Haber/ Didar DEMİRCİ

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, Dünya Barış Günü nedeniyle İzmir’de geniş katılımlı bir toplantı gerçekleştirdi. Alsancak Tarihi Havagazı Fabrikası’nda ‘Barış-Demokrasi ve İnsan Hakları Buluşması’ adı altında gerçekleştirilen zirveye İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Milletvekilleri, ilçe başkanları ve belediye başkanları katıldı. Basına kapalı olarak gerçekleşen bu toplantının ardından ise Genel Başkan Yardımcısı Karaca ile İl Başkanı Deniz Yücel basının karşısına geçerek, zirve hakkında açıklamalarda bulundular.

Konuşmasına başlarken ülkemizde yaşanan hak ihlallerini hatırlatan ve adil yargılamaya ilişkin endişeleri ortaya koyan anket sonuçlarını paylaşan Karaca, “Bugün Dünya Barış Günü ama barışın temeli demokrasi, insan haklarıdır. Bunların tam anlamıyla yerine getirilmesi gerekir. Demokrasiyi ‘ama’ sız yerine getirecek olan da iktidardır. Bugün geldiğimiz noktada ülkemizin 5 temel sorunundan biri demokrasi, eğitim, ekonomi ve toplumsal barıştır. İnsan hakları sorununu çözebilirsek ekonomik buhranın da üstesinden gelmek mümkün olacaktır. Ülkemizin bugün tek adam rejimiyle yönetildiği bir ortamda ne demokrasiden ne insan haklarından ne de çağdaş ülke hedefinden bahsedilemiyor” dedi.

Adil yargıya inanç yok

Bu noktada iktidarı ve yargıyı eleştiren Genel Başkanı Yardımcısı Karaca, “Toplumun yüzde 50’sinden fazlası yargının kişiye göre karar verdiğine inanıyor. Mahkemeye yolu düşen 10 kişiden 3’ü yargının doğru karar vereceğine inanmıyor. Toplumun çoğunluğu yargının siyasallaştığını düşünüyor. Her 5 kişiden 1’i ‘beni kanunlar koruyamaz’ diyor. 5 kişiden 3’ü kendisinin ötekileştirildiğini düşünüyor. Basın özgürlüğünde, yaşam hakkında, eğitim ve sağlık hakkında da maalesef toplumun genelindeki tablo bu verilerden çok da farklı değil” diye konuştu.

Mekanizma nasıl işleyecek

Karaca, CHP’nin hak mücadelesi hedefiyle kurumsal yapıya kavuşturduğu yeni mekanizmayı da anlatarak, “Belediye başkanlarımızla, ilçe başkanlarımızla, ‘Neler yapabiliriz?’ diye konuştuk. İnsan hakları temelli örgütlenme ve insan haklarına erişim ve vatandaşlarımızın hakların bilincine erişmesi için gereken çalışmaları yürütüyoruz. İnsan Hakları Kenti Projemizi bir adım daha ileriye taşıdık. Biz buradan tüm illerimizde yaşan yurttaşlarımıza insan hakları kentini anlatacağız. İzmir’i insan hakları başkenti yapacağımıza olan inancımızla, İzmir’in tüm Anadolu’ya ışık ve aydınlanma yolu açacağına inanıyoruz. Bu kapsamda İl ve İlçe yönetimlerimize İnsan Haklarından Sorumlu yöneticiler atadık. Bu yöneticilerimiz en az 3 kişilik ekipler oluşturulacak. Projemize İzmir’de Barosu da dahil oldu. Sendikalar ve odalar anlamında tüm sivil toplumun içinde olacağı, aşağıdan yukarıya doğru bir mekanizmayı ve örgütlenmeyi gerçekleştireceğiz. Bu anlamda İzmir Büyükşehir Belediyemizin oluşturduğu Kent Hakları ve Adalet Masasının, ilçelere yaygınlaşmasını sağlayacağız. Sadece CHP’li başkanların iktidarda olduğu yerlerde değil, CHP’nin yerelde iktidar olmadığı il ve ilçelerimizde de bu mekanizmayı kurup işleteceğiz” açıklamasını yaptı.

Onlar CHP’li olamaz!

Geçtiğimiz hafta sonu İzmir İl Gençlik Kolları kongresinde basına karşı gerçekleşen çirkin saldırıya ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Karaca, “İl Gençlik Kolları kongremizde yaşanan basın mensuplarına yönelik, kabul etmemiz mümkün olmayan o arbede için genel başkanımızın geçmiş olsun dileklerini yinelemek isterim. CHP’nin demokrasi ve basın özgürlüğü anlayışıyla bağdaşmayan olayın CHP’ye mal edilmemesi gerekiyor. Olayın faillerinin teker teker ortaya çıkarılarak disiplin işleminin uygulanacağını il başkanımız ifade etti. Genel merkezimizin de bu yönde açık bir tavrı vardır” dedi.