İzmir, tarihinin en ciddi kuraklık krizlerinden biriyle karşı karşıya. Kentin su ihtiyacını karşılayan en önemli kaynaklar birer birer tükeniyor. İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU) tarafından yapılan son açıklamada, durumun vahameti net bir şekilde ortaya konuldu. Üst üste yaşanan dördüncü kurak yıl ve mevsim normallerinin çok altında seyreden yağışlar nedeniyle, kentin su kaynaklarında dramatik bir azalma yaşandığı belirtildi.

A A 20250722 38630204 38630191 S U K A Y N A K L A R I A Z A L A N I Z M I R D E P A R K B A H C E A B O N E L I K L E R I I P T A L E D I L E C E K

Açıklamadaki en çarpıcı bilgi, kentin en büyük yüzeysel su kaynaklarından biri olan Gördes Barajı'ndaki suyun tamamen tükenmiş olması. Bir zamanlar kentin su sigortası olarak görülen barajın kuruması, krizin ne denli büyük olduğunu gözler önüne seriyor. Bir diğer hayati kaynak olan Tahtalı Barajı'ndaki su seviyesinin de, tarihinin en düşük noktalarına gerilediği aktarıldı. Bu iki büyük barajdaki su kaybı, İzmir'in su arz güvenliğini ciddi şekilde tehdit ediyor ve kenti, yakın gelecekte yaşanabilecek büyük su kesintileri riskiyle baş başa bırakıyor. İZSU, bir yandan yeni su kuyuları açarak yer altı su kaynaklarını devreye sokmaya çalışsa da, azalan kaynaklar karşısında bu çabaların yetersiz kaldığı anlaşılıyor.

A A 20250722 38630204 38630192 S U K A Y N A K L A R I A Z A L A N I Z M I R D E P A R K B A H C E A B O N E L I K L E R I I P T A L E D I L E C E K

Radikal karar: Park ve bahçelerin musluğu kapatılıyor

Tükenen barajlar ve azalan su kaynakları karşısında, İZSU yönetimi, daha önce benzeri görülmemiş, radikal bir tedbir alma kararı aldı. Yapılan açıklamada, su tüketimini azaltmanın artık bir "zorunluluk" haline geldiği belirtilerek, bu kapsamda, kent genelindeki belediyelere ait park ve bahçe aboneliklerinin geçici bir süreliğine iptal edileceği duyuruldu.

Bu karar, İzmir'in yeşil dokusunu, parklarını, refüjlerini ve halkın nefes aldığı rekreasyon alanlarını doğrudan etkileyecek. Sulama yapılamayacak olan bu alanlardaki bitki örtüsünün, ağaçların ve çimlerin, yazın kavurucu sıcakları karşısında kuruması ve yok olması bekleniyor. Bu durum, sadece estetik bir kayıp değil, aynı zamanda kentin ekolojik dengesi, hava kalitesi ve halk sağlığı açısından da ciddi bir tehdit oluşturuyor. İZSU, bu zorunlu kararın, kentin içme suyunu korumak ve konutlara kesintisiz su verebilmek için alındığını belirtse de, kentin yeşil alanlarının feda edilmesi, kamuoyunda büyük bir tartışma başlattı.

İzmir'in yanan ormanları için sendikadan suç duyurusu: 'Sorumlu elektrik şirketleri, bu yıkım cezasız kalmamalı!'
İzmir'in yanan ormanları için sendikadan suç duyurusu: 'Sorumlu elektrik şirketleri, bu yıkım cezasız kalmamalı!'
İçeriği Görüntüle

A A 20250722 38630204 38630193 S U K A Y N A K L A R I A Z A L A N I Z M I R D E P A R K B A H C E A B O N E L I K L E R I I P T A L E D I L E C E K

'Yüzde 10 tasarruf şart': İzmirlilere acil çağrı

İZSU, sadece park ve bahçelerin suyunu kesmenin, krizi aşmak için yeterli olmayacağının da altını çizdi. Kesintisiz su hizmetinin devam edebilmesi için, tüm kentin acilen ve topyekûn bir su tasarrufu seferberliğine girmesi gerektiği belirtildi. İZSU tarafından yapılan çağrıda, "suyun en az yüzde 10 daha tasarruflu tüketilmesi gerekmektedir" denilerek, durumun ciddiyetine dikkat çekildi.

Bu çağrının ana muhatabı ise, kentteki toplam içme suyunun yüzde 82'sini tüketen konut ve iş yeri aboneleri. İZSU, vatandaşlardan, banyoda, mutfakta, bahçe sulamasında ve günlük temizlik işlerinde suyu daha bilinçli kullanmalarını, sızıntı yapan musluk ve sifonlarını tamir ettirmelerini ve su israfına yol açan alışkanlıklarını değiştirmelerini istedi. Aksi takdirde, önümüzdeki haftalarda veya aylarda, planlı ve dönüşümlü su kesintilerinin kaçınılmaz olabileceği uyarısı yapıldı.

A A 20250722 38630204 38630194 S U K A Y N A K L A R I A Z A L A N I Z M I R D E P A R K B A H C E A B O N E L I K L E R I I P T A L E D I L E C E K

Vatandaş tepkili: 'Tedbirler neden daha önce alınmadı?'

İZSU'nun aldığı bu radikal karar ve yaptığı tasarruf çağrısı, İzmirliler arasında farklı tepkilere yol açtı. Birçok vatandaş, yaşanan kuraklık krizinin sorumlusu olarak, sadece iklim değişikliğini değil, aynı zamanda yerel yönetimlerin yıllardır süregelen ihmallerini ve plansızlığını da görüyor.

A A 20250722 38630204 38630195 S U K A Y N A K L A R I A Z A L A N I Z M I R D E P A R K B A H C E A B O N E L I K L E R I I P T A L E D I L E C E K

Buca ilçesinde yaşayan Kemal İlik isimli bir vatandaş, parklardaki suların kesilecek olmasına tepki göstererek, belediyelerin zamanında tedbir almadığını savundu. İlik, "Sular boşa aktı. Yağmur suları barajlara akıtılabilirdi. Yönetimler iktidara gelene kadar bir sürü söz veriyorlar ama hiçbirini tutmuyorlar. Önümüzdeki aylarda belki sularımız kesilecek. Ne olacak halimiz bilmiyorum" diyerek, özellikle yağmur suyu hasadı ve suyun geri kazanımı gibi konularda yeterli yatırım yapılmamasını eleştirdi.

1969 yılından beri İzmir'de yaşayan Gani Uktay ise, sorunun temelinde, kentin kontrolsüz büyümesi ve plansız kentleşmenin yattığını belirtti. "Ben geldiğimde buralar hep su kaynağıydı. İzmir'in nüfusu 70 binden 4 milyona çıktı. Ne su yetiyor ne de toprak yetiyor. Dua ediyoruz Allah'a su versin diye. Tahtalı Barajı kurudu. Başka su kaynakları kurudu" diyen Uktay, artan nüfus baskısının, kentin doğal kaynaklarını nasıl tükettiğini gözler önüne serdi.

İzmir'in su geleceği tehlikede: Kalıcı çözümler şart

İzmir'de yaşanan bu su krizi, iklim değişikliğinin etkilerinin artık kapıya dayanmış bir tehdit değil, bizzat yaşanan bir gerçeklik olduğunu gösteriyor. Park ve bahçelerin sularının kesilmesi gibi palyatif ve geçici çözümler, krizi bir süreliğine öteleyebilir, ancak kalıcı bir çözüm sunmaktan uzak.

Uzmanlar, İzmir'in su geleceğini güvence altına almak için, çok daha köklü ve entegre bir su yönetimi politikasına ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor. Bu politikaların içinde;

  • Yağmur suyu hasadı sistemlerinin yaygınlaştırılması,

  • Arıtılmış atık suların, tarımsal sulama ve sanayide yeniden kullanılması,

  • Tarımsal sulamada, su israfına yol açan vahşi sulama yerine, damla sulama gibi modern tekniklerin teşvik edilmesi,

  • Su kaynaklarını kirleten sanayi tesislerine yönelik denetimlerin artırılması,

  • Ve en önemlisi, suyun bir meta değil, temel bir yaşam hakkı olduğu bilincini tüm topluma yayacak kapsamlı bir eğitim ve farkındalık kampanyasının başlatılması gibi adımlar yer alıyor.

Aksi takdirde, bugün parklardaki çimlerin kurumasıyla yüzleşen İzmir, yarın musluklarından hiç akmayan suların dramıyla karşı karşıya kalabilir.

Kaynak: AA