Trafik kazalarıyla ilgili genel kanının aksine, İzmir yollarında tehlike çanları en çok gün ışığında çalıyor. İzmir Emniyet Müdürlüğü Trafik Birimleri tarafından paylaşılan 4-10 Ağustos 2025 haftasına ait yaralanmalı kaza raporu, kazaların yüzde 63'ünün gündüz saatlerinde meydana geldiğini gözler önüne serdi. Gece saatlerinde gerçekleşen kazaların oranı ise yüzde 37'de kaldı. Bu istatistik, "gece görüşü zayıflar, kazalar artar" şeklindeki yaygın inanışı sorgulatıyor. Uzmanlar, bu durumun ardında yatan temel nedenin gündüz saatlerindeki trafik yoğunluğu olduğunu belirtiyor. İş, okul ve sosyal yaşamın getirdiği hareketlilikle gün içinde yollardaki araç sayısının katlanması, kaza olasılığını da beraberinde artırıyor. Sürücülerin yoğun trafik temposu içinde yaşadığı stres, aceleci tavırlar ve anlık dikkat dağınıklıkları, aydınlık havaya ve net görüşe rağmen kazalara davetiye çıkarıyor. Güneşin parlak olduğu saatlerde yaşanan bu kaza yoğunluğu, trafik güvenliğinin sadece görüş koşullarına değil, büyük ölçüde sürücü davranışlarına ve trafik yoğunluğuna bağlı olduğunun altını çiziyor.

Kavşaklar ve kontrolsüz geçişler ölüm saçıyor

İzmir'in kaza haritasında, yolların kesişim noktaları olan kavşaklar, en kanlı çarpışmaların yaşandığı alanlar olarak öne çıkıyor. Rapora göre, yaralanmalı kazaların en sık görülen türü, yüzde 32'lik ezici bir oranla yandan çarpma oldu. Bu kaza türü, genellikle kavşaklarda veya kontrolsüz tali yol çıkışlarında geçiş hakkı ihlalleri sonucu meydana geliyor. Veriler bu durumu teyit eder nitelikte; kazalara yol açan ihlaller incelendiğinde, yüzde 11'inin kavşak ihlali, yüzde 3'ünün ise doğrudan kırmızı ışık ihlali olduğu görülüyor. Bu üç kalem bir arada değerlendirildiğinde, yani yandan çarpma, kavşak ve ışık ihlalleri toplandığında, kazaların neredeyse yarısının (yüzde 46) bu kesişim noktalarındaki kuralsızlıktan kaynaklandığı anlaşılıyor. Bu durum, sürücülerin kavşaklara yaklaşırken hızlarını düşürmediğini, trafik ışıklarına riayet etmediğini ve geçiş önceliği kurallarını hiçe saydığını gösteriyor. Her bir yandan çarpma kazası, aslında bir sürücünün "bana bir şey olmaz" diyerek aldığı ölümcül bir riskin trajik sonucunu temsil ediyor.

Motosikletliler alarm veriyor: Her 10 kazadan 7'sinde onlar var

Haftalık raporun belki de en çarpıcı ve en endişe verici verisi, iki tekerlekli araçların karıştığı kazaların oranında gizli. Verilere göre, yaralanmayla sonuçlanan kazaların oluş şekilleri incelendiğinde, yüzde 69 gibi şok edici bir oranda motosiklet kazası kayıtlara geçti. Bu rakam, İzmir'de yaralanan her 10 kişiden 7'sinin bir motosiklet kazası mağduru olduğu anlamına geliyor. Özellikle yaz aylarında kullanımı artan, trafik sıkışıklığına pratik bir çözüm olarak görülen motosikletler, aynı zamanda trafikteki en savunmasız grubu oluşturuyor. Otomobil sürücüleri tarafından fark edilmemek, ani manevralar ve trafikteki diğer araçların koruyucu kaportasından yoksun olmak, motosiklet sürücülerini en küçük bir hatada bile ciddi yaralanma riskiyle karşı karşıya bırakıyor. Bu yüksek oran, hem motosiklet sürücülerinin kask ve koruyucu ekipman kullanımının hayati önemini hem de diğer araç sürücülerinin trafikteki iki tekerlekli araçların varlığına karşı çok daha dikkatli ve saygılı olması gerektiğini acı bir şekilde hatırlatıyor.

Korunmasız yayalar tehlike altında

Trafik zincirinin en savunmasız halkası olan yayalar, İzmir yollarında tehlike altında olmaya devam ediyor. Kazaların oluş şekline göre yapılan incelemede, yaya kazası oranının yüzde 14 olduğu görülüyor. Bu oran, motosiklet kazalarının gölgesinde kalsa da, her gün onlarca yayanın araç çarpması sonucu yaralandığı gerçeğini değiştirmiyor. Özellikle yaya geçitlerinde, okul önlerinde ve hız limitlerinin yüksek olduğu bulvarlarda yaşanan bu kazalar, sürücülerin yayalara karşı olan sorumluluklarını yeterince yerine getirmediğini gösteriyor. Yaya geçidine yaklaşırken yavaşlamamak, yayalara ilk geçiş hakkını tanımamak ve dikkatsizce araç kullanmak, masum insanların hayatını karartan en önemli etkenler olarak öne çıkıyor. Bu yüzde 14'lük dilim, trafikte sadece sürücülerin değil, aynı zamanda en korunmasız olan yayaların da can güvenliğinin sağlanması için daha etkin denetimlere ve altyapı düzenlemelerine ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyuyor.

Rezan Epözdemir serbest bırakıldı mı? Rezan Epözdemir neden gözaltına alındı?
Rezan Epözdemir serbest bırakıldı mı? Rezan Epözdemir neden gözaltına alındı?
İçeriği Görüntüle

İhlaller kazalara davetiye çıkarıyor: Arkadan ve yandan çarpmalar zirvede

Sürücülerin anlık dikkatsizlikleri ve kural tanımazlıkları, kaza istatistiklerine doğrudan yansıyor. Yandan çarpmaların ardından en sık görülen ikinci kaza türü, yüzde 12'lik oranla arkadan çarpma oldu. Bu kaza türü, genellikle takip mesafesini korumamak, seyir halindeyken cep telefonu gibi dikkat dağıtıcı unsurlarla ilgilenmek ve ani fren yapan araca zamanında reaksiyon gösterememekten kaynaklanıyor. Yoğun şehir trafiğinde sıkça rastlanan bu durum, zincirleme kazalara da yol açarak trafik akışını felç edebiliyor. Raporda yer alan ve "diğer kazalar" olarak sınıflandırılan yüzde 42'lik büyük bir dilim ise, trafik tehlikesinin ne kadar çeşitli ve karmaşık olduğunu gösteriyor. Bu kategori, tek taraflı kazalardan, hatalı sollama sonucu yaşanan çarpışmalara, park halindeki araca çarpmadan, hayvanlara çarpmaya kadar çok sayıda farklı senaryoyu içinde barındırıyor. Bu veriler, trafik güvenliğinin tek bir soruna indirgenemeyeceğini, bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gereken çok yönlü bir problem olduğunu kanıtlıyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ