İspanya’da 14 farklı noktada orman yangını: 7 kişi hayatını kaybetti
İspanya’da 14 farklı noktada orman yangını: 7 kişi hayatını kaybetti
İçeriği Görüntüle

Orta Doğu'da barış umutlarının bir kez daha pamuk ipliğine bağlandığı bir dönemde, İsrail'den bölgenin kaderini değiştirecek ve onarılamaz insani yaralar açacak bir adım geldi. The Times of Israel gazetesinin duyurduğu habere göre, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, gece saatlerinde Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir ve ordu kurmaylarıyla yaptığı kritik bir toplantının ardından, bu sabah Gazze kentinin tamamen işgal edilmesini öngören askeri planı onayladı. Başbakan Binyamin Netanyahu hükümetinin 8 Ağustos'ta Güvenlik Kabinesi'nde prensipte onayladığı bu planın, Savunma Bakanı tarafından da imzalanmasıyla birlikte, Gazze için artık geri sayımın başladığı ve büyük bir askeri operasyonun kaçınılmaz hale geldiği yorumları yapılıyor. Bu karar, sadece askeri bir harekat onayı değil, aynı zamanda milyonlarca sivilin hayatını hiçe sayan ve uluslararası hukuku ayaklar altına alan bir sürecin de resmen başlatılması anlamına geliyor.

İki aşamalı yıkım planı: önce sürgün, sonra işgal

Onaylanan işgal planının detayları, yaşanacak insani felaketin boyutlarını da gözler önüne seriyor. Plana göre, İsrail ordusu iki aşamalı bir strateji izleyecek.

Birinci ve en acımasız aşama, Gazze kentinde yaşayan yaklaşık 1 milyon Filistinlinin, evlerini, anılarını ve hayatlarını geride bırakarak zorla bölgenin güneyine sürülmesini içeriyor. Bu kitlesel zorunlu göçün ardından, şehir tamamen boşaltılacak, abluka altına alınacak ve kara, hava ve denizden düzenlenecek yoğun saldırılarla adeta bir hayalet şehre dönüştürülecek. Bu bombardımanların ardından ise zırhlı birlikler ve piyadeler kenti tamamen işgal etmek için harekete geçecek.

Planın ikinci aşaması ise, bu büyük yıkımın ardından, halihazırda büyük ölçüde harabeye dönmüş olan Gazze'nin merkezindeki mülteci kamplarının işgal edilmesini öngörüyor. Bu, İsrail'in sadece kentin kontrolünü değil, aynı zamanda bölgedeki direnişin sembolü haline gelmiş ve on yıllardır milyonlarca Filistinliye ev sahipliği yapan mülteci kamplarını da tamamen ortadan kaldırmayı hedeflediğini gösteriyor. Bu plan, bir şehrin sadece askeri olarak ele geçirilmesi değil, aynı zamanda demografik yapısının, sosyal dokusunun ve tarihinin de yok edilmesi anlamına geliyor.

'Gideon’un savaş arabaları II' için 60 bin asker silah altına alınıyor

Bu kanlı planı hayata geçirmek için İsrail ordusunun askeri hazırlıklara da başladığı bildirildi. İsrail devlet televizyonu KAN'ın haberine göre, Genelkurmay Başkanı Zamir'in planı Bakan Katz'a sunmasının hemen ardından, ordu 60 bin yedek askeri göreve çağırma kararı aldı. İlerleyen günlerde silah altına alınacak olan bu on binlerce asker, Gazze kentini işgal edecek birliklere takviye olarak gönderilecek. Bu denli büyük bir yedek asker mobilizasyonu, operasyonun ne kadar kapsamlı ve uzun soluklu olacağının da bir işareti olarak yorumlanıyor.

Operasyona ise son derece sembolik bir isim verildi: "Gideon’un Savaş Arabaları II". Bu isim, İsrail'in 18 Mart'ta ateşkesi bozmasının ardından 17 Mayıs’ta Gazze Şeridi'ndeki işgali genişletmek ve kalıcı hale getirmek için başlattığı "Gideon’un Savaş Arabaları" isimli saldırıların bir devamı niteliğinde. Bu, mevcut planın münferit bir olay değil, Gazze'yi tamamen kontrol altına almaya yönelik daha büyük ve sistematik bir stratejinin parçası olduğunu gösteriyor.

Netanyahu'nun nihai hedefi: Gazze şeridi'nin tamamını işgal

Her ne kadar mevcut plan Gazze kentinin işgaline odaklansa da, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun nihai hedefinin çok daha büyük olduğu biliniyor. Netanyahu, Güvenlik Kabinesi'nin 8 Ağustos'taki toplantısı öncesinde verdiği bir röportajda, hedeflerinin sadece belirli bölgeleri değil, Gazze Şeridi'nin tamamını işgal etmek olduğunu açıkça dile getirmişti. Savunma Bakanı Katz'ın bugün onayladığı plan, Netanyahu'nun bu nihai hedefine ulaşmak için attığı en somut ve en tehlikeli adım olarak değerlendiriliyor. Bu strateji, Gazze'de Filistinli bir yönetimin varlığına tamamen son vermeyi ve bölgeyi uzun vadeli bir askeri işgal altına almayı amaçlıyor.

Milyonlarca hayat pamuk ipliğinde: uluslararası toplumun sessizliği

İsrail'in bu işgal ve sürgün planını onaylaması, bölgedeki milyonlarca sivilin hayatını doğrudan tehdit ediyor. Zaten yıllardır süren abluka nedeniyle insani bir krizin yaşandığı Gazze'de, 1 milyon insanın daha güneye, kaynakların son derece kısıtlı olduğu bir bölgeye sürülmesi, tarif edilemez bir insanlık trajedisine yol açma potansiyeli taşıyor. Barınma, gıda, temiz su ve sağlık hizmetleri gibi en temel ihtiyaçların karşılanmasının imkansız hale geleceği bu durum, özellikle çocuklar, kadınlar ve yaşlılar için büyük bir hayati risk oluşturuyor.

Tüm bu gelişmeler yaşanırken, uluslararası toplumun ve küresel güçlerin derin bir sessizlik içinde olması ise endişeleri daha da artırıyor. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlardan gelen cılız kınama mesajlarının ötesinde, İsrail'in bu uluslararası hukuka aykırı planını durdurmaya yönelik somut ve caydırıcı bir adımın atılmaması, savaş suçlarına ve insanlığa karşı işlenen suçlara adeta bir "yeşil ışık" yakılması anlamına geliyor. Gözler ve kulaklar, önümüzdeki günlerde Gazze'den gelecek haberlerde olacak. Ancak onaylanan bu plan, bölgenin sadece duman ve ateşle değil, aynı zamanda milyonlarca masum insanın gözyaşı ve acısıyla da anılacağı karanlık bir dönemin kapısını aralamış durumda.

Muhabir: Kazim Bozkurt