İzmir'in en değerli bölgelerinden biri olan İnciraltı'nın kaderini etkileyecek planlama sürecinde, bilirkişi raporlarıyla ilgili şok edici iddialar gündeme bomba gibi düştü. İnciraltı Gelişim Derneği (İNGEDER), Tarım ve Orman Bakanlığı'nın verdiği "Tarım Dışı Planlamaya Uygunluk" belgesine karşı açılan davada sunulan bilirkişi raporunun bilimsel gerçeklerden uzak, hatalı, eksik ve taraflı olduğunu öne sürerek, raporu hazırlayan bilirkişiler hakkında resmi şikayette bulundu.

İNGEDER Başkanı Tayfun Karabulut, keşif günü sahaya bilimsel ekipman getirilmediğini, su örneklerinin kullanılmış pet şişelere, toprak numunelerinin ise market poşetlerine konulduğunu iddia ederek, "Bu, bilirkişi heyetinin ne denli özensiz ve taraflı çalıştığının açık kanıtıdır. İnciraltı'nın geleceği üzerinden oynanan bu oyunlara artık son verilmelidir!" dedi. Dernek, raporun geçersiz sayılmasını ve yeni bir bilirkişi heyeti kurulmasını talep ediyor.

İnan Kıraç'ın çilesi: Emine Alangoya'ya kötü haber İnan Kıraç'ın çilesi: Emine Alangoya'ya kötü haber

DAVADA YENİ BİR BOYUT 

İzmir'in yıllardır çözülemeyen ve adeta bir kördüğüme dönüşen İnciraltı planlama süreci, bu kez de bilirkişi raporlarıyla ilgili ortaya atılan şok edici iddialar ve skandal niteliğindeki suçlamalarla sarsılıyor. Bölgenin geleceğini yakından ilgilendiren ve Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından 2022 yılının Aralık ayında verilen "Tarım Dışı Planlamaya Uygunluk" belgesine karşı Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkezi tarafından açılan dava, yeni bir boyuta taşındı. Davaya, Tarım ve Orman Bakanlığı lehine müdahil olan İnciraltı Gelişim Derneği (İNGEDER), İnciraltı ve Bahçelerarası muhtarları ile bölgedeki çok sayıda toprak sahibi, İzmir 6. İdare Mahkemesi'ne sunulan bilirkişi raporunun adeta bir "sabotaj" niteliği taşıdığını, bilimsel gerçeklerden tamamen uzak, yasalara ve yönetmeliklere aykırı, hatalı, eksik ve en önemlisi taraflı bir şekilde hazırlandığını öne sürerek büyük bir tepki gösterdi. İNGEDER Başkanı Tayfun Karabulut, düzenlediği basın toplantısıyla ve yaptığı yazılı açıklamayla, bu usulsüz raporu hazırlayan bilirkişiler hakkında Bilirkişilik Kanunu'nun 14. maddesine açıkça aykırı hareket ederek görevlerini kötüye kullandıkları gerekçesiyle yasal şikayet başvurusunda bulunduklarını duyurdu. Bu şikayet dilekçesinin bir örneğinin aynı zamanda İzmir 6. İdare Mahkemesi'ne de sunularak, söz konusu skandal bilirkişi raporunun derhal geçersiz sayılması, yeni ve tarafsız uzmanlardan oluşan bir bilirkişi heyeti kurulması ve bu yeni heyetten çıkacak kararın beklenmesi yönünde acil talepte bulunduklarını belirtti.

‘ÖZENSİZLİK ABİDESİ RAPOR’

İNGEDER Başkanı Tayfun Karabulut, Ekim 2024'te yapılan keşif sonrası Ocak 2025'te mahkemeye sunulan bilirkişi raporunun, en temel bilimsel kriterleri dahi hiçe sayan, adeta bir "özensizlik abidesi" olduğunu iddia ederek, rapordaki skandal niteliğindeki uygulamaları tek tek sıraladı. Karabulut, "Bu rapor, en başından sonuna kadar bilime, hukuka ve en önemlisi vicdana aykırı bir şekilde hazırlanmıştır. İzmir 6. İdare Mahkemesi’ne daha önce Şubat 2025’te tam 26 sayfalık kapsamlı bir itiraz dilekçesi sunmuştuk. Aynı şekilde, davalı konumunda olan Tarım ve Orman Bakanlığı da bu sözde bilirkişi raporuna haklı gerekçelerle itiraz etmiştir. Ancak görüyoruz ki, bu itirazlarımız yeterince dikkate alınmamış ve İnciraltı'nın geleceği adeta bir oldubittiye getirilmek istenmektedir," dedi.

OYUNLARA GEÇİT VERMEYECEĞİZ

İNGEDER Başkanı Tayfun Karabulut, İnciraltı topraklarının mevcut durumu itibarıyla tarım yapılmasının fiilen imkansız hale geldiğini, toprağın tuzlandığını, yeraltı sularının kirlendiğini ve bölgenin kaderine terk edildiğini belirterek, İzmir halkına ve yetkililere şu çağrıda bulundu: 

"İnciraltı, artık tarım yapılması neredeyse imkansız hale gelmiş, çoraklaşmış ve atıl durumdaki topraklarıyla, İzmir’in ve Türkiye’nin geleceği için son derece stratejik öneme sahip, planlı ve vizyoner bir gelişimi beklemektedir. Bizler, bu bölgede ısrarla 'tarım yapılsın' dayatmasına karşı çıkıyoruz, çünkü bu artık bilimsel ve ekonomik olarak mümkün değildir. Biz bu bölgede tarım değil, İzmir’e gerçek anlamda katma değer sağlayacak; binlerce kişiye yeni istihdam imkanları yaratacak, milyarlarca liralık yeni yatırımları çekecek ve en önemlisi, İzmir'i uluslararası alanda bir sağlık turizmi merkezi haline getirecek potansiyeli taşıyan modern, çevreye duyarlı ve insan odaklı bir şehir planlaması talep ediyoruz."

YÜK OLMAK DEĞİL DEĞER KATMAK İSTİYORUZ

Karabulut, "İnciraltı ve Bahçelerarası halkı olarak bizler, bu kente yük olmak değil, tam aksine değer katmak, İzmir'in gelişimine ve kalkınmasına katkıda bulunmak istiyoruz. Ancak ne yazık ki, yıllardır çeşitli bahanelerle bekletilen, adeta bir kangrene dönüşen bu alanda artık oynanan siyasi oyunlara, kişisel hesaplara, lobicilik faaliyetlerine ve en son örneğini gördüğümüz gibi bilim dışı, taraflı ve art niyetli raporlara kesinlikle geçit vermeyeceğiz. Mücadelemizi sonuna kadar sürdürmeye kararlıyız," dedi.

İNGEDER Başkanı, tüm İzmir kamuoyunu, ilgili meslek odalarını, sivil toplum kuruluşlarını ve en önemlisi vicdan sahibi tüm yetkilileri, İnciraltı'nın geleceği için adil, bilimsel verilere dayanan, şeffaf ve kentin ortak menfaatlerine uygun bir planlama sürecinin hayata geçirilmesi için yanlarında durmaya ve bu haklı mücadelelerine destek olmaya davet etti. Karabulut, sözlerini "İnciraltı İzmir’in ve Türkiye’nin geleceğidir. Bu parlak geleceği ancak hep birlikte, ortak akılla ve bilimin ışığında kurabiliriz," diyerek noktaladı. 
 

Kaynak: HABER MERKEZİ