Haber/ Didar DEMİRCİ

Kahveci esnafı Nuri Çengeloğlu, sosyal medya hesabından yayınladığı, ‘Ölümümden kimse sorumlu değil. Artık dayanacak gücüm kalmadı. Kamunun dikkatine! Sevenlerimi üzdüm, herkes hakkını helal etsin. Benim sonum böyleymiş’ mesajıyla hayata ve sevenlerine veda etti. İzmir Karabağlar’da 30 yıla yakın kahveci esnaflığı yapan Çengeloğlu’nun intiharı, pandemi önlemleri adı altında ekmek kapısına kilit vurulan esnafa artık yeter dedirtti. Konuya ilişkin gazetemize konuşan İzmir Kahveciler Odası Başkanı İsmail Hakkı Kırdı, 30 yıllık üyeleri Çengeloğlu’nun ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileyerek, iktidara seslendi.

Psikoloji bozuldu

Devletin vermiş olduğu hibe desteğinin yeterli olmadığını ve pandemi sürecinde kapalı olan dükkanların esnafın üzerine daha fazla yük bindirdiğini dile getiren Kırdı, “Devletin vermiş olduğu hibe destekleri yeterli değil. Akla mantığa uygun değil! İnsanların psikolojisi bozulmak üzere. İşte intiharlar oluyor. Başka illerde de intiharlar oldu. Bu anlamda bir an önce devletin tedbir alması, çare bulması gerekiyor. Çare bulmadığı takdirde toplumsal olaylar meydana geliyor. Çünkü dayanacak gücümüz kalmadı. Hastalığın var olduğunu biliyoruz. Ama desteklerin eksik ve yetersiz olmasından dolayı insanlar bunalıma giriyor” dedi. Esnafın çok zor durumda olduğuna vurgu yapan Kırdı, Bilim Kurulu kararlarında sahaya uygun, uygulanabilir önlemler alınması gerektiğini dile getirerek, “Yetkili ve sorumlular, bizim meslek dallarındaki federasyonumuzdan ve konfederasyonumuzdan bilgi alarak, o bilgiler ışığında verilecek desteklere ve açılmalara karar vermelidir. Bizden hiçbir görüş alınmadan kararlar alınıyor. Bu da hataya neden oluyor. Yetkililer konuları bilmeden kararlar alıyorlar. Bilim Kurulu'nun bizim meslekle ilgili bilgi alması lazım. Bilim Kurulu'ndaki insanlar sahayı bilmiyorlar. O anlamda söyledikleri de yetersiz kalıyor” diye konuştu.

“Esnaf şehidimiz”

Bir yıldır kapalı olan sürecin ardından, yeniden açıldıklarını ancak bu kez de oyunların yasak olması nedeniyle açılmalarının da bir anlam ifade etmediğini dile getiren Kırdı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kahvehaneye gelen müşteri oyun oynamak için geliyor. Bu anlamda büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Bu dönem içerisinde devletin bize vermiş olduğu 5 bin liralık destek yeterli olmadı. Bir yıllık süre boyunca toplamda verilen bu 5 bin lira destek, bizlerin bir aylık gideri. Elektrik, su, ev kirası, dükkan kirası, çocuklarımızın gideri bir de yiyecek içeceğimiz bunun içinde… Bu parayla bir yıl idare etmek çok önemli. Bu dönem içerisinde arkadaşlarımız psikolojik anlamda bir güvensizlik durumuna düştü. Nasıl geçineceğimizi düşündük. Ev sahibi ile dükkan sahibi ile mahkemelik oldular. Artı devletin bizden beklediği vergiler var. Yani muhtasarla ilgili, harçları var, gelir vergileri var geçmiş yıllara ait ödenemeyen borçlar var. Bunları bu dönemde ödememiz mümkün değil. Zaten Kredi Kefaret Kooperatifinden aldığımız borçlarımız var. Kredi kartı borçlarımız var” diye konuştu. Kırdı, bu yüklerin altında ezilen esnafın, işin içinden çıkamadığı için intihara sürüklendiğini dile getirerek, “Düşünün o insanın psikolojisini, kendinizi o kişinin yerine koyun. Bu insan nasıl geçiniyor? İş yeri kapanmış etmiş. Yani intihar eden kardeşimiz son noktayı koymuş. Bize göre Nuri Çengeloğlu, esnafın şehidi! Son noktayı koydun Nuri Çengeloğlu” dedi.

30 Çayla dönmez

Geçim derdi nedeniyle kendini yakan, intihar eden vatandaşları hatırlatan Kırdı, “Bu infial! İnsanların artık dayanacak gücü kalmadığı için psikolojileri bozuldu. Yani 20 tane, 30 tane çay - kahve satarak bu işin dönmediğini herkes biliyor. Bilim Kurulu'nda bulunan insanlar, bir kere de ekonomik durumu düşünsünler. 'Hemen kapansın!' demek kolay. Tabi ki insanların tedbir alması lazım. Ama bu virüsü kahveci esnafı yaymıyor ki. Siz sokaklarda, diğer işletmelerde bu tedbirleri almazsanız, bizim kahveci olarak günahımız ne? Biz açık değiliz yine de pandemi yükseliyor” diye konuştu.

'Kırmızı kart göstereceğiz'

İzmir’de toplamda 5 bin 500 kahveci esnafı olduğunu ve bu esnafın 3 bininin odalarına üye olduğunu açıklayan Kırdı, “Türkiye’de 110 bin kahvehane var. 110 bin kahvehanenin içinde garson, bulaşıkçı ve ocakçı var. O insanların aileleriyle beraber kahvehaneden ekmek yiyen 400 bini aşkın insan var. 400 bin kişi pandemi sürecinde Nuri Ağabeyimiz gibi çaresiz kaldı. Çoğu dükkanını kapatıp, işsizler ordusuna katıldı” diye konuştu. Bu nedenle yetkililerin karar verirken işin ekonomik kısmını da düşünmesi gerektiğine dikkat çeken Kırdı, “En çok mağdur olan kahveciler, internet salonu - oyun salonu sahipleri oldu. Bizi denetleyin! Biz sizin düşmanınız değiliz; bizler bulunduğumuz sokağın / mahallenin ışığıyız, ağabeyiyiz, karakoluyuz. Bizi hor görmeyin! Yarın bir gün siyasetçiler bizim kahvehanelerimizde politika yapmaya gelecek. Ancak bizim yanımızda olmayanlara kırmızı kart göstereceğiz. Bu anlamda muhalefet ve iktidar partileri bizim sorunlarımıza cevap versin” açıklamasını yaptı.

Lebaleb eleştirisi

Maske takıldıktan sonra kongre yapılabiliyorsa, kahvede de maske takılarak oyun oynanabileceğine dikkat çeken Kırdı, “Maskesini taktıktan sonra kongreler yapılıyor, o insanlara orada virüs bulaşmıyor da kahvede mesafeli olarak oyun oynayan insan mı virüsü yükseltecek? Temizlik, maske, hijyen hepsi bizde var. Kravatlı, papyonlu insanlara sesleniyorum. Siz her ay bankamatiğe kartı sokup maaşınızı alıyorsunuz. Biz ne yapalım? Ama seçim günü geldiği zaman ne yapacağımızı biliyoruz” dedi. Kırdı, konuşmalarının devamında hükumete kırmızı kart gösterdi.

Sicil affı çıkarılmalı

Kahveci esnafının, ufak paralarla geçimini sağlayan, kirasını, vergisini, elektriğini, suyunu ödeyen çocuğuna harçlık veren kesim olduğunu söyleyen Kırdı, “Pandeminin bizde açtığı yarayı 3 - 4 senede kapatamayız. Onun için bize devletin destek vermesi lazım. Yardım istemiyoruz, destek istiyoruz. Biz zaten o mahallede o sokakta, fakir fukaraya destek veren insanlarız. Biz hükumetten destek bekliyoruz. Bize bir yılda verdiği 5 bin liraya herkes güler. Bizim bir kere vergiden muaf olmamız lazım. Kapalı olduğumuz süre boyunca bütün vergilerimizin, borçlarımızın silinmesi lazım. Bize ayrıca hibe kredi verilmesi lazım ki ayağa kalkalım. Bizim çaya, şekere bile ihtiyacımız var. Bu anlamda bir an önce bizim vergi, sigorta muhtasar gibi ödememiz gereken borçlar bir yıl ötelenmeli. Ayrıca sicil affı çıkarılmalı. Bizim esnafımız kredi kartlarını ödeyememiş durumda. Şimdi gitse bankaya, banka kredi vermez. Çünkü kırmızıyı yemişiz. Kırmızı noktayı yediği için de kredi alamaz. Bunun için de bir an önce sicil affı çıkarılması gerekiyor. Bakın sandalyesini masasını satan kahveci esnafı biliyorum. Televizyonunu sattı yetmedi, şimdi masa sandalye satıyor. Çünkü dükkanının kirasını ödeyemiyor. Devletin de kiracı ve mal sahibi arasında arabulucu olması lazım” ifadelerini kullandı. Kırdı, son olarak ‘Bugün, eski günlere dönüyoruz! Pandemi bitti diye duyursalar, aynı esnafı aynı yerde görebilir miyiz?’ sorusuna “Yüzde 10’u eksik olur” cevabını verdi.

Kapalı dükkana 400 lira katı atık bedeli

AKP hükumetinin çıkarmış olduğu Katı Atık Bertaraf Tesisleri Yönetmeliği’ne dikkat çeken Kırdı, bu yönetmeliğin bir an önce değişmesi gerektiğini söyledi. Kırdı, “Hükumet bu yönetmelikte bir türlü değişiklik yapmadı. Bunda değişiklik yapmadıkları için ilçe belediyeleri bizden ayda 350 - 400 lira katı atık bedeli alıyor. Bunu kapalı dükkandan alıyorlar! Belediyelerin bu ücreti almaması için hükumetin bu yönetmeliği bir an önce değiştirmesi lazım! Değiştirmediği takdirde belediyeler bunu almak zorunda kalıyor. AK Parti hükumetine sesleniyorum. Daha önce bunu kendilerine ilettim. Kapalı olan dönemlerde 10 lira gelen su faturasının haricinde bir de bu geliyor. Bunu düzeltecek olan ilçe belediyeler değil. Hükumet tarafından düzeltilmesi gerekiyor” dedi.