Türkiye'deki hekimlerin haklarını savunmak ve mesleki standartları yükseltmek amacıyla faaliyet gösteren Hekim Birliği Sendikası, son dönemde kendi iç dinamiklerinde yaşanan bir "hukuk savaşı" ile gündeme geldi. Sendikanın Merkez Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada, yaklaşık 30 bin hekimin iradesini temsil eden demokratik bir sivil toplum kuruluşu olan Hekim Birliği'nin kurumsal yapısını zedelemeye yönelik girişimlerin, yargı nezdinde karşılık bulduğu belirtildi.
Açıklamaya göre, sendikanın eski Merkez Yönetim Kurulu üyelerinden dördünün, üst üste katılmadıkları toplantılar nedeniyle üyeliklerinin düşürülmesiyle başlayan süreç, bu kişilerin sendikanın tüzel kişiliğine zarar veren ve kamu güvenini zedeleyen hukuksuz eylemlerde bulunmalarıyla devam etti. Sendika, bu kişilerin, kamu ve hekimlik ortak çıkarları yerine kişisel çıkarlarını ön plana koyarak kurumsal yapıya zarar vermeye çalıştıklarını ve mali kullanım yetkilerinin de görevlerinin düşmesi ve hukuki kararlar doğrultusunda bloke edildiğini ifade etti.
Bu gelişmeler üzerine Hekim Birliği, yargıya başvurarak hak arayışına girdi. Hukuk mücadelesi, sendikanın tüzel kişiliği üzerindeki iddiaları ve meşru olmayan işlemleri durdurmak için başlatıldı. Sendika, yargının, bu "gasp" girişimlerine kararlı bir biçimde dur dediğini ve ayrı ayrı kararlarla hukuksuz işlemleri engellediğini duyurdu.
Yargıdan art arda üç karar: Hukuksuz girişimlere geçit yok!
Hekim Birliği Sendikası adına yapılan hukuk mücadelesi, önemli sonuçlar doğurdu. Özellikle İzmir 4. İş Mahkemesi, sendikanın iradesine yönelik hukuka aykırı müdahaleleri, sahte belge düzenlemelerini ve meşru olmayan işlemleri geçici değil, kararlı bir şekilde durdurdu. Sendikanın yaptığı açıklamada, art arda verilen üç ayrı kararla, sendikanın tüzel kişiliği üzerinden yürütülmeye çalışılan tüm "gasp girişimlerinin" yargıdan döndüğü vurgulandı.
Usulsüz noter belgelerine tedbir kondu
Mahkeme tarafından verilen ilk ve en önemli kararlardan biri, sendikanın tüzel kişiliği üzerinde yürütülmeye çalışılan bazı işlemlerin hukuka aykırı belgelere dayandırıldığı iddialarına yönelik oldu. 14 Temmuz 2025 tarihli kararla İzmir 4. İş Mahkemesi;
-
İzmir 8. Noterliği’nin 20.06.2025 tarihli ve 3585 yevmiye numaralı karar defteri ile
-
İzmir 15. Noterliği’nin 24.06.2025 tarihli ve 7776 yevmiye numaralı imza sirkülerine
dayanılarak yürütülen işlemlerin, Hekim Birliği adına kullanılmasını ihtiyaten durdurdu.
Mahkeme kararında açıkça belirtildiği üzere, bu belgelerle sürdürülen işlemlerin, sendikanın meşru işleyişine, üyelerinin iradesine ve örgütlü emeğine "telafisi güç hatta imkânsız sonuçlar" doğurma riski taşıdığı tespit edildi. Bu kararla birlikte, mahkeme, Hekim Birliği Sendikası'nın kurumsal varlığını ve üyelerinin haklarını koruma altına almış oldu.
Sahte belgelerin resmi işlemlerde kullanımı engellendi
Yine aynı tarihte, 14 Temmuz 2025’te verilen bir başka ara kararda, söz konusu sahte belgelerin resmî işlemlerde kullanılmasının önlenmesi yönünde hüküm kuruldu. Bu karar, sendika adına ilerleyen süreçte yapılacak herhangi bir işlemde, hukuk dışı belgelere dayalı yetki kullanımına kapı kapatarak, sendikanın mali ve idari süreçlerinin güvenliğini sağladı. Bu kararın, Hekim Birliği Sendikası'nın gelecekteki operasyonel faaliyetlerini yasal zeminde sürdürmesi açısından kritik öneme sahip olduğu belirtildi.
Tedbir kararlarına yapılan itirazlar reddedildi
Yargı sürecindeki kararlılık, eski yöneticilerin tedbir kararlarına karşı yaptığı itirazlarda da kendini gösterdi. 24 Temmuz 2025 tarihli mahkeme duruşmasında, sendika aleyhine verilen tedbir kararına yapılan itirazın duruşmalı yargılamasında da sonuç değişmedi. Mahkeme, daha önce verdiği tedbir kararlarının yerinde olduğunu onaylayarak, hukuksuz işlemlere karşı yargının net duruşunu bir kez daha ortaya koydu. Bu karar, yalnızca sahte işlemleri değil, aynı zamanda bu işlemlerin ardına gizlenmeye çalışan "teknik oyunları" da yargının boşa çıkardığını gösterdi.
Sendikal mücadele hukuk zemininde sürüyor
Hekim Birliği Sendikası, yargının aldığı bu kararların ardından yoluna daha güçlü bir şekilde devam ettiğini açıkladı. Sendika, "meşru olmayan yollarla sendikamız üzerinde tahakküm kurmak isteyenler, önce noterleri araçsallaştırdı, sonra kamu kurumlarında sahte belgelerle işlem yapmaya kalkıştı" ifadelerini kullanarak, yaşanan süreci özetledi. Ayrıca, sosyal medya hesaplarından internet sitesine, SGK işlemlerinden personel çıkışlarına kadar birçok noktada hukuka aykırı adımlar atıldığını iddia etti.
Ancak Hekim Birliği, 30 bini aşkın hekimin iradesinin belgeyle değil, seçimle şekillendiğinin altını çizerek, hiçbir noter tasdikinin veya sahte toplantının bu iradenin önüne geçemeyeceğini vurguladı. Sendika, yalnızca savunmakla yetinmeyip, hekimliğin yarınları için çözüm üretmeye de devam ettiklerini belirtti. Bu kapsamda, toplu sözleşme süreci kapsamında hekimlerin ekonomik, mesleki ve sosyal haklarını iyileştirecek önerilerini yazılı olarak sunduklarını ve Bakanlık düzeyinde resmi görüşme taleplerini ilettiklerini duyurdu. Ayrıca, diğer sağlık emek ve meslek örgütleriyle de yapıcı diyalog kurmaya hazır olduklarını kamuoyuna bildirdi.
Örgütlü güçle seçimlere hazırlanılıyor
Hekim Birliği Sendikası, yalnızca yargı kararlarıyla değil, sahadaki örgütlenme gücü, kurumsal disiplini ve tabana dayalı dinamizmiyle yol aldığını belirtti. Ülkenin dört bir yanında faaliyet gösteren şubelerin, kendi bölgelerinde şeffaf, katılımcı ve demokratik bir anlayışla delege ve temsilci seçimlerini başarıyla gerçekleştirdiği kaydedildi. Bu süreç, sendikanın canlı, aktif ve sahaya kök salmış yapısının bir göstergesi olarak nitelendirildi.
Önümüzdeki dönemin en kritik kilometre taşı olan İkinci Olağan Genel Kurulu'nun, 30 Ekim 2025 tarihinde başlayacağı ve Kasım başında yapılacak olan genel seçimlerle yeni dönem yöneticilerinin belirleneceği açıklandı. Hekim Birliği, seçim takvimine büyük bir kararlılıkla hazırlandığını, sürecin her aşamasında adaleti, hakkaniyeti ve üyelerinin iradesini önceleyen bir yaklaşımla, güçlü, liyakatli ve mücadeleci kadrolarla yeni döneme hazırlandığını ifade etti.
Hekim Birliği Sendikası Genel Başkanı Uzm. Dr. Hatice Çerçi Balcı tarafından yapılan bilgilendirmede, sendikanın yargının açık kararları doğrultusunda, tüzüğünün çizdiği çerçevede ve hekimlerin talep ve ihtiyaçlarına kulak vererek yoluna devam edeceği belirtildi. Açıklama, "Hekimlik onurunu savunmaya, emeğimizin ve örgütlü gücümüzün arkasında durmaya devam edeceğiz. Kamuoyuna ve tüm meslektaşlarımıza saygıyla duyururuz" ifadeleriyle son buldu.