Karaburun Bilim Kongresi’nde yapılan panelin ardından basın açıklaması yapan Nana’ya Özgürlük İnisiyatifi, İstanbul Üniversitesi’nde antropoloji alanında yüksek lisans yapan Azerbaycan vatandaşı Nana Babazade’nin hukuksuz biçimde geri gönderme merkezinde tutulduğunu duyurdu. Açıklamaya göre Babazade, okul yemekhanesindeki zam protestosuna katıldığı gerekçesiyle gözaltına alındı ve ardından “yabancı terörist” muamelesi görmeye başladı.

İnisiyatifin açıklamasında Babazade’nin 15 gündür işkenceye maruz bırakıldığı öne sürüldü. Çıplak aramaya zorlandığı, gönüllü geri dönüş belgesini imzalaması için baskı yapıldığı ve gün içinde 20’ye varan görüşmelere sokulduğu belirtildi. Açıklamada, bu durumun “rıza inşası adı altında zorla ikna yöntemi” olduğu vurgulandı. Açıklamaya göre Babazade, geri gönderme merkezinde temel ihtiyaçlardan mahrum bırakılıyor. İlk günlerde su dahi verilmediği, sıcak suya erişimin engellendiği ve hijyenik olmayan koşullarda tutulduğu kaydedildi. İnisiyatif, Babazade’nin sağlık durumunun giderek kötüleştiğini, dışarıdan getirilen vitamin ve ilaçların kendisine ulaştırılmadığını bildirdi. Bir simit dahi ancak doktor reçetesi ile alınabiliyor.

Ulaşımda yeni zam tartışması: Personel servislerine yüzde 35 artış gündemde
Ulaşımda yeni zam tartışması: Personel servislerine yüzde 35 artış gündemde
İçeriği Görüntüle

Göçmen merkezlerinde hak ihlalleri

Nana Babazade’nin Azerbaycan’a geri gönderilmesi durumunda can güvenliğinin olmadığını belirten platform, bu adımı “göz göre göre ölüme gönderme” olarak nitelendirdi. Türkiye’nin uluslararası sözleşmeler gereği, hayatı veya özgürlüğü tehdit altında olacak kişileri sınır dışı etme yasağına uymak zorunda olduğu hatırlatıldı. İnisiyatif, yalnızca Babazade’nin değil, Türkiye’deki geri gönderme merkezlerinde tutulan pek çok göçmenin insanlık dışı koşullara maruz bırakıldığını savundu. Açıklamada, geçtiğimiz günlerde Ugandalı bir kadın göçmenin intihara teşebbüs ettiği ve hâlen hayati tehlikesinin bulunduğu da dile getirildi.

Nana'ya Özgürlük İnsiyatifi adına İklim Adaleti Koalisyonu dönem koordinatörü Kenan Yahya tarafından okunan basın açıklamasının tamamı şu şekilde:

Hayvan özgürlüğü mücadelesinden, vegan dostumuz Nana Babazade, hala geri gönderme merkezinde gözaltında ve 15 gündür işkence görüyor, sırf hak mücadeleleri yüzünden. Nana, İstanbul Üniversitesinde antropoloji alanında yüksek lisans öğrencisi. Gözaltına alınma dosyasında sadece okul yemekhanesindeki, basit bir yemek zammı eylemi gerekçe gösteriliyor. Yetmiyor sadece bu gerekçeyle terörist ilan ediliyor ve bir öğrenci olarak yabancı terörist muamelesi görüyor. Ama biliyoruz ki, yemekhane eylemi sadece bir bahane. Nana'yı, herkes için bir arada güzel bir dünya düşüne emek verdiği için, ezilen her canlının, insanların, doğanın, insan dışı türlerin yanında olduğu için sınır dışı etmek istiyorsunuz.

Nana, Azerbaycan vatandaşı ve orada hiçbir şekilde can güvenliği yok. Şimdi göz göre göre ve bunu bile bile onu ölüme göndermek istiyorsunuz. Bu hukuksuz sınır dışıyla hem masumiyet karinesini hem de öğrencilik hakkını gasp ediyorsunuz. Bağımsız yargı sürecini işletmiyor, temel hukuki ilkeleri yok sayıyorsunuz. Nana'yı alelacele sınır dışı etmek için yapmadığınızı bırakmadınız, ona yaşattığınız işkenceleri gizlemek için ne yapacağınızı da şaşırdınız. Ama hem ülke hem dünya kamu oyu, insan hakları örgütleri, milletvekilleri, halkların kardeşliği peşinizde. Nana'ya yaşattıklarınızı duyurmaya, onu alana kadar devam edeceğiz Nana'yı, tüm göçmen geri gönderme merkezlerinde olduğu gibi işkence altına aldınız. Çıplak aramaya maruz bıraktınız, sınır dışı etmek için gönüllü geri gönderme belgesini imzalamasına yönelik büyük bir baskı altına aldınız.

2-290

Öyle ki bazı günler, günde 20'ye varan görüşmeye maruz bırakıyorsunuz, taş olsa çatlar. Kimi zaman zor kullanarak kimi zaman sözüm ona bir diyalog içinde ama esasen rıza inşasıyla ikna yöntemi altında sınır dışı etmeyi dayatıyorsunuz. Üstelik ona yemek bile vermiyorsunuz. Hatta ilk günler su dahi sağlamadınız. Sıcak su hakkına eriştirmediniz, onu hijyensiz koşullar altında bıraktınız. Bu şartlar altında Nana’nın sağlığı kötüye gidiyor, götürdüğümüz vitaminler ve ilaçlar ise ona verilmiyor. Bir simiti dahi doktor reçetesi ile almak zorunda bırakıyorsunuz. Say say bitmez, yaşattığınızı zorluklar. Ama Nana'yı, Azerbaycan'da ölüme göndermeye müsaade etmediğimiz gibi göçmen geri gönderme merkezinde günden günde öldürmenize de müsaade etmeyeceğiz. Suçlarınızı her gün anlatacağız.

Göçmen geri gönderme merkezlerinde yaşanan hak ihlallerinden bir an evvel dönün. İnsanlık onuruna yakışmayan bu tavırlar yüzünden birçok göçmen arkadaşımızı hayattan soğuttunuz, daha birkaç gün evvel Ugandalı göçmen bir kadın arkadaşımız intihara teşebbüs etti ve halen sağlık durumu iyi değil. Geri gönderme merkezlerini bir mülteci kampına dönüştüren zihniyetinizi kınıyoruz. Unutmayın, Türkiye uluslararası sözleşmeler gereği geri gönderme yasağına uymak zorunda. Çünkü sözleşme der ki ‘Hiç kimse, hayatının, özgürlüğünün ya da güvenliğinin tehlikede olacağı bir ülkeye zorla gönderilemez’. Türkiye yükümlülüklerini yerine getirsin. Nana'yı derhal serbest bırakın.

Nana'ya özgürlük, göçmenlere özgürlük"

Muhabir: Rojda Dolgun