Kostümler, evlerde kullanım ömrünü tamamlamış mutfak perdeleri, masa örtüleri, boncuklar, pet şişeler ve eski havlu kenarı dantelleri gibi atık malzemelerden hazırlandı. Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Nihal Özden, "Çalışmayı emek veren, yaşamı başlatan, doğuran, doyuran, iyileştiren, savaşan ve her zaman şefkatiyle saran sarmalayan tüm kadınlara bir saygı duruşu amacıyla yaptık" dedi.
Buca ilçesindeki Mevlana Ticaret Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde öğrenci ve öğretmenler, 'Kadının Bin Yılı' adlı proje kapsamında geçmişten günümüze kadın kostümleri tasarladı. Orta Asya, Anadolu Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait kostümler, evlerde kullanım ömrünü tamamlamış mutfak perdeleri, masa örtüleri, boncuklar, pet şişeler ve eski havlu kenarı dantelleri gibi atık malzemelerden hazırlandı. Hazırlanan kostümler okulda düzenlenen etkinliklerde sergilendi. Kostümler, farklı okullarda yapılacak etkinliklerde de kullanılmak üzere paylaşılmaya başlandı. Projeyle hem kadın tarihine dikkat çekilmesi hem de geri dönüşüm bilincinin artırılmasının hedeflendiği belirtildi. Kostümlerin kadının gücünü dirayetinin ve kararlı duruşunun ifadesi olan sembollere yönelik hazırlandığını söyleyen Buca Mevlana Ticaret Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Nihal Özden, "Mor cepken, kürk mantolu Türkler, kırk belik gibi unsurları da tasarladık. Bu çalışmaya ise emek veren, yaşamı başlatan, doğuran, doyuran, iyileştiren, savaşan ve her zaman şefkatiyle saran sarmalayan tüm kadınlara bir saygı duruşu amacıyla başladık. Bu fikirle Müdürümüz İpek Çam'a gittiğimizde çok beğendi ve çalışmada bizzat yer alarak projeye ilham ve farklı bir bakış açısı kazandırdı" ifadelerini kullandı.
'GİYSİLERİN KİM OLDUĞUMUZU ANLATAN BİR DİL ARACI'
Giysilerin kim olduğumuzu anlatan bir dil aracı olduğundan yola çıkarak kostümleri tasarladıklarını söyleyen Özden, şu ifadeleri kullandı: "Kostümlerimizi hem malzeme temini konusunda hem de kombin oluşturma konusunda öğrencilerimizle birlikte hazırladık. Onlar da söz konusu dönemleri inceleyerek renk, kostüm ayrıntıları ve aksesuar seçimlerinde çalıştılar. Çalışmalar sırasında yorgunluktan çokça yakınsalar da çalışma bitince 'Bugün olsa yine keyifle çalışırız' dediler. Bizim için de onların mutlu olması ve öğrenme sürecine olumlu katkı sunması önemliydi."
'KIYAFETLERİN ANLAMLARINI ÖĞRENİNCE ÇOK DUYGULANDIM'
11'inci sınıf öğrencisi Defne Topdaş (17) ise "Öğretmenimiz çalışmanın kapsamını ve amacını anlattığında güzel kıyafetler giyeceğim için çok heyecanlandım. Ama sonra bu kıyafetlerin anlamlarını ve amaçlarını da öğrenince çok duygulandım. Benim için yalnızca güzel kıyafet olmaktan çıkıp farklı bir anlama da kavuştu. Çalışırken dönemin özelliklerine bağlı kalmaya ve o dönemin kadınının duruşunu anlamaya dikkat ettim. Evde atılacak her şeyi kullandım. Örneğin; annemin çok eski bir masa örtüsü vardı, o masa örtüsü üç kıyafette kullanıldı. Bu dönüşüm beni çok etkiledi. Hürrem Sultan'ın tacını ve kıyafetini giydim. Tacı tamamen atık malzemelerden yaptık. Teller, plastik boncuklar ve perde kumaşı birleşince muhteşem bir taç ortaya çıktı. Böylece hiçbir şeyin aslında atık olmadığını öğrendim" dedi.
'KULLANILMAZ DEDİĞİM BİRÇOK ATIK MALZEMELER KULLANILDI'
Çalışmaya çok hevesle ve mutlulukla katıldığını söyleyen öğrencilerden Toprak Alaca (17) da "Öğretmenlerimizle dönemleri araştırırken de o dönemi özetleyen kostümleri çizerken de çok eğlendim ve çok şey öğrendim. Dönemin özelliklerini öne çıkaran ayrıntılara dikkat ettim. Bu kıyafetlerin dikilmesinde 'Kullanılmaz' dediğim çok şey kullanıldı. En ilginç bulduğum beş litrelik bir pet şişenin bir başlık haline dönüşmesiydi. Çalışmalar tamamlanıp da sergilenme aşamasına geçtiğimizde duygu dolu anlar yaşadım. Hiçbir şeye benzemeyen, atılmış, kullanılmayan malzemelerin bizim üzerimizde şık dönem kıyafetlerine dönüşmesi unutamayacağım bir maceraydı" diye konuştu.
