İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Vekili Nuri Aslan, hakkında başlatılan bir soruşturma ile gündemin ilk sıralarına yerleşti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan resmi açıklamaya göre, Nuri Aslan hakkında, İstanbul Adliyesi'nde görevli güvenlik personelini tehdit ettiği iddiasıyla "görevi yaptırmamak için direnmek" suçundan re'sen soruşturma başlatıldı. Bu şok edici gelişme, hem İBB koridorlarında hem de genel kamuoyunda büyük bir yankı uyandırdı. Özellikle İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun görevden uzaklaştırılmasının ardından bu önemli göreve seçilen Aslan'ın adının böyle bir iddiayla anılması, siyasi tansiyonu daha da artırdı.
Başsavcılıktan açıklama: "Adliye güvenlik görevlilerini tehdit ettiği tespitiyle..."
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan soruşturmaya ilişkin yapılan detaylı açıklamada, olayın arka planına dair önemli bilgiler paylaşıldı. Açıklamada, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanvekili Nuri Aslan hakkında dün İstanbul Büyükşehir Belediyesi görevlilerine yönelik yürütülen bir yolsuzluk soruşturması kapsamında sorgu işlemleri sırasında adliyemiz güvenlik görevlilerini tehdit ettiği tespitiyle 'görevi yaptırmamak için direnme' suçundan cumhuriyet başsavcılığımızca re'sen soruşturma başlatılmıştır" ifadelerine yer verildi.
Bu açıklama, Nuri Aslan'ın, İBB personeline yönelik devam eden bir yolsuzluk soruşturmasıyla bağlantılı olarak adliyede bulunduğu sırada, sorgu işlemleri esnasında güvenlik görevlilerine yönelik bir tehdit eyleminde bulunduğu iddiasını güçlendiriyor. Başsavcılığın "re'sen" yani kendiliğinden soruşturma başlatması, olayın ciddiyetini ve kamu düzeni açısından taşıdığı önemi de ortaya koyuyor. Soruşturmanın seyri ve toplanacak deliller, Nuri Aslan hakkındaki iddiaların doğruluğunu ve hukuki sürecin nasıl işleyeceğini belirleyecek.
İbb'ye başkan vekili seçilmişti: İmamoğlu'nun ardından kritik görev
Nuri Aslan, İstanbul siyasetinde önemli bir figür olarak öne çıkıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında yürütülen ve kamuoyunda büyük yankı uyandıran bir "yolsuzluk" soruşturması kapsamında tutuklanmasının ardından, İçişleri Bakanlığı tarafından görevinden uzaklaştırılmıştı. Bu beklenmedik gelişmenin ardından, İstanbul'un yönetiminde bir boşluk oluşmaması ve belediye hizmetlerinin aksamaması amacıyla İBB Meclisi tarafından yeni bir başkan vekili seçimi yapılması zorunlu hale gelmişti.
İstanbul Valiliği’nin kararı ve yasal prosedürler doğrultusunda gerçekleştirilen başkan vekili seçiminde, ilk iki turda meclis üye sayısının üçte iki çoğunluğu sağlanamamıştı. Oylamanın üçüncü turunda ise Nuri Aslan, 177 oy alarak İBB Başkan Vekili olarak seçilmiş ve bu kritik görevi üstlenmişti. Aslan'ın bu göreve seçilmesi, hem kendi siyasi kariyeri açısından hem de İstanbul'un yönetimi açısından önemli bir dönüm noktası olmuştu. Ancak, şimdi hakkında başlatılan bu yeni soruşturma, onun başkan vekilliği görevini ve siyasi geleceğini nasıl etkileyeceği konusunda soru işaretleri yaratıyor.
"Görevi yaptırmamak için direnmek" suçu nedir? Hukuki süreç nasıl işleyecek?
Nuri Aslan hakkında başlatılan soruşturmanın dayanağı olan "görevi yaptırmamak için direnmek" suçu, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) düzenlenen bir suç tipidir. TCK'nın 265. maddesinde düzenlenen bu suç, kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla cebir veya tehdit kullanılması durumunda oluşur. Bu suçun cezası, eylemin niteliğine ve kullanılan cebir veya tehdidin derecesine göre değişiklik gösterebilir.
Nuri Aslan hakkındaki soruşturma kapsamında, öncelikle iddia edilen tehdit eyleminin gerçekten yaşanıp yaşanmadığı, tanık ifadeleri, güvenlik kamerası kayıtları (varsa) ve diğer deliller ışığında araştırılacaktır. Soruşturma sonucunda yeterli delil bulunması durumunda, Nuri Aslan hakkında kamu davası açılabilir ve yargılama süreci başlayabilir. Yargılama sonucunda suçlu bulunması halinde ise kanunda öngörülen cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir. Ancak, şu aşamada soruşturmanın henüz başında olunduğunu ve masumiyet karinesinin geçerli olduğunu unutmamak gerekir. Nuri Aslan'ın da bu süreçte savunma hakkını kullanacağı ve iddialara karşı kendi argümanlarını sunacağı muhakkaktır.
