Haber/ Didar DEMİRCİ

İzmir Karşıyaka’da çarşı girişinde toplanan Eğitim Sen İzmir 2 Nolu Şube, yaklaşık 4 yıl önce KHK’ler ile işlerinden ihraç edilenler için başlattıkları eylemleri devam ettirme kararı aldı. Mart ayında pandemi nedeniyle 139’uncu Haftasında olan eylemlere ara vermek durumunda olan Eğitim Sen İzmir 2 Nolu Şube, ‘Nerde kalmıştık’ diyerek, oturma eylemlerine devam kararı aldı.

Oturma eylemi her hafta Çarşamba günü saat 18.00’da yapılacak.

Oturma eyleminin ardından basına ve kamuoyuna açıklama yapan Eğitim Sen İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Veysel Beyazadam, şu şekilde konuştu:

“Tüm dünya halklarını en yıkıcı bir biçimde etkileyen bu hastalık biz emekçiler için de turnusol kağıdı olmuştur. Geçtiğimiz haftalar bizlere gösterdi ki tüm dünyada emeğiyle geçinmeye çalışan geniş halk kitleleri bir avuç zenginin çıkarına feda edildi. Kapitalist ekonomi politikalarıyla oluşturulan girdaba sürüklenen dünya halkları için tek kurtuluş birleşmekten ve direnmekten geçtiği ortaya çıktı.

Üzülerek belirtmeliyiz ki virüsle mücadele etmesi beklenen ülkemizde ortaya çıkan asıl mücadele şudur: Yoksul insanların oluşturduğu sınıf ile kapitalizmin temsilcisi durumuna düşmüş olan iktidar arasındaki mücadele…

Kamu kaynaklarının inşaat ağalarına aktarılması, turizm sektöründeki baronların zenginleşmesi, özel öğretim kurumlarındaki verginin neredeyse sıfırlanması, salgın döneminde vergi rekortmenlerinin bankacılık sektöründen çıkması… daha niceleri bizlerin paralarının kimlere peşkeş çekildiğini göstermektedir.

15 Temmuz 2016 darbe girişimini lütuf olarak görenler, kendi koyunlarında büyüttüklerinden kurtulmaya çalışırken kirli ellerini tertemiz arkadaşlarımıza uzatmaktan çekinmediler. İşlerinden ve sonrasında da yaşamdan ihraç etmeye çalıştıkları Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) üye arkadaşlarımız sizlerin iddianamelerinize konu olamayacak kadar temizdir.

Dönemin adalet bakanı, arkadaşlarımızın haklarında hiçbir hukuki soruşturma dahi olmadan idari tasarrufla ihraç edildiklerini itiraf etmiştir. Unutulmasın ki bizler için; adalet de sizlerin ağzına yakışmayacak kadar yüce bir kavramdır ve o adaleti bu topraklara mutlaka getireceğiz!

Krizleri fırsat olarak gören, çıkarcı tüccar anlayışıyla yönetilen her yerde insanın değersizleştirilmesi vardır. Bu bazen savaşlarda kişisel bekanız için ölüme sürüklediğiniz bir genç, bazen halklara hizmet için virüsle korumasız baş başa bıraktığınız bir kamu emekçisi, bazen ceplerinizi doldurmak için fabrikalarınızda köleleştirdiğiniz bir işçi, bazen sapkınlığınıza alet etmekten çekinmediğiniz bir çocuk, bazen kişisel yetmezliklerinize kurban ettiğiniz bir kadın olabiliyor. Ancak unutmayınız ki biz halkız! Bu Anadolu coğrafyasını var edeniz! Uluslararası evrensel insan hakları çerçevesinde olan meşru taleplerimiz artık göz ardı edilemez. Siz yönetenlerin eliyle oluşturulan her zulüm politikası bir gün sizleri vuracaktır. Bu topraklarda huzur ve onurlu, eşit, adil ve özgür bir yaşamı kurmak önce sizlerin görevidir.

Dört yıl önce insanlara hizmet etmek ve güzel bir yarın dileğinden başka bir yaklaşımı olmayan arkadaşlarımızı ihraç ettiniz. Yaşama tutunmak için en ağır gündelik gündelik işlere yönelmek zorunda kalsalar da arkadaşlarımızdan acının tarifi olan bir “Ah!” bile işitmediniz. Onlar öylesine onurludurlar ki bu sizlere ses olsun. “Ağaç kökü yesinler!” diye kendinizce kaderlerine terk ettiğinizde pişmanlık ifadesi olan bir “keşke” bile duymadınız. Onlar öylesine onurludurlar ki bu size dert olsun. Toplumdan ve yaşamın tüm katmanlarından soyutlamaya çalıştınız da içlerindeki direngenliği yıkamadınız bu da tüm insanlığa rehber olsun!

İzmir’den iktidara seslenmek istiyoruz: Haksız ve hukuksuz yere ihraç ettiğiniz arkadaşlarımızı derhal görevlerine iade edin. OHAL Komisyonu’nu lağvedin ve aldığı tüm hukuksuz kararları yok sayın. Toplumsal barışın ve el birliğiyle birlikte yaşamın zemini budur! Aksi halde hukuka bağlı olmayan politikalarınızla yönetememeye ve sorunların derinleşmesine yol açacaksınız. Herkesi bu insani değerler etrafında birlikte mücadele etmeye davet ediyoruz.

Yılgınlık yok mücadeleye devam. Mutlaka kazanacağız, işimize döneceğiz!”