Haber/ Didar DEMİRCİ

Hükümetin 2021 yılı memur ve emekli maaşlarının zam oranını belirlemesiyle, memurlara yüzde 7.36, SSK ve BAĞKUR emekli maaşlarına ise yüzde 8,36 zam yapıldı. Öte yandan asgari ücrete de yüzde 21,56 oranında zam yapıldı. Enflasyonu, açlık ve yoksulluk sınırını hatırlatan sendikalar ise yapılan zam oranlarını yeterli bulmayarak tepkilerini sürdürüyor. Konuya ilişkin Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İzmir Şubeleri, Konak Kemeraltı girişinde toplanarak maaş bordroları yakıp, “Kuru ekmek zammına hayır! Sefalet ücretini kabul etmiyoruz. Ek zam istiyoruz” talebiyle tepki gösterdi. Öte yandan KESK İzmir Şubeler Platformu Sözcüsü Necip Vardal’da basına açıklama yaptı. Vardal, “Her gün gözümüzü iğneden ipliğe gelen zamlarla açıyor, derinleşen kriz ve pandemi nedeniyle nefes almanın bile zorlaştığı bir dönemden geçiyoruz… Gericilik, kutuplaşma, kayyum politikaları, OHAL uygulamaları, pandemi, hayat pahalılığı, geçim derdi, işsizlik ve daha saymakla bitmeyecek sorunlar yumağı ile kuşatıldık… Siyasal iktidar halkın, emekçilerin yaşadığı dertleri, sıkıntıları çözmek yerine attığı her adımda sorunlar yumağını büyütüyor. Acı reçete yine emekçilerin, yoksullaştırılan halkın payına düşüyor. Milyonlarca kamu emekçisi, işçi, emekli çarşıda pazarda yaşanan gerçek enflasyonu TÜİK’in perdeleyen rakamlarıyla, sahte verilerle açlığa mahkûm edilmek isteniyor. Açlık sınırının 2 bin 600, yoksulluk sınırının 8 bin 600 TL’yi aştığı bugünün koşullarında sıra emekçilere gelince “kaynak yok” diyorlar. Ama 5’li çeteye vergi muafiyetleri ve istisnalar adı altında bütçeden devasa paralar aktarırken kaynak sıkıntısı çekmiyorlar. Varlık affı, prim destekleri vb. adlarla sermayeye kaynak bulmakta zorlanmıyorlar. “İtibardan tasarruf olmaz” diyerek Saray’a günlük 59 milyon TL bütçe ayırırken işini kaybedene günlük 39 TL’yi reva görüyorlar. İşsizler ordusuna her gün yeni on binler katılırken eş, dost, akrabalarını işe yerleştirmede adeta birbirleriyle yarışıyorlar” eleştirisini yaptı.

“Mızrak çuvala sığmıyor”

Ayrıca TÜİK’in iktidarın politikalarını aklayarak gerçekleri gizlediğini dile getiren Vardal, “En çok işten atmaların yaşandığı bu dönemde dahi TÜİK’e göre işsizlik rakamlarında düşüş yaşanarak 12.7’ye gerilemiştir! Ancak Ali Cengiz oyunları ile rakamlara takla attırmaya, Saray medyası aracılığıyla gerçek gündemleri unutturmaya, anti demokratik baskı politikalarıyla tepkileri önlemeye çalışsalar da ‘asgari ücretliyi işçiyi, memuru, emekliyi enflasyona ezdirmedik’ nutukları atmaya devam etseler de artık mızrak çuvala sığmıyor. Sadece son bir yıl içinde ortalama kamu emekçisi maaşı ile alınan dolar 114 dolar, çeyrek altın 3 adet, gram altın ise 4,5 adet azalmıştır” dedi.

“Emekçinin ve yoksul halkın dayanacak gücü kalmadı”

Artık ‘bıçak kemiğe dayandı’ diyerek sözlerine devam eden Vardal, “Biliyoruz ki, emekçilerin, yoksul halkın daha fazla dayanacak gücü kalmadı. Biliyoruz ki, vatandaşlarımızın bizlere insanca yaşayacak bir maaşı dahi fazla görüp kendilerine en yükseğinden 5 maaş alanlara, bizlere kuru ekmek almaya yetecek yüzde 3, kendilerine 3 asgari ücret tutarında artış yapanlara tahammülü kalmadı. Adaletsiz Gelir Vergisi Tarifesi ile bu artışlar dahi cebine girmeden el konulan, sonuçta her yıl yoksulluk sınırından daha fazla uzaklaşıp açlık sınırına daha fazla yaklaşan beş milyonu aşkın kamu emekçisi ve emeklisinin daha fazla fedakârlık yapacak hali kalmadı” ifadelerini kullandı.

“Toplu sözleşme yenilensin”

Tüm kamu emekçilerine çağrıda bulunan Vardal, hükümetten taleplerini şu şekilde sıraladı:

“Çoktan hükmünü yitiren, kamu emekçilerine 2021 yılı için yüzde 3 + yüzde 3 maaş artışı dayatılan “Toplu Sözleşme” derhal yenilenmeli, yeni toplu sözleşme yapılıncaya dek yaşanan gerçek enflasyon, satın alma gücümüzdeki azalma ve ekonomik büyüme oranları dikkate alınarak ek zam yapılmalıdır.

Asgari ücret vergi dışı bırakılmalıdır. Birinci vergi dilimi yüzde 15 ten yüzde 10’a düşürülerek, yoksulluk sınırına kadar olan maaşlardan yapılan kesinti birinci vergi diliminde sabitlenmelidir. Emekçilerin sağlık, eğitim, gıda, barınma, giyim, elektrik, ısınma giderleri için ödediği vergiler gelir vergisi matrahından mahsup edilmelidir.

Yoksulluk sınırı altında geliri olan hanelerin elektrik, doğalgaz, su, internet giderleri pandemi tehdidi tamamen ortadan kalkıncaya kadar Hazineden karşılanmalıdır.

Bebek maması, bebek bezi ve ekmek, süt ürünleri, elektrik, doğalgaz, su başta olmak üzere temel tüketim maddelerinde KDV sıfırlanmalıdır.”