Türkiye'nin dijital istihdam piyasasının en köklü ve en büyük oyuncusu olan Kariyer.net hakkında, rekabet hukukunun en üst otoritesi olan Rekabet Kurulu tarafından kritik bir soruşturma açılmasına karar verildi. Bu karar, kurumun internet sitesinde yayımlanan bir duyuru ile kamuoyuna ilan edildi ve dijital ekonomi çevrelerinde büyük bir yankı uyandırdı. Soruşturma, basit bir incelemenin ötesinde, platformun pazar gücünü kullanarak rekabeti engelleyici faaliyetlerde bulunup bulunmadığını derinlemesine araştıracak resmi bir süreci ifade ediyor.
Rekabet hukukunda bir şirketin pazarında hakim durumda olması tek başına bir suç teşkil etmez. Ancak bir şirketin, bu gücünü rakiplerini dışlamak, pazara yeni girecek oyuncuları engellemek veya tüketiciler aleyhine sonuçlar doğuracak şekilde kullanması, "hakim durumun kötüye kullanılması" olarak kabul edilir ve ağır yaptırımlara tabidir. Rekabet Kurulu'nun başlattığı bu soruşturma da, ön inceleme aşamasında elde edilen bilgi, belge ve tespitlerin, Kariyer.net'in faaliyetlerine ilişkin ciddi şüpheler barındırdığı ve daha detaylı bir incelemeyi zorunlu kıldığı anlamına geliyor. Bu süreç, önümüzdeki aylarda hem şirketten hem de sektördeki diğer paydaşlardan savunmaların alınacağı, uzman raporlarının hazırlanacağı ve nihayetinde Kurul'un bir karara varacağı zorlu bir maratonun başlangıcı.
İki platform, tek veri tabanı mı? 'Veri birleştirme' iddiası masada
Soruşturmanın en can alıcı ve en modern boyutunu, "veri birleştirme" iddiası oluşturuyor. Rekabet Kurulu'nun duyurusunda, Kariyer.net'in, aynı ekonomik bütünlük içerisinde faaliyet gösteren ve daha çok "mavi yaka" olarak tabir edilen pozisyonlara odaklanan "isinolsun.com" platformu üzerinden elde ettiği verileri birleştirdiği şüphesi özellikle vurgulanıyor. Bu iddia, günümüz dijital ekonomisinin en temel güç kaynağı olan verinin, rekabeti nasıl şekillendirebileceğine dair önemli bir örnek teşkil ediyor.
Peki, bu veri birleştirme neden bir rekabet sorunu yaratabilir? İki platformun da aynı çatı altında olması, teorik olarak milyonlarca iş arayanın öz geçmişinden, başvuru alışkanlıklarından, aradığı pozisyonlardan ve on binlerce işverenin aradığı niteliklerden oluşan devasa bir veri havuzu yaratılmasına olanak tanır. Bu "süper veri tabanı", şirkete rakiplerinin sahip olamayacağı kadar derin bir pazar analizi ve öngörü gücü verebilir. Örneğin, bu birleştirilmiş veri, işverenlere çok daha isabetli aday önerileri sunmak, iş arayanlara ise kişiselleştirilmiş ilanlar göstermek için kullanılabilir. İlk bakışta bu durum kullanıcı için faydalı gibi görünse de, rekabet açısından ciddi bir engel teşkil edebilir. Diğer küçük veya niş iş ilanı platformları, bu denli büyük ve çeşitli bir veri setine sahip olamadıkları için, Kariyer.net'in sunduğu bu "akıllı" hizmetlerle rekabet etmekte zorlanabilir ve zamanla pazar dışına itilebilirler. Rekabet Kurulu, işte bu potansiyel rekabeti dışlayıcı etkiyi detaylı bir şekilde inceleyecek.
Piyasayı domine etme hamlesi mi? Agresif fiyatlama ve reklam harcamaları şüphesi
Soruşturmanın ikinci ve üçüncü ayaklarını ise daha klasik rekabet hukuku ihlali iddiaları oluşturuyor: agresif fiyatlama ve yoğun reklam harcamaları. Rekabet Kurulu, Kariyer.net'in, pazardaki hakim durumunu kullanarak rakiplerini zayıflatmaya yönelik bir fiyat politikası izleyip izlemediğini araştıracak. Agresif fiyatlama, bir şirketin, maliyetinin altında veya çok düşük kâr marjlarıyla hizmet sunarak rakiplerini iflasa sürüklemeyi ve pazardan silmeyi amaçladığı, ardından da rakipsiz kaldığı pazarda fiyatları dilediği gibi artırdığı bir stratejidir. Kurul, platformun özellikle büyük kurumsal müşterilere veya belirli segmentlere yönelik uyguladığı fiyatlandırma stratejilerinde bu tür bir niyetin olup olmadığını mercek altına alacak.
Yoğun reklam harcamaları ise, pazara yeni girişleri engelleyen bir diğer önemli faktör olarak görülüyor. Kariyer.net gibi pazarın lideri bir oyuncunun, ulusal televizyon kanallarından dijital mecralara kadar her alanda yapacağı devasa reklam yatırımları, daha küçük sermayeye sahip rakiplerinin veya pazara yeni girmek isteyen girişimlerin sesini duyurmasını neredeyse imkânsız hale getirebilir. Bu durum, potansiyel rakiplerin pazara girmesini daha en başından caydırarak, mevcut hakim durumun adeta "çimento" ile sağlamlaştırılmasına neden olabilir. Kurul, bu reklam harcamalarının boyutunun ve etkisinin, pazardaki rekabeti makul olmayan bir düzeyde engelleyip engellemediğini de değerlendirecek.