TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, Buca Belediyesi’nin meclis gündemine aldığı bu değişiklik için sert bir açıklama yayımladı. Açıklamada, “Kamu mülklerini ve hizmetlerini gözden çıkara çıkara doymadınız! Sıra kadınların yaşam hakkına mı geldi?” ifadeleri kullanıldı.
Oda, plan değişikliğine konu alanın tapuda “Kadın Sığınma Evi ve Arsası” olarak kayıtlı olmasına dikkat çekerek, bu bilginin kamuoyuna açıklanmasının kadınların güvenliğini tehdit ettiğini vurguladı.
“Gizliliği ifşa etmek kadınların hayatını riske atar”
Şehir Plancıları’nın açıklamasında, bazı basın yayın organlarında söz konusu taşınmazın kullanım amacının açık biçimde yazılmasının, şiddet tehdidi altındaki kadınların yaşamını doğrudan tehlikeye attığı vurgulandı. Sığınma evlerinin gizli tutulması gerektiğinin altı çizilirken, kamu kurumları ve medya organları bu konuda daha sorumlu davranmaya çağrıldı.
“Kadın sığınma evlerinin gizliliği yaşamsal bir gerekliliktir. Bu bilginin ifşası, kamu kurumlarının güvenilirliğini de zedeler.”
Kadın cinayetleri artarken sığınma evi kapatılıyor
Oda açıklamasında, Türkiye’de kadınlara yönelik şiddetin arttığı 2025 yılında bile bu tür hizmetlerin göz ardı edilmesini eleştirerek şu verilere dikkat çekti:
-
2025’in ilk 6 ayında 136 kadın erkekler tarafından öldürüldü.
-
145 kadın ise şüpheli şekilde hayatını kaybetti.
Bu verilere karşın kadınların sığınabileceği güvenli alanların azaltılması, özellikle belediyelerin sosyal hizmet önceliklerini yeniden sorgulatıyor.
İzmir’deki kadın sığınma evlerinin sayısı azalıyor
İzmir genelinde hâlihazırda yalnızca 7 kadın sığınma evi bulunuyor. Bunların:
-
2’si Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na,
-
2’si İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne,
-
3’ü ise ilçe belediyelerine bağlıydı.
Geçtiğimiz yıl Bayraklı Belediyesi'ne ait kadın sığınma evi de, “birkaç kadının gelip gitmesi” gerekçesiyle sessizce kapatılmıştı. Buca’daki evin de kapatılması durumunda İzmir’de yalnızca 5 kadın sığınma evi kalmış olacak.
“Bu karardan vazgeçin” çağrısı
Şehir Plancıları, Buca Belediyesi’ne plan değişikliğinden derhal vazgeçme ve süreci şeffaf, katılımcı bir şekilde yürütme çağrısı yaptı. Açıklamada, “Kadınların yaşam hakkı pazarlık konusu olamaz” vurgusu öne çıktı.