GSF mezunları yayınladıkları açık mektupta, “Şu bilinmelidir ki, mezunu olduğumuz fakülte 45 yıldır binlerce öğrencisine aydınlık bir geleceğin inşası için el vermiştir. Biz biliyoruz ki hiçbir yıkım, aydınlık getirmez, hiçbir karanlık, sonsuza dek sürmez.” ifadelerini kullandılar.

DEÜ GSF mezunlarının yayınladığı açık mektubun tam metni şöyle;

Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi mezunlarından açık mektup:

Bizler, 45 yıldır fay hattı üzerinde sanat icra eden, Türkiye’nin ilk güzel sanatlar fakültesi olan Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi mezunlarıyız.
Fakültemiz, kurulduğu günden bu yana, İ̇zmir’deki nerdeyse tüm fay hatları üzerine itinayla konuş̧landırılmış ve bir süre sonra yerleşkesinden zorla çıkarılmıştır. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, öyle bir fakülte ki temeline hep fay hattı, binasına da depreme dayanıksız malzeme reva görülmüştür. Yönetim erklerinin tek gerekçesi deprem olmuştur.

Şu bilinmelidir ki sanatı ve sanatçıyı depremler değil, yönetimler sarsabilir ama yıkamaz. Sanat, her depremden daha da güçlenerek çıkar, enkaz altında kalanlarsa yanlış kararlar veren yönetimler olur. Bugün, alınan karar da bunun göstergesidir. Fakültemiz “sır” gibi saklanan, bir deprem raporuyla şehrin merkezinden uzak, sanat eğitimine tamamen elverişsiz bir binaya, bir rektörlük binasına taşınmak istenmektedir. Bu karar, 45 yıllık bir geleneğe vurulmak istenen bir darbedir. Çünkü bir rektörlük binası, sanata değil, adı üstünde rektörlük işlerine elverişlidir.

Fakülteyi taşımak istedikleri Tınaztepe Rektörlük binasında, mevcut binalarımızda olduğu gibi: sahneler, stüdyolar, karanlık odalar, geniş açık ve kapalı alanlar bulunmamaktadır. Bu yüzden mezunu olduğumuz Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi’nin şu an bulunduğu Narlıdere yerleşkesinden, Tınaztepe Rektörlük binasına taşınması, fakültede verilecek olan sanat eğitimini imkansız hale getirecektir. Bizler, bu yanlış kararın her zaman karşısında, fakültemizin öğrencilerinin ve hocalarımızın ise yanında olacağız. Biz, aynı arazi üzerinde olduğumuz Tıp Fakültesi’ni es geçip bizim fakültemizi yıkacak bir fay hattını, bağımsız kurumlarca hazırlanmayan ve sır gibi saklanan deprem raporunu kabul etmiyoruz.

Söz konusu yanlış karara karşı çıkan hocalarımız, bugün “görülen lüzum üzerine” hukuksuz bir şekilde idari görevlerinden alındı. Şu bilinmelidir ki, mezunu olduğumuz fakülte 45 yıldır binlerce öğrencisine aydınlık bir geleceğin inşası için el vermiştir. Biz biliyoruz ki hiçbir yıkım, aydınlık getirmez, hiçbir karanlık, sonsuza dek sürmez.

Bizler, Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi mezunu sanatçılar olarak sanat eğitimi kurumlarının moloz yığınına dönüştürülmesine, sanat eğitiminin dört duvar içine hapsedilmesine seyirci kalmayacağız. Bizlere dayatılan duvarları sanatla yıkacak, aydınlık yarınları yine sanatla inşa edeceğiz. Depremlerin yıkamadığı fakültemizin, keyfi kararlarla yıkılmasına izin vermeyeceğiz.