Türkiye ekonomisinin bir yanda yüksek enflasyonla mücadele ettiği, diğer yanda ise üretim ve büyüme çarklarını döndürmeye çalıştığı kritik bir dönemde, ihracatçılardan ses getirecek bir çıkış geldi. 61 ihracatçı birliğini, 27 sektörü ve 100 bini aşkın ihracatçıyı temsil eden Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, uygulanan yüksek faiz politikasının artık sürdürülemez bir noktaya geldiğini belirterek, Merkez Bankası'na açık bir faiz indirimi çağrısı yaptı. Trendyol ile TİM arasında gerçekleştirilen e-ihracat işbirliği toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gültepe, reel sektörün artan finansman maliyetleri altında ezildiğini ve rekabet gücünü kaybettiğini vurgulayarak, "Bu ay faiz indirimi şart" sözleriyle piyasaların ve politika yapıcıların dikkatini 19 Haziran'da yapılacak olan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına çekti.
Faiz indirimi için tarih verdi: gözler 19 Haziran'da
Ekonomi yönetiminin ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in öncelikli hedef olarak belirlediği dezenflasyon sürecinde, sıkı para politikası en önemli enstrüman olarak kullanılıyor. Ancak bu politikanın bir yan etkisi olarak rekor seviyelere çıkan faiz oranları, üretim ve ihracat yapan firmalar için ciddi bir yük oluşturuyor. İşte bu yükün artık taşınamaz hale geldiğini belirten TİM Başkanı Mustafa Gültepe, faiz indirimi için net bir şekilde içinde bulunulan ayı işaret etti.
Gözlerin çevrildiği 19 Haziran'daki Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı öncesinde konuşan Gültepe, ihracatçının beklentisinin bir indirim döngüsünün başlaması olduğunu net bir dille ifade etti. Mevcut politika faizi seviyelerine dikkat çeken Gültepe, "Yüzde 50 ile yüzde 46 ile olmaz" diyerek, bu oranlarla yatırım yapmanın, üretim çarklarını döndürmenin ve uluslararası pazarlarda rekabet etmenin imkansız hale geldiğini vurguladı. Bu çıkış, uzun bir aradan sonra reel sektörün en üst temsilcisinden gelen en güçlü faiz indirimi talebi olarak kayıtlara geçti ve PPK toplantısı öncesinde ekonomi kulislerini hareketlendirdi.
'Bıçak kemiğe dayandı': İhracatçının finansman isyanı
TİM Başkanı'nın bu sert çıkışının arkasında, ihracatçı firmaların aylardır yaşadığı derin sorunlar yatıyor. Yüksek faiz oranları, firmaların yatırım ve işletme sermayesi için ihtiyaç duydukları kredilere erişimini zorlaştırırken, erişebildikleri kredilerin maliyetini ise katlanılamaz seviyelere taşıyor. Yeni bir makine almak, fabrikayı büyütmek veya yeni bir pazara girmek için finansmana ihtiyaç duyan bir ihracatçı, %50'leri aşan faiz yükü altında bu yatırımları ertelemek zorunda kalıyor. Bu durum, sadece firmaların büyümesini engellemekle kalmıyor, aynı zamanda Türkiye'nin genel sanayi üretimini ve istihdamını da olumsuz etkiliyor.
Bir diğer önemli sorun ise, sıkı para politikasının Türk Lirası üzerindeki potansiyel değerlendirici etkisi. Değerli bir TL, Türk ürünlerinin yurt dışındaki fiyatını artırarak, ihracatçının uluslararası pazarlardaki rekabet gücünü zayıflatıyor. Aynı ürünü daha ucuza mal eden Çinli, Hintli veya Vietnamlı bir rakip karşısında Türk ihracatçısı dezavantajlı duruma düşüyor. İşte tüm bu nedenlerle Gültepe'nin çağrısı, sadece bir faiz indirimi talebi değil, aynı zamanda "üretim ekonomisinin ve ihracatın feda edilmemesi" yönünde yapılan bir uyarı niteliği taşıyor.
Enflasyonla mücadelede topyekûn feragat çağrısı
Mustafa Gültepe, konuşmasında sadece Merkez Bankası'na seslenmekle kalmadı, aynı zamanda enflasyonla mücadelenin sadece para politikasıyla başarılamayacağını vurgulayarak, toplumsal bir fedakarlık ve dayanışma çağrısı yaptı. Enflasyonun düşmesi için herkesin kendi alanında bir indirim yapması gerektiğini belirten Gültepe, bu düşüncesini bir "çağrı" olarak nitelendirdi. Kiradan market ürünlerine, hizmet sektöründen sanayi ürünlerine kadar her alanda fiyatların geri çekilmesi gerektiğini savunan Gültepe, "Herkesin feragatta bulunması gerekiyor" dedi.
Bu çağrının samimiyetini göstermek adına ihracatçıların bu konuda öncü olabileceğini de belirten TİM Başkanı, "İlk başta hazır giyimciler yapar. İndirimi seve seve yapar. Zaten sezonlarda yapıyorlar" mesajını verdi. Bu sözler, enflasyonla mücadelenin yükünün sadece dar gelirlinin veya üreticinin sırtına yüklenmemesi gerektiğini, toplumun tüm kesimlerinin bu süreçte elini taşın altına koyması gerektiğini vurgulayan önemli bir adım olarak değerlendirildi. Gültepe'nin bu önerisi, fahiş fiyat artışlarının ve fırsatçılığın önüne geçilmesi için toplumsal bir "indirim seferberliği" başlatılması fikrini de gündeme getirmiş oldu.