İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED), aile hekimlerinin maaşlarının 12 ayrı kritere bağlı olarak belirlenmesine sert tepki gösterdi. Dernek, mevcut sistemin sağlık çalışanlarını belirsizlik ve ceza mekanizmasıyla karşı karşıya bıraktığını belirterek, “Tek kalemde, emekliliğe yansıyan, öngörülebilir ve güvenceli bir maaş istiyoruz” açıklamasında bulundu.
“Hastanın gelmemesi bile maaş kesintisine neden oluyor”
İSTAHED Yönetim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada, aile hekimlerinin maaşlarının muayene sayısı, hastane başvuru oranı, hasta memnuniyeti, reçete türü, teşhis, sevk oranı ve çeşitli performans kriterlerine göre belirlendiği hatırlatıldı. Ancak, sistemdeki aksaklıkların ve hastaların tutumlarının da hekimin gelirini olumsuz etkilediğine dikkat çekildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Hasta gelmez, maaş kesilir. Tarama önerirsin, hasta yaptırmaz, maaş kesilir. Antibiyotik, mide ilacı ya da ağrı kesici yazarsın, oran yükselir, yine maaş kesilir. Tanı koyarsın, tarama düşer, maaş kesilir. Tanıdan sonra sevk edersin, sevk gerçekleşir, maaş kesilir. Hasta memnun kalmaz, tekrar maaş kesilir. İzne çıkarsan, hasta olursan, ASM dışında görevlendirilirsen de maaş düşer. Bu nasıl bir sistem?”
“12 parametreli ceza algoritmasıyla çalışıyoruz”
Dernek, uygulamanın adeta bir “ceza algoritması” gibi işlediğini savundu. Maaş sisteminin güvencesizlik ve belirsizlik içerdiğine vurgu yapılarak, “Bir sonraki ay ne kadar maaş alacağını bilmeyen başka bir kamu çalışanı var mı?” sorusu yöneltildi.
“Teşvik oranı, maaşın yarısından fazlasını oluşturuyor”
İSTAHED, aile hekimlerinin maaşlarının yaklaşık yüzde 55’inin teşvik ödemelerinden oluştuğunu belirtti. Bu durumun gelir güvencesini ortadan kaldırdığına dikkat çeken dernek, performansa değil sağlığa öncelik verilmesi gerektiğini savundu.
“Geliri değil sağlığı önceleyen bir sistem istiyoruz”
Maaşların tek kalemde, öngörülebilir ve emekliliğe yansıyan şekilde düzenlenmesi gerektiğini ifade eden İSTAHED, performans sisteminin ise ya tamamen kaldırılmasını ya da pozitif katkıyı esas alarak maaşın en fazla yüzde 20’sini oluşturacak biçimde sınırlandırılmasını önerdi.