Karşıyaka'da emekçiler yarım gün iş bıraktı Karşıyaka'da emekçiler yarım gün iş bıraktı

İzmir’in Çiğli Belediyesi’nde çalıştıkları sırada gerekçe gösterilmeksizin işten çıkarıldıklarını belirten 6 kadın işçi, seslerini duyurmak ve haklarını aramak için zorlu bir mücadeleye girişti. İzmir’den başkent Ankara’ya doğru başlattıkları ve tam 10 gün süren yürüyüşleri, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Merkezi önünde son buldu. Yorgun ama kararlı adımlarla genel merkezin önüne ulaşan kadın işçiler, burada bir basın açıklaması yaparak yaşadıkları mağduriyeti ve taleplerini kamuoyuyla paylaştı.

“Hakkımızı aradığımız için kapı önüne konulduk”

İşçiler adına açıklamayı okuyan Hale Ören Özdinçer, sözlerine Beşiktaş ve Altındağ belediyelerinde benzer şekilde işten çıkarılan işçilerle dayanışma mesajı vererek ve Çalık Holding’den hakkını almak için mücadele ederken holding binası önünde dövülerek öldürülen Erol Eğrek’i anarak başladı. Özdinçer, “Bu ülkede bir işçinin hakkını istemesi hâlâ ölümle, dışlanmayla, yoksullukla karşılık bulabiliyor. İşte biz de aynı düzenin tanıklarıyız. Hakkımızı aradığımız için kapı önüne konulduk. Ne bir mahkeme kararı, ne bir denetim raporu… Sadece sessizce hazırlanmış bir listeye yazıldık. Ve geçimimizi, geleceğimizi, emeğimizi bir anda kaybettik” diyerek yaşadıkları süreci özetledi. Bu ifadeler, Türkiye’de işçi hakları ve iş güvencesi konusundaki sorunlara dikkat çeken çarpıcı bir eleştiri niteliğindeydi.

Sadece işlerini değil, görülmeyi ve duyulmayı talep ediyorlar

Kadın işçiler, eylemlerinin sadece bireysel bir hak arayışı olmadığını, aynı zamanda belediye şirketlerinde çalışan yüz binlerce işçinin sesi olduklarını vurguladı. Özdinçer, “Yalnızca işlerimizi değil aynı zamanda görülmeyi, duyulmayı ve anlaşılmayı talep ediyoruz. Kadın emeğinin hâlâ güvencesiz, görünmez ve değersiz sayıldığı koşullarda, bu yürüyüşü adalet için attık. Ne kırdık, ne döktük. Sadece yürüdük. Ayaklarımızla değil, inancımızla geldik” sözleriyle, mücadelenin toplumsal bir boyutu olduğuna işaret etti. Bu yürüyüş, aynı zamanda kadın emeğinin değersizleştirilmesine ve güvencesiz çalışma koşullarına karşı bir başkaldırı anlamı taşıyordu.

CHP yönetimine ve kamuoyuna çağrı: “yanlıştan dönün”

Açıklamada, CHP yönetimine, belediye başkanlarına ve tüm kamuoyuna seslenilerek, işten çıkarılmalarının yarattığı mağduriyetin bir an önce giderilmesi talep edildi. Özdinçer, “Biz 16 kadın işçi, işimizi geri istiyoruz. Daha fazla zaman kaybetmeden, daha fazla mağduriyet yaratmadan, bu yanlıştan dönülmesini istiyoruz” diyerek, sorunun çözümü için somut adımlar atılması çağrısında bulundu. Bu çağrı, siyasi partilerin ve yerel yönetimlerin işçi hakları konusundaki sorumluluklarını bir kez daha gündeme getirdi.

“Yorgunuz ama yılgın değiliz, kararlıyız ama kırgın değiliz”

İşe iade edilmelerinin sadece bir maaşa kavuşmak anlamına gelmediğini, aynı zamanda emeğin hakkının teslim edilmesi ve kadınların çalışma hayatında eşit yurttaş sayılmasının bir gereği olduğunu vurgulayan Özdinçer, açıklamalarını şu güçlü sözlerle tamamladı: "Biz, yorgunuz ama yılgın değiliz. Kararlıyız ama kırgın değiliz. Birlikte yürüdük, birlikte direndik, şimdi birlikte üretmek için geri dönmek istiyoruz. Bizim hikâyemiz burada bitmiyor. Belki bir yürüyüş tamamlandı ama sesimiz daha yeni duyuldu. Bu nedenle diyoruz ki, ‘Yolun sonunda değiliz, sözün başındayız.’ Ve bu sözümüz, yalnızca bugün için değil, gelecekte ayağa kalkacak bütün emekçiler içindir. İşçiyiz, kadınız, hakkımızı istiyoruz ve bu hak teslim edilene kadar buradayız." Bu ifadeler, kadın işçilerin mücadele azmini ve kararlılığını net bir şekilde ortaya koyuyordu.

Sendikalar ve sivil toplum örgütlerinden destek

Çiğli Belediyesi’nden işten çıkarılan kadın işçilerin Ankara yürüyüşü ve CHP Genel Merkezi önündeki açıklamaları, sendikalar ve çeşitli sivil toplum örgütleri tarafından da yakından takip edildi. Birçok sendika ve kadın örgütü, işçilere destek mesajları yayımlayarak, işe iade taleplerinin haklı olduğunu ve sürecin takipçisi olacaklarını belirtti. Bu destek, kadın işçilerin mücadelesine güç kattı ve konunun kamuoyunda daha geniş yankı bulmasını sağladı.

İşten çıkarmaların gerekçesi ve belediyenin tutumu

Çiğli Belediyesi yetkililerinden, işten çıkarmaların gerekçesine dair henüz detaylı bir açıklama yapılmadı. Kadın işçiler, işten çıkarılma sürecinde kendilerine herhangi bir somut gerekçe sunulmadığını ve haksız bir uygulamayla karşı karşıya kaldıklarını iddia ediyor. Belediyenin bu konudaki sessizliği, eleştirilerin artmasına ve olayın şeffaflıkla çözülmesi yönündeki taleplerin yükselmesine neden oluyor.

Yerel yönetimlerde iş güvencesi tartışması

Bu olay, Türkiye’deki yerel yönetimlerde çalışan işçilerin iş güvencesi konusunu bir kez daha gündeme getirdi. Özellikle belediye şirketlerinde çalışan taşeron işçilerin ve sözleşmeli personelin hakları, sık sık tartışma konusu oluyor. Kadın işçilerin yaşadığı bu durum, yerel yönetimlerde istihdam politikalarının ve işçi haklarının daha güçlü bir şekilde korunması gerektiği yönündeki talepleri artırdı.

Kaynak: HABER MERKEZİ