Türkiye’nin en önemli ihracat ve üretim üslerinden biri olan İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi (İAOSB), yılın son günlerinde sarsıcı bir iflas ve toplu işten çıkarma haberiyle çalkalandı. Küresel hazır giyim sektörünün öncü markalarından Tommy Hilfiger için fason üretim gerçekleştiren ve sektörün bir diğer büyük oyuncusu Yeşim Tekstil ile tedarik zinciri bağlantısı bulunan Elsa Tekstil (Elsa Dikim), üretim faaliyetlerini tamamen durdurma kararı aldı. Fabrika yönetiminin aldığı bu radikal karar neticesinde, tesislerde yıllardır emek veren yüzlerce işçi, yeni yıla sayılı günler kala işsizlik kabusuyla yüzleşmek zorunda kaldı. Ekonomik daralma gerekçesiyle alındığı iddia edilen bu karar, İzmir iş dünyasında ve emek cephesinde büyük bir şok etkisi yarattı.

Yüzlerce emekçi bir günde işsizler ordusuna katıldı

Aralık ayının başından bu yana fabrika koridorlarında dolaşan kapanma söylentileri, ne yazık ki gerçeğe dönüştü. Fabrika yönetimi, bir süredir çalışanlarına şirketin geleceğine dair kapalı kapılar ardında olumsuz sinyaller veriyordu; ancak beklenen kötü haber 26 Aralık Perşembe günü yapılan toplantıyla resmileşti. İşveren, tüm çalışanları bir araya getirerek yaptığı açıklamada, "yeni sipariş alamadıklarını" ve mevcut ekonomik koşullarda üretimi sürdürmenin imkansız hale geldiğini belirtti. Bu açıklamanın hemen ardından, fabrikada aktif olarak çalışan 250 personelin işine son verildi. Elsa Tekstil bünyesinde çalışan makineci, ütücü, kalite kontrolcü ve idari personel, bir sabah geldikleri iş yerlerinden, aynı günün akşamında işsiz olarak ayrılmak zorunda bırakıldı.

TÜVTÜRK’te ipler koptu: İşçiler “grev kırıcılığına” karşı kontak kapatıyor
TÜVTÜRK’te ipler koptu: İşçiler “grev kırıcılığına” karşı kontak kapatıyor
İçeriği Görüntüle

Tazminatlar ve maaşlar ne olacak sorusu yanıtsız kaldı

İş akitleri tek taraflı olarak feshedilen emekçilerin en büyük endişesi ise alın terlerinin karşılığını alıp alamayacakları noktasında düğümleniyor. İşten çıkarılan personel, toplantı sırasında yönetime en doğal hakları olan birikmiş maaşlarını, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve kullanmadıkları yıllık izin ücretlerini ne zaman alacaklarını sordu. Ancak yönetimden gelen yanıtlar, işçilerin kaygılarını gidermekten çok uzaktı. Patronun, işçilerin "Paramızı ne zaman yatıracaksınız?" şeklindeki ısrarlı sorularına, "Henüz bir hesaplama yapmadık, hesaplamaları bitirdikten sonra duruma bakacağız" şeklinde muğlak ve ucu açık ifadelerle karşılık vermesi, fabrika içerisindeki gerilimi daha da tırmandırdı. Somut bir ödeme takviminin sunulmaması, işçiler arasında "haklarımızın üzerine mi yatılacak?" korkusunu doğurdu.

Kaynak: HABER MERKEZİ