikası (SODEMSEN) arasında süren görüşmelerde anlaşma sağlanamayınca, yaklaşık 1500 işçi bu sabah itibariyle iş bıraktı.

Gece yarısından itibaren başta belediyenin ana hizmet binası olmak üzere Fen İşleri, Temizlik İşleri ve Ulaşım Hizmetleri Müdürlüklerine "Bu İş Yerinde Grev Vardır" pankartları asıldı. Grevle birlikte ilçede temizlikten fen işlerine kadar pek çok belediye hizmeti durdu.

Whatsapp Image 2025 05 07 At 11.52.19

Yüzde 31 zam önerisi reddedildi

Belediye yönetimi son teklifinde yüzde 31 oranında zam önerdi. Bu teklif kapsamında en düşük günlük ücret 1290 TL olarak belirlendi. Ayrıca 66 günlük ikramiye, 8100 TL Migros kartı, 470 TL yakacak yardımı, 240 TL çocuk yardımı ve 240 TL yemek desteği önerildi. Tüm bu kalemlerle birlikte en düşük aylık ücretin ikramiyeler dahil 52 bin 900 TL’ye çıkacağı belirtildi. Ancak sendika bu teklifi yetersiz bularak reddetti.

Konak Belediyesi önünde bir araya gelen işçiler, taleplerinin karşılanmasını istiyor. Sendika, belediyenin yeni bir teklif sunulmadığı sürece grevin süreceğini ifade etti.

Whatsapp Image 2025 05 07 At 11.52.16

“Maaşımız üç taksitte ödeniyor”

Konak Belediyesi önünde bekleyişini sürdüren işçiler şöyle konuştu:

Grev kararının ardından Konak Belediyesi önünde bir araya gelen işçiler taleplerini dile getirdi. Belediyede çalışan Ersin Gürsu, maaşların üç taksitte ödendiğini belirterek “Gerçekten çok zor geçiniyoruz. Sıkıntılarımız var ama bunları gideremiyorlar. Özellikle maaşlarımız üç taksitte veriliyor. Yani aldığımız paranın hayrını göremiyoruz, çünkü elimizde kalmıyor. En çok giderimiz elektrik, su, doğalgaz gibi temel ihtiyaçlara gidiyor. Bir de çocukların okul masrafları var. Nasip olursa bir sonuç alacağımızı düşünüyoruz. Ne kadar olacağını ise şu an bilemiyoruz ama hakkımız neyse onu istiyoruz.”

Whatsapp Image 2025 05 07 At 11.52.15

Belediye çalışanlarından Armağan Pekgöçen ise toplu sözleşmelerin iki yılda bir yapıldığına dikkat çekerek “Sosyal medyada 'bu kadar parayı beğenmiyorlar' diyorlar. Ama kimse bu işçilerin nasıl geçindiğini sormuyor. İnsanların çoğu bizim toplu iş sözleşmelerimizin iki yılda bir yapıldığını bilmiyor. Biz bu sözleşmeleri iki yılda bir imzaladığımız için, günümüz enflasyon koşullarına göre ücret talep ediyoruz. Bu yüzden zam oranlarını en az yüzde 50, hatta yüzde 80’lerden açıp yüzde 45-60 bandında bitirmek istiyoruz. Çünkü iki yılda bir zam alıyoruz ve bu süre içinde geçimimizi sağlayabilmemiz için bu oranlarda artış gerekiyor. Bu şartlar altında eylemimize devam edeceğiz. Çünkü bu işe baş koyduk. Mücadelemizin ses getirmesi için elimizden geleni yapacağız. Günümüz koşullarına uygun bir sözleşme imzalanana kadar da mücadele edeceğiz. Konak büyük bir ilçe, burada sosyete semtleri de var, büyük işyerleri de. Temizlik hizmetleri aksadığı anda, özellikle üç gün içinde vatandaşlar isyan noktasına gelir. Çünkü günümüz çağında mikroplar hızla bulaşıyor, özellikle de çöplerden. Bu hem çocuklarımız hem de halk sağlığı için büyük bir tehdit. Bu nedenle bu grevin bir an önce sonuçlanması gerekiyor. Biz de zaten bu bilinçle mücadele ediyoruz. Umuyoruz ki haklarımızı alırız.” Diye konuştu.

Whatsapp Image 2025 05 07 At 12.43.55

“Gerçek maaş cebimize yansımıyor”

Harita teknikeri olarak çalışan İnci Kırkyılmaz ise açıklanan rakamlarla gerçekte alınan ücret arasında büyük farklar olduğunu vurguladı: “En kötü şey ne biliyor musunuz? Yansıtılan rakamlar. Verdikleri yan haklar, yakacak yardımı, gıda kartı maaşmış gibi gösteriliyor. Örneğin bize öğle yemeği yerine gıda kartı veriliyor. Ama bu kalemler maaşa eklenince kamuoyuna 'en düşük ücret vergisiz şu kadar' diye yansıtılıyor. İnsanlar da bu rakamları görünce 'fena değilmiş' diyor. Halbuki durum öyle değil. Ben bir harita teknikeri olarak çalışıyorum. En son hesabıma yatan maaş 40 bin liraydı. Arkadaşlarım var, onlar yardımcı büro personeli olarak görünüyor, statüleri daha düşük. Onların eline geçen maaş 33-35 bin lira civarında.

Bakın, ben iki aydır kiralık ev arıyorum. 25 bin liraya ev arıyorum, ama bulamıyorum. O fiyata bile genelde asansörsüz, eski evler var. Bugün bir kişinin tek başına ev tutması imkânsız hale geldi. İki kişi çalışsa bile biri sadece kira ödüyor, diğeri mutfak giderlerine ancak yetiyor. Ekstra hiçbir sosyal hakkımız yok. Bu durumu on yıl öncesiyle kıyaslayınca tablo daha da netleşiyor. O zamanlar tek maaşımla yavaş yavaş evimi aldım, küçük de olsa bir araba edindim. Şimdi ise dışarıda kahvaltı yapmaya bile gidemiyoruz. Bir kahve içmenin bedeli olmuş 100 lira. İnsan vermeye kıyamıyor.”

İşçilerden İsmail Şencan ise grev kararlılığını şu sözlerle ifade etti: “Sonuçta biz burada emek veriyoruz. Verilen tepkiler beklentinin çok altında. Bunu kabul etmiyoruz. Hakkımız olanı istiyoruz. Eğer bizim hakkımız 3 liraysa, 3 lira olmasını istiyoruz. Şu an başkanımızın teklifiyle geçinmemiz çok zor. Hakkımızı alana kadar da eylemimiz devam edecek”

İslam Memiş'e göre altının kaderi ne olacak? İslam Memiş'e göre altının kaderi ne olacak?

Kaynak: özge uyanık