Başkan Kocaoğlu, İZDENİZ AŞ'de 23 gün süren grevin bir türlü sona ermemesinin nedeni olarak sendikanın 'daha fazla' diye diretmesinden kaynaklandığını söyledi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi İZDENİZ A.Ş. ile Türkiye Denizciler Sendikası arasındaki toplu iş sözleşmesi görüşmelerinden uzlaşma çıkmayınca 12 Temmuz'ta işçiler greve gitti, vapurlar yolcu taşımadı. Görüşmelerden 23 gün sonra uzlaşma çıktı ve grev 3 Ağustos'ta bitti, vapurlar yeniden çalışmaya başladı. Kocaoğlu, uzlaşmadaki gecikmenin sendikanın her oturumda daha fazla hak talep etmesinden kaynaklandığını öne sürerek, şöyle konuştu: "Sendika üyelerinin hakkını koruyor, biz de 4 milyon 250 bin İzmirli'nin hakkını koruyoruz. Görüşmeler şöyle başladı; 2. sicil diye bir şey var. 2. sicil bugüne kadar uygulanmamıştı. Biz bu toplu sözleşme sürecinde 2. sicili uygulayalım ve bu denizcilerin zammını bu yıl 2. sicille telafi edelim, yüzde 25 zam verelim dedik. Bizim şirketimiz 2. sicile geçmemişti.

Biz 2. sicile geçelim dedik ama bunun karşılığında deniz personeline zam yapmayalım enflasyonun çok üzerinde zam yapmış oluyoruz dedik. Bu arada bunlar mahkemeye başvurmuşlar 'İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 2. sicile geçmesi zorunludur' diye karar çıktı. O karar gelinceye kadar sendika ve işçi bize 'yüzde 25 olan 2. sicil zammını verirseniz problem yok' demişlerdi. Toplu sözleşme bunun üzerine şekillenmişti. Kara personeline de yüzde 10 zam yaptık. Arasını da iyileştirin dedik. Sonra bu iş kitlendi, greve gittiler. Sendika bu süreç içinde bizi hiç aramadı. Basın yoluyla 'başkan sahip çıkmıyor, görüşmüyor' dediler. Başkanla görüşmek isteyen adam, Özel Kalem'ini arar, randevu ister, gelir derdini anlatır, uyuşur uyuşmaz. 'Aradı mı' diyorum sekreteryaya yok aramadı."

KAPTAN MAAŞI 6 BİN 900 TL

Kocaoğlu, sorunun çözümü için Ankara'ya gidip TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay ile görüştüğünü ve birçok taleplerini kabul ettiklerini belirterek, şöyle konuştu: "TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay ile görüştüm. 'Deniz personeline yüzde 5 daha verelim kara personeline yüzde 2 verelim bu şekilde bitsin' dedik. TÜRK-İŞ Genel Başkanı, arka odaya geçti, telefon etti, geldi. dedi ki; 'Kaptanlara (26 kişi) ayda 29 TL daha ver maaşları net 6 bin 900 TL olsun' dedi. Onu da verdik. Biz de haber verdik, 'Yarın gelecekler anlaşacaklar' dedik. Bunun üzerine arkadaşlar gidince işte 'Kara personeline şu kadar istiyoruz bayramlarda 1 artı 2 değil, 1 artı 3 istiyoruz. Yani bir bayram çalışacak hem ana yevmiyesini alacak hem de iki yevmiye alacak. İki yevmiye olmasın üç yevmiye olsun gibi iş sulanmaya başladı. Her verdiğim cepte ve durmadan yeni istekler geliyor. İZDENİZ ile yürüttüğümüz toplu pazarlık iyi bir sonuç olmadı. Tuttular 'oylama yapacağız' dediler. Çarşamba akşamı oylama yaptılar. Oylamadan grevi durduralım kararı çıktı. Toplu sözleşmeyi Perşembe günü saat 11.00'da imzaladık saat 15.00'te gemiler çalışmaya başladı."

Belediye yatırım yapamaz hale gelir

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, sendikaların 'daha fazla' anlayışı olduğu sürece grev olmaması için verilecek ücretlerin belediyeyi yatırım yapamaz, asfalt yapamaz, kentin ve belediyenin hizmetlerini sürdüremez duruma getireceğini öne sürdü. Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Toplu ulaşımda grev hakkı olduğu müddetçe sendikalar da bu pencereden baktıkları müddetçe sendika olan belediyelerde toplu sözleşmelerde grev kaçınılmaz olacaktır. Yoksa grev olmaması için vereceğimiz ücretler belediyeyi yatırım yapamaz, asfalt yapamaz, kentin ve belediyenin hizmetlerini sürdüremez duruma getirir. Belediyenin görevi sadece çalıştırdığı işçiye ücret vermek değildir aynı zamanda yatırım yapmaktır. Biz bu dengeyi kurmaya çalışıyoruz."

Çalışmayanla yolumu ayırma kararımdan vazgeçmedim

Kocaoğlu, vapur seferlerinde grev sürerken otobüs işçilerinin çalıştığı ESHOT'un 80 işçinin işten çıkarılması nedeniyle perşembe günü saat 06.00- 08.00 arasında iş bırakma kararı aldığını belirterek, süreci şöyle anlattı: "Hasta olmadan rapor alan, sosyal medyada olmayacak kişilere olmayacak yazılar yazan, belediyenin aleyhine çalışan, iş yapmayan ve ortalığı karıştıran, huzursuzluk yaratan kişilerle belediye yolunu ayırsın diye karar aldık. Verim alamıyoruz ve bu salgın hastalık gibi. Çalışmayan ile yolumu ayırma kararımdan vazgeçmedim"