Termometrelerin rekor seviyeleri zorladığı, betonun adeta eridiği ve insanların klimalı ortamlardan dışarı adım atmakta zorlandığı İzmir'de, bu cehennem sıcaklarından en çok etkilenenlerin başında şüphesiz şehrin sessiz sakinleri, yani sokak hayvanları geliyor. Kuruyan su kaynakları, ısınan asfalt ve sığınacak bir gölge dahi bulmanın lüks haline geldiği bu zorlu günlerde, Buca Belediyesi'nden gelen bir haber, vicdanları ısıtan ve umutları yeşerten bir merhamet öyküsü olarak öne çıktı. Belediye Başkanı Görkem Duman'ın bizzat öncülük ettiği bir çalışma kapsamında, ilçenin ormanlık alanlarına ve hayvanların yaşam bölgelerine onlarca beton suluk yerleştirilerek, susuzlukla pençeleşen can dostları için adeta bir yaşam koridoru oluşturuldu. Bu hamle, sadece bir belediyecilik faaliyeti olmanın ötesinde, insan olmanın temel sorumluluklarını hatırlatan, tüm kente örnek olacak bir iyilik seferberliği olarak kayıtlara geçti.
Beton şehirde unutulan canlara hayat pınarı
Kavurucu sıcak hava dalgası, metropol hayatının görünmez mağdurları olan sokak hayvanları için adeta bir ölüm kalım mücadelesi anlamına geliyor. Normal zamanlarda mahalle aralarındaki küçük su birikintilerinden, parklardaki çeşmelerden veya duyarlı vatandaşların bıraktığı kaplardan su ihtiyacını gideren hayvanlar, sıcaklığın 40 dereceleri aştığı bu günlerde çaresiz kalıyor. İşte bu acı gerçeği göz ardı etmeyen Buca Belediyesi ekipleri, özellikle yaban hayatının ve çok sayıda sokak hayvanının barındığı bölgelerde hummalı bir çalışma başlattı.
Veteriner İşleri Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, ilk etapta Kaynaklar Mahallesi sınırları içerisindeki Olduruk ve Söğüt mevkileri gibi stratejik noktalara odaklandı. Bu bölgeler, hem yerleşim yerlerinden uzak olmaları hem de zengin yaban hayatına ev sahipliği yapmaları nedeniyle büyük önem taşıyordu. Ekipler, uzun ömürlü, dayanıklı ve suyu daha uzun süre serin tutma özelliğine sahip özel olarak tasarlanmış beton sulukları, hayvanların kolayca ulaşabileceği güzergahlar üzerine özenle yerleştirdi. Bu suluklar, düzenli olarak belediye tankerleri tarafından doldurularak, sadece köpekler ve kediler için değil, aynı zamanda tilkiler, sincaplar, kuşlar ve bölgedeki diğer tüm yaban hayvanları için kesintisiz bir su kaynağı haline getirildi. Bu çalışma, beton yığınları arasında sıkışıp kalan doğaya ve onun sakinlerine uzatılmış bir zeytin dalı niteliği taşıyor.
Başkan duman'dan vicdanlara dokunan çağrı: 'bu bir sorumluluk değil, vicdan meselesi'
Projenin sadece bir talimatla değil, derin bir hassasiyet ve kişisel bir adanmışlıkla yürütüldüğünü en net şekilde ortaya koyan ise Buca Belediye Başkanı Görkem Duman'ın açıklamaları oldu. Göreve geldiği günden bu yana sosyal belediyecilik ve toplumsal duyarlılık projeleriyle dikkat çeken Duman, bu çalışmanın bir lütuf değil, bir görev ve vicdani bir zorunluluk olduğunun altını çizdi.
Başkan Görkem Duman, başlattıkları bu seferberliği şu dokunaklı sözlerle anlattı: "Sıcak hava dalgalarının etkisiyle doğadaki canlarımız, özellikle ormanlık alanlardaki dostlarımız büyük bir susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya. Biz de Buca Belediyesi olarak bu zorlu dönemde onların yanında olmayı bir sorumluluk değil, bir vicdan meselesi olarak görüyoruz. ‘İyilik Hareketi’ diyerek çıktığımız bu yolda, ormanlık alanlara yerleştirdiğimiz su kaplarıyla sessiz dostlarımızın yaşamına küçük ama yaşamsal bir destek sağlıyoruz." Duman'ın bu sözleri, projenin sadece kurumsal bir faaliyet olmadığını, aynı zamanda merhamet ve empati üzerine kurulu bir felsefeyi yansıttığını gösteriyor.
Tüm buca halkına yayılan 'bir kap su' daveti
Başkan Görkem Duman, belediyenin başlattığı bu hareketin tek başına yeterli olmayacağını, gerçek başarının tüm vatandaşların katılımıyla mümkün olacağını vurgulayarak, Buca halkına da anlamlı bir çağrıda bulundu. Belediyenin çabalarını, bireysel bir seferberliğe dönüştürmeyi hedefleyen Duman, "Tüm duyarlı komşularımdan ve hemşehrilerimden ricamdır; evinizin önüne, bahçenize, apartman girişine, balkonunuza sadece bir kap su koyun. Sizin için küçücük bir eylem olan bu hareket, susuzluktan ölmek üzere olan bir can için hayata tutunmak demektir. Unutmayalım ki, insan olmanın en temel gerekliliği, paylaştığımız bu dünyayı ve onun konuşamayan, derdini anlatamayan sessiz sakinlerini sahiplenmektir," diyerek her bir vatandaşı bu İyilik Hareketi'nin bir parçası olmaya davet etti. Bu çağrı, Buca sokaklarında bir merhamet zinciri oluşturarak, on binlerce canlının bu zorlu süreci atlatmasına yardımcı olma potansiyeli taşıyor.
Sadece bir damla su değil, sürdürülebilir bir yaşam kültürü
Buca Belediyesi'nin bu adımı, anlık bir tepkiden ziyade, iklim değişikliğinin getirdiği yeni normalere karşı geliştirilen sürdürülelebilir bir politika olarak da okunmalı. Artan sıcaklıklar ve kuraklık, artık yaz aylarının kalıcı bir gerçeği haline gelmiş durumda. Bu nedenle yerleştirilen beton suluklar, sadece bu yaz için değil, gelecek yıllar için de kalıcı bir çözüm sunuyor. Beton malzemenin tercih edilmesi, plastik kaplar gibi rüzgarda devrilme veya güneşte kısa sürede deforme olma riskini ortadan kaldırıyor. Ayrıca, betonun doğal yapısı, suyu daha uzun süre serin tutarak hayvanlar için daha cazip bir kaynak oluşturuyor.
Bu proje, aynı zamanda kentte yaşayan insanlara, paylaştıkları ekosistemin diğer canlılarına karşı sorumluluklarını hatırlatan bir eğitim materyali işlevi de görüyor. Çocuklara ve gençlere hayvan sevgisini ve doğaya saygıyı aşılamanın en etkili yolu, bu tür somut projelerden geçiyor. Bir belediyenin, sadece insan odaklı değil, tüm canlıları kapsayan bir hizmet anlayışını benimsemesi, o kentin medeniyet seviyesini ve yaşam kültürünün derinliğini gösteren en önemli işarettir. Buca Belediyesi'nin bu adımı, "hayvan dostu kent" unvanının lafta kalmadığını, somut ve hayat kurtaran eylemlerle içinin doldurulduğunu kanıtlar nitelikte. Bu İyilik Hareketi, bir damla suyun, doğru zamanda ve doğru yerde bir canlının kaderini nasıl değiştirebileceğinin en dokunaklı örneği olarak İzmir'in sıcak yaz günlerinde bir umut ışığı yakıyor.
