İNCİ ONGUN - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Basmane semtine taşıdığı çalışma ofisinin kapılarını Dokuz Eylül Gazetesi’ne açtı.
Çalışma ofisini Basmane’ye taşımasının bilinçli bir tercih olduğunu anlatan Başkan Tugay, bu adımla bölgenin daha görünür hale gelmesini amaçladığını ifade etti. “Mimar, tarihçi değilim; sadece bu kente bağlı, sıradan bir vatandaşım. İzmir'e aşığım ve kentin dört bir yanını seviyorum. Ona baktığımda, içimde her zaman derin bir saygı duygusu oluşuyor” ifadeleriyle İzmir’e olan sevgisini vurgulayan Başkan Tugay, kentin tarihini, kültürünü yansıtan sokakların, dokuların ve insanların korunmasının önemli olduğunu vurguladı.

Basmane çevresinin tanınması ve değerinin fark edilmesine verdiği önemi dile getiren Başkan Tugay, “İnsanlar buralara pek gelmiyor. Ben burayı kullanmaya başlayınca, zaman zaman randevuları burada veriyoruz. Gelenler çok etkileniyor. ‘Böyle bir yer mi vardı İzmir’de?’ diyorlar. Çok önemli insanları getirdik, ‘Burada görüşeceğiz’ diye randevu verdik. Zor buluyorlar ama geldiklerinde çok beğeniyorlar. Tarihi, ortamı, etkisi çok güçlü. Biz burada var oldukça bu bölgeyi suistimal edenler de buralardan çekilecek” ifadesini kullandı.
Önce toparlama, sonra dönüşüm
Önümüzdeki altı ay ila bir yıl içinde Basmane ve çevresinde belirgin bir toparlanma sürecinin yaşanacağını ifade eden Başkan Tugay, bu sürecin ardından daha kapsamlı bir aşamaya geçileceğini, bölge için planlanan çalışmalarının yapıldığını anlattı “Toparlanma süreci ardından bambaşka bir aşamaya geçilecek. Restorasyon çalışmaları, kamusal alanların düzenlenmesi, sokak zeminleri ve binaların dış cepheleri… Hepsi tek tek ele alınacak” bilgisini verdi.
Kadifekale mahalleleriyle ilgili hayallerinin büyük olduğunu belirten Başkan Tugay, bölgede halihazırda sessiz sedasız yürütülen çalışmalara da dikkat çekti. Virane yapıların kaldırıldığı tiyatro çevresindeki binaların kamulaştırma sürecinin sürdüğünü paylaşan Tugay, tiyatronun kısa sürede ortaya çıkarılacağı müjdesini verdi. Balıkuyu semtindeki kentsel dönüşüm projesinde de değişikliğe gidildiğini açıklayan Başkan Tugay, “Oraya çirkin binalar gelmesini istemiyoruz. Bu nedenle projeye müdahale ettik” dedi. Başkan Tugay, bölgede Helenistik dönemden kalan ve bugüne kadar gizli kalmış antik kalıntıların bulunduğunu da hatırlattı.
İzmir’de uzun süredir odağın Kemeraltı’nda olduğunu, Basmane ve çevresinin ihmal edildiğini, ruhun bu bölgede yaşadığını söyleyen Başkan Tugay, “Kemeraltı önemli ama çalışılması gereken yer aynı zamanda bu bölge; Anafartalar, Hatuniye, Basmane, Kadifekale.Anladım ki ruh aslında burada. Buralarda çok çalışacağız.”
Başkan Tugay, ayrıca kentsel hafızanın korunmasında emeği olanlara özel bir önem verdiğini ve iş birliklerinin geliştirdiklerini ifade etti.

“Soylulaştırma taraftarı değilim”
Bölgenin kimliğini korunmasının önemine dikkat çeken Başkan Tugay, “Ben burayı ‘soylulaştırma’ taraftarı değilim. Yıllardır bu semtlerde yaşayan, buranın yerlisi olan, dokusuna ait, kalender insanlar var. Onlar zaten buranın asli unsuru. Buranın kendi insanlarının daha iyi şartlarda yaşamasını istiyorum. Bu semtin eski canlılığını ve enerjisini yeniden buraya kazandırmayı hedefliyorum. Samimi söyleyeyim: İzmir’de gücü olan, imkânı olanların buraya sahip çıkması lazım, el atmaları lazım” diye konuştu.

Antik tiyatroda çalışmak istedim
Kadifekale’deki antik tiyatro konusu üzerinde özellikle durduğunu bildiren Tugay, bu alanla ilgili son derece heyecanlı olduğunu, çalışmaların hızlandırılması için verilen desteğin artırıldığını belirtti. “Destekleri dört kat, beş kat artırdık. Daha da fazlasını yapalım istiyorum. Amacım bir an önce orayı bitirmek. Hatta kendim gidip çalışmak istedim, şaka değil, gerçekten söylüyorum. Arada gidip geliyorum, bilgi alıyorum. Dikkat çekmek istiyorum. Önemi anlaşılsın istiyorum. Çünkü insanlar önce bu değerleri tanımalı ki sonra sahip çıksın.”

İzmir’i sanat şehri yapacağız
İzmir’in kimliğinin yalnızca bugünün ihtiyaçlarıyla değil, geçmişten devralınan değerlerle ve geleceğe dair hedeflerle şekillenmesi gerektiğini söyleyen Başkan Tugay, kentin sahip olduğu miraslara dikkat çekti:
Tugay şunları söyledi: İzmir’in birkaç tane büyük mirası var. Birincisi doğal miras: Körfez, Kuş Cenneti, dağlar, bitkiler, ovalar, ırmaklar… İkincisi insan eliyle yaratılmış miras. Bunlar somut miras; yani binalar gibi. Bir de somut olmayan miras var. Kültürel değerler gibi. Bu üç mirasa sahip çıkamayan bir şehir kalkınma hayali falan kurmasın. Şehri tanımlayacaksak, geçmişten bugüne, bugünden geleceğe bağlayarak tanımlayacağız. Bu yaklaşım, bir belediyeyi ve kenti nasıl yöneteceğimizin temel modeli gibi. Şimdi İzmir’in bir marka ihtiyacı var, bir vizyon ihtiyacı var. Benim kafamda net: İzmir’i bir sanat şehri yapacağız. Mimariyi, kültürü, tarihi; hepsini içine alan bir sanat şehri… Aynı zamanda çağdaş teknolojiyi ve inovasyonu merkeze alan bir şehir olacak. Tarihi de sanatla olan bağlantısını kurarak ele alacağız. Yapılar, kültür; hepsi bu vizyonun bir parçası.”





