Yapılan açıklamada, “Demirören Grubu hem mağdur ettiği 45 gazetecinin hakkını kuruşu kuruşuna ödeyecek hem de sendika hakkına saygı göstermeyi öğrenecek” ifadeleri kullanıldı. Hürriyet Gazetesi önünde yapılan basın açıklamasına işten atılan 46 gazetecinin yanı sıra Türk-İş İstanbul Bölge Temsilcisi Adnan Uyar ve Türk-İş’e bağlı diğer sendikalı işçilerde destek verdi. TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş konuşmasında şunları söyledi:

“Türkiye Gazeteciler Sendikasına üye oldukları için işten atılan 45 gazeteciye aradan 40 gün geçmesine rağmen hâlâ hakları ödenmedi.

Anayasanın tüm çalışanlara tanıdığı sendika hakkını kullandıkları için çalışanlarını cezalandıran, anayasayı çiğneyen Demirören hakkında bir kez daha suç duyurusunda bulunuyoruz. Savcıları görevi çağırıyoruz: Sendikalı olmak anayasal bir haktır.

Arkadaşlarımızın işten atılmalarının üzerinden tam 40 gün geçti.-25 Ekim’de işten çıkartılmalarına karar verildi.

30 Ekim’de evlerine gönderilen tebligatla atıldıklarını öğrendiler. Annelerinden, eşlerinden, muhtarlarından öğrendiler işsiz kaldıklarını.  

-Eşyalarını toplamak için geldikleri işte bu binada yanlarına güvenlik elemanları konuldu. Yıllarca çalıştıkları bu kurumdan eşyalarını güvenlikçiler eşliğinde topladılar.

-İşten atılmalarının üzerinden 15 gün geçmesine rağmen alacakları ne hesaplarına yattı ne de kendilerine bir açıklama yapıldı. Sendikamız avukatlarının arabulucu sürecini başlatmasına rağmen bu masaya da bir teklif ile gelmediler.

40 gün geçti hâlâ kendilerine haklarının ne olduğuna, ne zaman ödeneceğine dair bir açıklama yapılmadı. Ömrünün yarısını Hürriyet’te geçirenlerden, gazeteciliğe Hürriyet’te başlayanlara kadar onlarca insan mağdur ediliyor.

Gazetecilerin haklarını kuruşu kuruşuna ödeyecekler

Hürriyet yönetimi işten attığı bu gazetecilere haklarını ödeyerek lütuf yapmış olmayacak. Bu haklar arkadaşlarımızın emeğinin karşılığıdır. 

Üyelerimizi mağdur ederek çalışanların kafasından Sendika fikrini çıkartabileceklerini sanıyorlar ama yanılıyorlar. 

Demirören Grubu hem mağdur ettiği 45 gazetecinin hakkını kuruşu kuruşuna ödeyecek hem de sendika hakkına saygı göstermeyi öğrenecek. 

Medya sektöründe artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Çalışanın değer gördüğü, hakkını alabildiği, editöryal bağımsızlığının olduğu bir sektörü birlikte yaratacağız.” 

Durmuş’un ardından işten çıkartılan gazeteci Mesude Ercan ise 25 yıllık kurum çalışına olmasına rağmen evine gönderilen bir tebligatla işine bir anda son verildiğini belirterek şunları söyledi:

“25 yıl önce bu kurumun kapısından girdiğimde genç bir gazeteci adayıydım. Gazeteciliği burada öğrendim. İyi bir muhabir, iyi bir haber müdürü olmayı burada öğrendim. Burada ödüllü haberlere imza attım. Ve 25 yıl sonra bugün, bu kapıda 44 arkadaşımla birlikte hakkımı arıyorum. İşimize son verilmesinden bu yana tam 40 gün geçti. 40 gündür Hürriyet gazetesi kazanılmış haklarımızın ne zaman ve nasıl ödeneceğine dair bir açıklama yapmadı, bizimle iletişime geçmedi. Ancak elimizden alınan haklarımız bununla sınırlı değil. Daha ilk gün, bundan 40 gün önce, işsiz kaldığımızı yakınlarımıza; eşlerimize, çocuklarımıza, anne-babamıza kendi seçtiğimiz biçimde bildirme hakkımız elimizden alındı. İşsizliğimizi, masamızın başında çalışırken sevdiklerimizden gelen telefonla öğrendik. Bugün burada toplanan bizler, Hürriyet Gazetesi’nden haklarımızı ihlal etmeye bir son vermesini istiyoruz. Bizimle çalışmak zorunda değilsiniz ama hakkımızı teslim etmek zorundasınız.”

Türk-iş Bölge Temsilcisi Adnan Uyar ise, gazetecilere sendikal haklarının iade edilmesi gerektiğini söyledi. Uyar “Başka yerlerde olan haberleri, haksızlıkları manşetten veriyorsunuz. Burada işten atılan 45 gazetecinin hakkını ne zaman vereceksiniz? Onlara yaptığınız haksızlığı ne zaman manşetten vereceksiniz?” diye sordu. Uyar işçilerin hakları verilmezse daha büyük kalabalıklarla yine burada olacaklarını söyledi.