Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde sağlık sektörünün geleceği önemli bir sorunla karşı karşıya: Doktorların yaş ortalaması giderek artıyor. OECD ve Avrupa Komisyonu tarafından ortaklaşa yayımlanan “Bir Bakışta Sağlık: Avrupa 2024” raporuna göre, AB genelinde doktorların üçte birinden fazlası (yüzde 35) 55 yaş ve üzerinde bulunuyor. Bu durum, AB’ye üye ülkelerin yarısında yüzde 40 veya daha yüksek seviyelere ulaşıyor. Hatta bazı ülkelerde neredeyse her beş doktordan birinin 65 yaş ve üzerinde olduğu belirtiliyor. Avrupa Doktorlar Daimî Komitesi (CPME) Başkanı Dr. Ole Johan Bakke, bu durumun özellikle süregelen doktor açığı ve artan sağlık hizmeti talepleriyle birleştiğinde, Avrupa’daki sağlık sistemlerinin sürdürülebilirliği açısından ciddi bir risk oluşturduğunu vurguluyor.
Yaşlı doktor oranında italya ve bulgaristan zirvede, türkiye genç doktorlarla öne çıkıyor
Doktorların yaşlandığı ülkeler sıralamasında İtalya ve Bulgaristan yüzde 54 ile başı çekiyor. Bu iki ülkede görev yapan doktorların yarısından fazlası 55 yaş ve üzerinde. Romanya’da ise bu oran yüzde 21 ile daha düşük bir seviyede. İngiltere, 2021 verilerine göre AB adayı ve EFTA ülkeleri dahil edildiğinde yüzde 14 ile 55 yaş üzeri doktor oranının en düşük olduğu ülke konumunda. Türkiye ise yüzde 15 ile İngiltere’yi takip ediyor.
Ancak asıl dikkat çekici veri, 35 yaşın altındaki genç doktorların oranında ortaya çıkıyor. Türkiye, yüzde 41 ile AB ülkeleri arasında bu kategoride açık ara lider konumda bulunuyor. Hiçbir AB ülkesi bu kategoride yüzde 30’u aşamazken, Malta yüzde 46 (AB üyesi olmayan bir ülke olarak) ve Romanya yüzde 34 ile Türkiye’ye en yakın ülkeler. Bu oran İtalya’da yüzde 11, Fransa’da yüzde 16 ve Almanya’da ise yüzde 20 seviyelerinde kalıyor. Bu durum, Türkiye’nin genç ve dinamik bir doktor kadrosuna sahip olduğunu gösterirken, Avrupa ülkelerinin ise genç doktor yetiştirme ve sistemde tutma konusunda ciddi sorunlar yaşadığını ortaya koyuyor.
Yaşlı doktor oranındaki farklılıkların nedenleri neler?
Avrupa ülkeleri arasında 55 yaş üstü doktor oranlarındaki bu belirgin farklılığın birkaç temel nedeni bulunuyor. OECD Sağlık Bölümü Kıdemli Ekonomisti Gaetan Lafortune, bu durumun yapısal politikaların yanı sıra kültürel faktörlerin bir bileşimi olabileceğini belirtiyor.
Yeni doktorların giriş oranlarındaki farklılıklar: Bazı ülkelerde tıp fakültesi kontenjanlarının veya ihtisas programlarının sınırlı olması, emekli olan doktorların yerini dolduracak kadar genç doktor yetiştirilmesini zorlaştırıyor.
Doktorları sistemde tutma oranları: Kötü iş-yaşam dengesi, yüksek idari yükler ve yetersiz maaşlar, özellikle genç doktorları meslekten soğutuyor veya daha iyi koşullar sunan ülkelere göç etmeye itiyor. Bu durum, kalan klinik iş gücünün yaşlı pratisyenlere doğru kaymasına neden oluyor.
Meslekten ayrılma oranları: Emeklilik politikaları da önemli bir etken. Bazı ülkelerde doktorlar, aşamalı emeklilik veya yarı zamanlı çalışma seçenekleriyle standart emeklilik yaşının ötesinde çalışmaya teşvik edilirken, bazı sistemler 65 yaşında emekliliği zorunlu kılarak yaşlı doktor oranını sınırlıyor.
Ekonomik yatırım ve cazibe düzeyi: Avrupa Maaşlı Doktorlar Federasyonu (FEMS) Başkanı Dr. Alessandra Spedicato, İtalya gibi ülkelerde ekonomik yatırım ve öngörü eksikliği nedeniyle lisansüstü eğitim sözleşmelerinin sayısının uzun yıllardır azaltıldığını ve bu durumun yaşlı doktor oranını artırdığını belirtiyor. Ayrıca, ülkelerin yurtdışında eğitim görmüş doktorlar için farklı cazibe düzeylerine sahip olması da bu farklılıklara katkıda bulunuyor.
Tıp kariyeri gençler için cazibesini yitiriyor mu?
FEMS’ten Spedicato, tıp mesleğinin yeni nesiller için çekiciliğinin azaldığını vurguluyor. Doktorluk rolüne atfedilen geleneksel değerin azalması ve gençlerin daha iyi bir iş-yaşam dengesini tercih etmesi bu durumda etkili oluyor. Ayrıca, genç doktorların daha iyi çalışma koşulları sunan ülkelere göç etme eğilimi de yaşlı doktor oranlarındaki farklılıklara katkıda bulunuyor. CPME’den Johan Bakke ise tam nitelikli bir doktor olmanın birçok ülkede 10 ila 14 yıl sürebildiğine dikkat çekerek, geçmişte maliyet düşürme stratejileri nedeniyle tıp fakültelerine girişleri sınırlandırmaya yönelik alınan kararların kalıcı etkilerinin bugün yaşlanan bir işgücü olarak kendini gösterdiğini ifade ediyor.
Hemşireler daha yavaş yaşlanıyor, ancak açık büyüyor
Mevcut verilere sahip neredeyse tüm ülkelerde 55 yaş üstü hemşirelerin oranı genellikle doktorlarınkinden daha düşük. AB ortalaması yüzde 24 civarında. Ancak bu durum, hemşire açığı olmadığı anlamına gelmiyor. Rapora göre, 20 AB ülkesi 2022 ve 2023 yıllarında doktor açığı bildirirken, 15 ülke de hemşire açığıyla karşı karşıya kaldı. İtalya’da hemşireler arasında 55 yaş üstü oranı yüzde 24 iken, doktorlarda bu oran yüzde 54 ile Bulgaristan’la birlikte en yüksek seviyede.
Avrupa’da “çifte demografik” sorun ve sağlık çalışanı açığı
Avrupa’daki sağlık çalışanı açığı büyük ölçüde “çifte demografik” sorundan kaynaklanıyor: Hem nüfus yaşlanıyor hem de sağlık çalışanları yaşlanıyor. Projeksiyonlar, AB’nin iş gücünün yaşlanan nüfusa ayak uydurmakta zorlandığını gösteriyor. 2022 yılında AB’nin sağlık ve sosyal bakım sektöründe 65 yaş ve üzeri kişilerin toplam istihdama oranı 3,49 iken, bu oranın 2050 yılına kadar 3,94’e yükselmesi öngörülüyor. Bu da yaşlı kişi başına düşen sağlık ve sosyal bakım çalışanı sayısında bir düşüşe işaret ediyor ve gelecekte sağlık hizmetlerine erişimde ciddi sorunlar yaşanabileceği anlamına geliyor. Türkiye’nin genç doktor potansiyeli, bu noktada hem ülke içi sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliği hem de uluslararası alanda bir avantaj olarak değerlendirilebilir. Ancak genç doktorların ülkede kalmasını sağlayacak çalışma koşulları ve teşviklerin oluşturulması da büyük önem taşıyor.