Haber/ Didar DEMİRCİ
İzmir Konak’ta üyesi olan kadın işçilerle birlikte toplanan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Hizmet Emekçileri Sendikası (Genel İş) İzmir 2 Nolu Şube Kadın Komisyonu, mor maske, mor düdük ve ellerindeki dövizleriyle yürüyerek 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde kadın hakları için çağrıda bulundu. Yürüyüşün ardından basına açıklama yapan DİSK Genel İş İzmir 2 Nolu Şube Mali Saymanı Zeynep Zarıçılar, “Bu yıl 8 Mart’ı, Kovid-19 salgının etkisi ile kadına yönelik şiddetin ve kadın emeğine yönelik saldırıların arttığı, işsizliğin yükseldiği, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin derinleştiği bir süreçte karşıladık. Her güne yeni bir kadın cinayeti, taciz, tecavüz ya da şiddet haberiyle uyanıyoruz. 2020 yılında erkekler tarafından en az 284 kadın öldürüldü, 265 çocuk cinsel istismara uğradı, 792’i kadın şiddete uğradı.2021 yılında ise 65 günde 67 kadın öldürüldü. Şehrin göbeğinde, ücra köşelerinde, sokakta veya evde her an şiddetle karşı karşıyayız. Yardım çığlıklarımız duyulmuyor, verilen cezalar yeterli gelmiyor. Ne yazık ki bu senede 8 Marta 1 kala, Denizli’de, eski eşi tarafından vurularak öldürülen kadın , Samsunda eski eşi tarafından 5 yaşındaki kızlarının gözü önünde dövülen kadın, Bursa da ise 10 yaşındaki kız çocuğuna camide tecavüz edilmesi haberleriyle karşıladık. Biz son olsun dedikçe şiddet giderek artıyor. Kadın cinayetleri politiktir. Eğer İktidar İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanunu uygulanmaya koysaydı, kadın cinayetleri böyle azmazdı, her bakımdan sorumluluğu büyüktür.19 yıldır toplumu saran cehaleti artıran iktidar cinayetlerinde önünü açmıştır. İktidar yılda bir defa 8 Martı sembolik olarak kutlayacağına, eteğimize, kahkahamıza, kürtajımıza, bedenimize karışacağına asıl işini yapsın kadın cinayetleri ile ilgili caydırıcı önlemler alsın” dedi.

Cinsiyetçi iş yükü pandemide artı

Zarıçılar, pandeminin kadın üzerindeki iş yükünü artırdığını da hatırlatarak, “Bir yandan canımızı kurtarmaya çalışırken bir yandan da Covid-19 pandemisi ile birlikte artan ev işleri, hasta bakımı, çocuk bakımı, yaşlı bakımı üstüne bir de dışarıdaki işin de eve taşınmasıyla çekilmez hale geldiği açık. Cinsiyetçi iş bölümü ve ataerkil örüntüler, kadınların salgın sürecinden çok daha fazla etkilenmelerine neden oldu. Ayrıca kadın istihdamında ciddi düşüşler yaşandı. DİSK-AR tarafından yapılan hesaplamaya göre geniş tanımlı kadın işsizlik sayısı 4 milyon 764’ü bularak yüzde 37,7’i oldu. Zaten sınıra dayanmış olan ağır yaşam ve çalışma koşulları iyice derinleşti” diye konuştu. Zarıçılar, ayrıca Buca CHP Kadın Kolları ile ortaklaşa hayata geçirdikleri ‘İlmek Bebek’ projesini de gündeme taşıyarak, “Kadın emeği ile üretilen İlmek Bebekleri alanlarda çalışan diğer emekçi kadınlarımıza hediye ederek dayanışmayı büyüttük” dedi.

Soyer’e ‘regl izni’ çağrısı

Kadınların eşit koşullarda yaşadığı ve çalıştığı bir dünya için iktidara ortak taleplerini sıralayan Zarıçılar, “İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun uygulanmalı, ILO’nun geçen yıl kabul ettiği 190 no.lu “İşyerinde Şiddet ve Tacizin Önlenmesi” Sözleşmesi Ülkemiz tarafından da onaylanmalı, İktidarın politikalarında kadın istihdamını artırmak için önerilen esnek çalışma biçimlerine karşı tam zamanlı ve güvenceli istihdam olanakları yaratılmalı, Salgın süresince bütün işçiler süre koşulu aranmaksızın işsizlik ödeneği ve kısa çalışma ödeneğinden yararlanmalı, Kamu-özel ayrımı olmaksızın, zorunlu hizmet ve üretim alanında çalışan ebeveynlere dönüşümlü ve eşit olarak ücretli izin verilmeli, Kadınlara özgü görülen ev içi sorumluluklar için kamusal politikaların hayata geçirilmeli” ifadelerini kullandı. Zarıçılar, öte yandan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e de çağrıda bulunarak, “Buradan kadın istihdamına verdiği önemi bildiğimiz İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer’den bir talebimiz var. Dün akşam gerçekleştirmiş olduğumuz twitter etkinliğinde de belirtiğimiz gibi toplu sözleşmemizde talebimiz olan, Kamu Emekçisi Kadınlara vermiş olduğunuz alanda sokakta çalışan işçi emekçi kadınlarında talebi olan regl izni istiyoruz” dedi.