İzmir'in su kaynaklarında yaşanan dramatik düşüş, şehrin su güvenliğini tehdit eder boyutlara ulaştı. İZSU tarafından 15 Temmuz 2025 tarihi itibarıyla açıklanan baraj doluluk oranları, kuraklığın İzmir'i ne derece etkilediğini gözler önüne seriyor. Altı büyük barajda yaşanan genel düşüş, özellikle Gördes ve Tahtalı barajlarında kritik seviyelere ulaşmış durumda.
Su seviyelerindeki bu dramatik azalma, hem kuraklık hem de artan tüketim nedeniyle şehrin su güvenliğini ciddi şekilde tehdit ediyor. Geçen yılın aynı dönemine kıyasla yaşanan düşüş, İzmir'in su politikalarının yeniden gözden geçirilmesini zorunlu hale getiriyor.
Gördes barajı neredeyse tamamen kurudu
Gördes Barajı'nda yaşanan durum, İzmir'in su krizinin en çarpıcı göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Aktif doluluk oranı sadece yüzde 0,21'e düşen barajda, kullanılabilir su hacmi 920 bin metrekübe kadar geriledi. Geçen yılın aynı döneminde yüzde 8,99 olan doluluk oranı ile karşılaştırıldığında, durum daha da trajik görünüyor.
Gördes Barajı'nın mevcut su hacmi 19 milyon 520 bin metreküp olarak kayıtlara geçerken, maksimum kapasitesi 453 milyon 380 bin metreküp seviyesinde bulunuyor. Göl su yükseltisi 205,96 metreye düşmüş durumda ve bu seviye minimum su yükseltisi olan 205,50 metreye tehlikeli şekilde yaklaşmış bulunuyor.
Bu veriler, barajın neredeyse tamamen kuruduğunu ve acil müdahale gerektiren bir durumla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Kuraklık koşullarının devam etmesi halinde, Gördes Barajı'nın su üretimi tamamen durabilir.
Tahtalı barajında da durum kritik
İzmir'in en büyük su kapasitesine sahip Tahtalı Barajı'nda da benzer bir tablo yaşanıyor. Aktif doluluk oranı yüzde 10,40 seviyesinde olan barajda, kullanılabilir su hacmi 29 milyon 867 bin metreküp olarak ölçülüyor. Geçen yılın aynı döneminde yüzde 24,98 olan doluluk oranı ile karşılaştırıldığında, yaklaşık üçte bir oranında bir düşüş yaşandığı görülüyor.
Tahtalı Barajı'nın toplam su hacmi 49 milyon 467 bin metreküp olarak kayıtlarda gözükürken, maksimum kapasitesi 306 milyon 650 bin metreküp seviyesinde. Göl su yükseltisi 41,60 metrede bulunan barajda, minimum seviye 31 metre olarak belirlenmişti.
Bu durum, İzmir'in su ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayan Tahtalı Barajı'nın da kritik eşiğe yaklaştığını gösteriyor. Yaz aylarında artan tüketim ile birlikte, su sıkıntısı daha da derinleşebilir.
Güzelhisar tek umut ışığı
İzmir'in su rezervlerinde görece iyi durumda olan tek baraj Güzelhisar Barajı konumunda. Aktif doluluk oranı yüzde 59,78 seviyesinde bulunan barajda, kullanılabilir su hacmi 85 milyon 723 bin metreküp olarak hesaplanıyor. Geçen yılın aynı döneminde yüzde 77,52 olan doluluk oranı ile karşılaştırıldığında düşüş yaşansa da, diğer barajlara göre durumu daha umut verici.
Güzelhisar Barajı'nın toplam su hacmi 97 milyon 683 bin metreküp olurken, maksimum kapasitesi 155 milyon 350 bin metreküp seviyesinde bulunuyor. Göl su yükseltisi 95,51 metrede olan barajda, minimum seviye 63 metre olarak belirlenmişti.
Bu veriler, Güzelhisar Barajı'nın İzmir'in su güvenliği açısından kritik önem taşıdığını ve bu su kaynağının korunmasının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Diğer barajlarda da düşüş sürüyor
Balçova Barajı'nda aktif doluluk oranı yüzde 38,49 seviyesinde bulunuyor. Geçen yılın aynı döneminde yüzde 57,23 olan doluluk oranı ile karşılaştırıldığında yaklaşık 19 puanlık bir düşüş yaşandığı görülüyor. Kullanılabilir su hacmi 2 milyon 934 bin metreküp olan barajda, göl su yükseltisi 129,21 metrede seyrediyor.
Ürkmez Barajı'nda durum daha da endişe verici. Aktif doluluk oranı yüzde 16,22 seviyesinde olan barajda, kullanılabilir su hacmi 1 milyon 338 bin metreküp olarak ölçülüyor. Geçen yılın aynı döneminde yüzde 33,55 olan doluluk oranı ile karşılaştırıldığında, yarı yarıya bir düşüş yaşandığı görülüyor.
Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı'nda da benzer durum söz konusu. Aktif doluluk oranı yüzde 6,18 seviyesinde olan barajda, kullanılabilir su hacmi 988 bin metreküp olarak hesaplanıyor. Geçen yılın aynı döneminde yüzde 27,02 olan doluluk oranı ile karşılaştırıldığında dramatik bir düşüş yaşandığı açıkça görülüyor.
Yaz aylarında tüketim artacak
Su krizi özellikle yaz aylarında artan tüketim göz önüne alındığında daha da kritik hale geliyor. Sıcaklıkların artması, tarımsal sulama ihtiyaçları ve turizm sektöründeki yoğunluk, su talebini daha da artıracak. İzmir'in yaz nüfusu da göz önüne alındığında, su sıkıntısı ciddi boyutlara ulaşabilir.
Yaz mevsiminde klima kullanımının artması, elektrik üretiminde su ihtiyacını da artırıyor. Termik santrallerin soğutma sistemi için kullandığı su miktarı, barajlardaki su seviyesini daha da düşürebilir.
Tarımsal sulama da yaz aylarında su talebini artıran önemli faktörlerden biri. İzmir'in tarım sektörü, su kaynaklarından yoğun şekilde yararlanıyor ve bu durum barajlardaki su seviyesini daha da etkiliyor.
Acil önlemler alınmalı
Su krizinin bu boyutlara ulaşması, acil önlemler alınması gerektiğini gösteriyor. Su tasarrufu kampanyaları, alternatif su kaynaklarının devreye sokulması ve su verimliliği projelerinin hızlandırılması kritik önem taşıyor.
İZSU yetkilileri, vatandaşları su tasarrufu konusunda bilinçli davranmaya çağırırken, endüstriyel tesisler için de su kullanım kısıtlamaları getirilebilir. Denizden arıtma tesislerinin kapasitesinin artırılması da alternatif çözümler arasında yer alıyor.
Yeraltı su kaynaklarının daha etkin kullanılması, yağmur suyu toplama sistemlerinin yaygınlaştırılması ve atık su arıtma tesislerinin geri dönüşüm kapasitesinin artırılması da acil önlemler arasında bulunuyor.
Meteorolojik veriler umut vermiyor
Kuraklık koşulları ve yetersiz yağışlar, baraj doluluk oranlarının kısa vadede toparlanma şansını azaltıyor. Meteoroloji uzmanları, yaz aylarında yağış beklenmediğini ve durumun daha da kötüleşebileceğini uyarıyor.
İklim değişikliği etkisiyle yağış rejiminde yaşanan değişiklikler, su kaynaklarını olumsuz etkiliyor. Kış aylarında beklenen yağış miktarının azalması, barajlardaki su seviyesinin toparlanma ihtimalini düşürüyor.
Sıcaklık artışı da buharlaşma oranını artırarak su kayıplarını hızlandırıyor. Bu durum, mevcut su rezervlerinin daha hızlı tükenmesine neden oluyor.
Uzun vadeli çözümler şart
İzmir'in su güvenliği için uzun vadeli çözümler geliştirilmesi gerekiyor. Yeni baraj projeleri, su transfer sistemleri ve sürdürülebilir su yönetimi politikaları hayata geçirilmeli.
Su verimliliği teknolojilerinin yaygınlaştırılması, damla sulama sistemlerinin teşvik edilmesi ve su israfını önleyen düzenlemeler yapılması gerekiyor. Endüstriyel tesislerin su kullanım verimliliğini artırması da kritik öneme sahip.
Şehir planlamasında su kaynaklarının korunması öncelikli hale getirilmeli. Yeşil alanların sulanmasında arıtılmış su kullanımının yaygınlaştırılması da çözümler arasında yer alıyor.
İzmir'in su geleceği için bugünden alınacak önlemler, gelecek kuşaklar için kritik öneme sahip. Su kaynaklarının sürdürülebilir şekilde yönetilmesi, şehrin geleceği açısından vazgeçilmez bir gereklilik haline gelmiş durumda.