Yazın son günleri yaşanırken, milyonlarca vatandaş için sonbahar, sadece serinleyen havaları değil, aynı zamanda cepleri yakacak yeni bir zam dalgasını da beraberinde getiriyor. Türkiye'nin kanayan yarası haline gelen barınma krizi, eylül ayıyla birlikte yeni ve çok daha şiddetli bir evreye girmeye hazırlanıyor. Üniversite sınav sonuçlarının açıklanmasıyla hayallerindeki kampüslerin yolunu tutmaya hazırlanan yüz binlerce öğrenci, atama haberleriyle yeni görev yerlerine gitmesi gereken on binlerce memur ve yaz aylarında dünya evine giren çiftlerin yeni bir yuva arayışı, kiralık konut piyasasında benzeri görülmemiş bir talep patlamasına neden oldu. Arzın zaten yetersiz olduğu, fiyatların ise enflasyon ve maliyet artışlarıyla tırmandığı bir ortamda ortaya çıkan bu yoğun talep, sektör uzmanlarına göre mevcut durumu daha da içinden çıkılmaz bir hale getirecek. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropollerde ev sahipleri ve emlakçılar telefonlara yetişemezken, kiracılar ise her geçen gün artan rakamlar karşısında çaresizlik yaşıyor.

Uzmanlar uyardı: Talep patlaması fiyatları ateşleyecek

Emlak piyasasının nabzını tutan uzmanlar, önümüzdeki iki ay boyunca yaşanacak hareketliliğin fiyatlara doğrudan yansıyacağı konusunda hemfikir. Konuyla ilgili endişelerini dile getiren Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri (TÜGEM) Derneği Kurucu Başkanı Hakan Akdoğan, piyasada adeta bir "talep tsunamisi" beklendiğini vurguladı. Akdoğan, "Her yıl ağustos sonundan ekim ortasına kadar olan dönem, kiralık konut piyasasının en hareketli olduğu zamandır. Üniversite öğrencilerinin yerleşme telaşı, yeni atanan memurların ev arayışı ve yazın evlenenlerin yuva kurma isteği, bu dönemde birleşerek güçlü bir talep dalgası oluşturuyor. Arzın bu talebi karşılamakta zorlandığı mevcut koşullarda, bu durumun fiyatlara yansıması kaçınılmazdır" şeklinde konuştu. Bölgesel olarak ciddi artışlar öngördüklerini belirten Akdoğan, "Özellikle belirli sıcak noktalarda, kira artışlarının ekim ayına kadar %30'u bulabileceğini tahmin ediyoruz. Bu, mevcut kiracılar için olduğu kadar, yeni ev arayanlar için de çok zorlu bir sürecin habercisi" dedi.

Enflasyon ateşinde hafif serinleme
Enflasyon ateşinde hafif serinleme
İçeriği Görüntüle

Öğrencinin kâbusu, memurun çilesi: Büyükşehirler ateş pahası

Beklenen zam dalgasından en çok etkilenecek kesimlerin başında, şüphesiz öğrenciler ve dar gelirli memurlar geliyor. Hayallerindeki üniversiteye yerleşmenin sevincini yaşayan binlerce genç ve ailesi, şimdi de fahiş kiralarla başa çıkmak zorunda. Yurt kapasitelerinin yetersiz kalması, öğrencileri özel yurtlara veya kiralık evlere yönlendirirken, karşılaştıkları rakamlar adeta şok etkisi yaratıyor. Hakan Akdoğan, özellikle öğrenci nüfusunun yoğun olduğu bölgelerde piyasanın kilitlenme noktasına geldiğine dikkat çekiyor. Akdoğan, "Büyükşehirlerde durum çok daha vahim. Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi metropollerde öğrencilerin barınma sorunu bir milli mesele haline gelmiştir. İstanbul'da üniversite kampüslerine yakınlığıyla bilinen Beşiktaş, Sarıyer, Mecidiyeköy gibi semtlerde kiralık ev bulmak neredeyse imkansız. Bulunan birkaç dairenin fiyatı ise bir öğrencinin veya ailesinin karşılayabileceği seviyelerin çok üzerinde. 1+1 dairelerin bile astronomik rakamlara ulaştığını görüyoruz" ifadelerini kullandı. Benzer bir çile, yeni atandığı büyükşehirde göreve başlamaya hazırlanan memurlar için de geçerli. Aldıkları maaşın büyük bir kısmını kiraya vermek zorunda kalan memurlar, geçim sıkıntısı nedeniyle büyükşehirlerde görev yapmak istemiyor, birçoğu yüksek kiralar nedeniyle tayin talebinde bulunuyor.

Fiyatlar yüzde 40'a kadar tırmanabilir: Ocak'tan bu yana durmayan artış

Piyasadaki endişeleri doğrulayan bir diğer önemli açıklama ise İstanbul Ticaret Odası (İTO) Emlak Müşavirliği Meslek Komitesi üyesi Mustafa Hakan Özelmacıklı'dan geldi. Özelmacıklı, artış oranının çok daha yüksek seviyelere çıkabileceğine işaret ederek, tablonun vahametini gözler önüne serdi. Sadece önümüzdeki dönemi değil, yılbaşından bu yana yaşanan süreci de değerlendiren Özelmacıklı, "İstanbul özelinde baktığımızda, ocak ayından eylül ayına kadar olan dönemde kiralardaki toplam artışın %40'ı bulması sürpriz olmayacaktır. Zaten yılın başından beri devam eden bir tırmanış vardı. Şimdi tayinler ve üniversite kayıtlarından kaynaklanan ani talep, bu tırmanışı daha da hızlandıracak bir etki yaratıyor" dedi. Özelmacıklı'ya göre, piyasadaki bu hareketlilik, hem boş olan konutların fiyatlarının artmasına hem de mevcut kiracıların kontrat yenileme dönemlerinde daha yüksek kira artışları ile karşılaşmasına neden olacak. Bu durum, yasal %25'lik zam sınırının etrafından dolanmak için ev sahipleri ile kiracılar arasında yeni gerilimlerin yaşanmasına da zemin hazırlıyor.

Arz yetersiz, çözüm ufukta görünmüyor

Sektör temsilcileri, yaşanan krizin temelinde, talep patlamasının yanı sıra kronikleşen arz sorununun yattığını belirtiyor. Son yıllarda artan inşaat maliyetleri, arsa fiyatlarındaki yükseliş ve finansmana erişimdeki zorluklar nedeniyle yeni konut üretiminin yavaşlaması, kiralık konut piyasasındaki dengeyi tamamen bozmuş durumda. Piyasaya yeterli sayıda yeni ve uygun fiyatlı kiralık konut sunulamadığı için, mevcut sınırlı sayıdaki konuta olan talep fiyatları yapay bir şekilde yukarı çekiyor. Öte yandan, yüksek enflasyon ortamında mülkünü bir yatırım aracı olarak gören ve kiraya vermektense boş tutmayı veya satmayı tercih eden ev sahiplerinin sayısındaki artış da arzı daraltan bir diğer önemli faktör. Hükümetin getirdiği %25'lik kira artış sınırının, bir yandan mevcut kiracıları korurken diğer yandan ev sahiplerini piyasadan caydırarak arzı azaltma gibi istenmeyen bir yan etkiye neden olduğu da uzmanlar tarafından sıkça dile getiriliyor. Kalıcı bir çözüm için, sadece talebi yönetmenin yeterli olmadığı, aynı zamanda uygun fiyatlı kiralık konut arzını artıracak kapsamlı ve uzun vadeli politikalara acil ihtiyaç duyulduğu vurgulanıyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ