İzmir'in Balçova ilçesinde Salih İşgören Polis Merkezi'ne düzenlediği kanlı saldırıyla 1. Sınıf Emniyet Müdürü Muhsin Aydemir ve polis memuru Hasan Akın'ı şehit eden, 2'si polis 3 kişiyi de yaralayan 16 yaşındaki lise öğrencisi E.B. hakkındaki soruşturma derinleştikçe, olayın vahameti ve saldırganın profili daha da netleşiyor. Güvenlik güçlerinin, saldırganın cep telefonu ve bilgisayarında yaptığı "dijital ayak izi" incelemesi, genç bir beynin internetin karanlık dehlizlerinde nasıl radikalleştiğini ve bir ölüm makinesine dönüştüğünü ortaya koydu. E.B.'nin, sosyal medyada DEAŞ ideolojisini benimseyen terör örgütleriyle bağlantılı hesapları takip ettiği, sayısız infaz ve saldırı videosu izlediği ve kendi eylemini de bu videolardan ilham alarak tasarladığı tespit edildi. Bu dijital izler, "yalnız kurt" olarak adlandırılan ve kendi kendine radikalleşen terörist profilinin en tehlikeli örneklerinden birini gözler önüne seriyor.
İnternetten patlayıcı, babadan silah eğitimi
Soruşturmanın en çarpıcı detaylarından biri de saldırganın eylemde kullandığı yetenekleri nasıl kazandığı oldu. E.B.'nin, internet üzerinden el yapımı patlayıcı (EYP) hazırlama videolarını defalarca izlediği ve bu yöntemlerle, içine "torpil" olarak bilinen patlayıcılardan yerleştirdiği düzenekler hazırladığı belirlendi. Yakalanmadan kısa bir süre önce bu patlayıcıları denediği de tespit edilen saldırganın, eylemini daha da kanlı bir hale getirmek için ciddi bir hazırlık içinde olduğu anlaşıldı. Saldırıda kullandığı pompalı tüfeği kullanma becerisini ise, av meraklısı olan babası N.B.'den öğrendiği ortaya çıktı. Baba N.B.'nin uzun yıllardır avcılıkla uğraştığı, ruhsatlı iki tüfeğe sahip olduğu ve oğlu E.B.'yi küçük yaşlardan itibaren yanına alarak ava götürdüğü öğrenildi. Baba ve oğulun, özellikle İzmir'in Urla ve Karaburun ilçelerindeki boş arazilerde sık sık atış talimi yaptıkları bilgisine ulaşıldı. Bu durum, bir babanın hobisinin, oğlunun bir katliam aracına dönüşmesindeki rolünü acı bir şekilde ortaya koydu.
Aile fark etti ama... 'Seni polise söylerim' demekle yetindi
E.B.'nin son bir yıldır yaşadığı değişim, ailesi ve yakın çevresi tarafından da fark edilmişti. Ancak bu değişim, yetkili makamlara bildirilmek yerine, aile içinde çözülmeye çalışıldı. Baba N.B., emniyetteki ifadesinde, oğlunun ruh halinin son 8 ayda ciddi şekilde değiştiğini, giderek içine kapandığını ve "sapkın fikirlere" yöneldiğini anlattı. Anne A.B. ise ifadesinde daha da sarsıcı bir gerçeği itiraf etti. Oğlunun bilgisayarında terör örgütlerinin kanlı videolarını izlediğini fark ettiğinde ona sadece "Seni polise söyleyeceğim" demekle yetindiğini, ancak bu tehdidi hiçbir zaman gerçekleştirmediğini ve sorunu kendi aralarında çözmeye çalıştıklarını söyledi. Ailenin bu "ihmali", radikalleşme sürecindeki bir gence zamanında müdahale edilememesinin ve potansiyel bir tehlikenin önlenememesinin en acı örneklerinden biri oldu. Bu durum, ailelerin çocuklarının dijital dünyadaki aktivitelerini denetlemesinin ve anormal davranışlar karşısında profesyonel yardım veya güvenlik güçlerinden destek almasının ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gösterdi.
Beş ilde operasyon: 11 şüpheli daha gözaltında
Saldırının ardından yaralı olarak ele geçirilen E.B.'nin hastanedeki tedavisi sürerken, soruşturma çok yönlü olarak genişletildi. Saldırganın dijital bağlantılarından yola çıkan emniyet güçleri, İzmir'in yanı sıra İstanbul, Ankara, Şanlıurfa ve Kocaeli'de eş zamanlı operasyonlar düzenledi. Operasyonlarda, saldırgan E.B. ile sosyal medya üzerinden etkileşim halinde olduğu saptanan 11 şüpheli daha gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüphelilerden birinin İran, dördünün ise Suriye uyruklu olduğu öğrenildi. Bu kişilerin saldırganla olan bağlantılarının niteliği ve saldırının planlanmasındaki olası rolleri araştırılıyor. Güvenlik birimleri, şu ana kadar E.B.'nin saldırıyı belirli bir terör örgütünden doğrudan talimat alarak yaptığına dair somut bir bulguya rastlamadıklarını, ancak olayın "yalnız kurt" eylemi olup olmadığının tüm detaylarıyla incelendiğini belirtti.
Ne olmuştu?
İzmir'i yasa boğan olay, 8 Eylül'de Balçova ilçesindeki Salih İşgören Polis Merkezi'nde yaşandı. 16 yaşındaki E.B., pompalı tüfekle polis merkezine düzenlediği saldırıda, denetleme için orada bulunan 1. Sınıf Emniyet Müdürü ve Polis Başmüfettişi Muhsin Aydemir ile polis memuru Hasan Akın'ı şehit etmişti. Saldırıda ayrıca polis memurları Ömer Amilağ ve Murat Dağlı ile yoldan geçen bir vatandaş yaralanmıştı. Saldırgan E.B., çıkan çatışmada yaralı olarak etkisiz hale getirilmişti. Olayla ilgili daha önce gözaltına alınan ve yaşları 18'den küçük olan 16 şüpheli, savcılık ifadelerinin ardından haklarında "eğitim ve danışmanlık tedbiri" uygulanarak serbest bırakılmıştı.