Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı’nın iptali için açılan davanın 3’üncü ve 4’üncü duruşmaları 14- 23 Haziran tarihlerinde Danıştay’da görülecek. Duruşma öncesi Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), “İstanbul Sözleşmesi Savunması, Anayasa ve İnsan Hakları Hukuku Savunmasıdır. 14 Haziran Salı Günü de Danıştay’dayız” çağrısında bulundu. EŞİK’ten yapılan çağrının devamında şu noktalara değinildi:

“İstanbul Sözleşmesi’nden çıkış kararının yayınlandığı 19 Mart 2021’den itibaren 200 den fazla kişi ve kuruluş yürütmenin durdurulması ve bu hukuk dışı işlemin iptali için Danıştay’da dava açmıştı. Danıştay 10. Dairesindeki davalardan bir kısmının duruşması 28 Nisan’da yapılmıştı. İkinci kısım duruşmalar 7 Haziran’da yapıldı. 7 Haziran’da, Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği ile Aksaray, Artvin, Çanakkale, Denizli, Kars, Kırklareli, Malatya, Şırnak, Tokat, Zonguldak Baroları,  Yargıçlar Sendikası ve CHP Grup Başkan vekili Özgür Özel, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, SOL Parti’nin duruşmaları vardı. Duruşma öncesi yapılan basın açıklamasına, çeşitli kadın ve LGBTİ örgütlerden temsilciler, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Batman milletvekili Ayşe Acar Başaran ile Gülizar Biçer Karaca, İbrahim Kaboğlu, Meral Danış Beştaş, Filiz Kerestecioğlu, Nurhayat Kayışoğlu, Yıldırım Kaya, Züleyha Gülüm gibi birçok milletvekili, çeşitli parti ve barolardan yöneticiler katıldı.

Basın açıklaması ve duruşmaya Türkiye’nin 20 ilinden 20 aile de katıldı. Kaybettikleri yakınlarının davaları Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği tarafından takip edilen aileler, benzer kayıpların olmaması için İstanbul Sözleşmesi’nin önemine dikkat çektiler. Basın toplantısında söz alan herkes, şiddetsiz bir hayat için İstanbul Sözleşmesi’nin ve demokratik bir ülkede özgür, eşit yurttaşlar olarak yaşama hakkını savunmada yan yana durmanın ve ortak geleceğimize birlikte sahip çıkmanın önemini vurguladılar.

Annesi, kızı, kız kardeşi gibi yakınlarını kaybetmiş olan ailelere duruşma salonunda özel bir yer ayrılmıştı. Duruşma, kadın cinayetlerinde öldürülen kadınların isimlerinin anılması ve her bir ailenin ayağa kalkarak kaybettiği yakınlarının fotoğrafını paylaşması ile başladı.

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nin, Denizli’den Artvin’e ülkenin dört bir yanından barolara bağlı avukatların ve kişisel dava açan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel’in, çok iyi hazırlanmış, birbirini tamamlayan, hukuk dersi niteliğindeki savunmalarının ortak noktaları şunlardı.

•İstanbul Sözleşmesi’nden çıkış kararı siyasi bir karardır.

•Kararın ne siyasi, ne de hukuki makul hiçbir gerekçesi yoktur.

•İstanbul Sözleşmesi’nden çıkış işleminde hiçbir kamu yararı yoktur.

•Karar açık ve net şekilde Anayasa’ya aykırıdır.

•İstanbul Sözleşmesi evrensel insan hakları hukukuna dayanan, temel insan hakları ile ilgili bir uluslararası sözleşmedir. Meclis iradesi devre dışı bırakılarak bu sözleşmeden çıkılamaz.

•Kararın savunmasında, Cumhurbaşkanı’nın uluslararası ekonomi, spor, kültür konulu  anlaşmaları fesih yetkisini öngören 9 nolu yine Cumhurbaşkanı kararnamesinin öne sürülmesi kavram kargaşası yaratmak amaçlıdır.

•Anayasa’nın 90. Maddesi herkes için açık, nettir ve der ki; “Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır.” 6251 nolu uygun bulma kanunu halen yürürlüktedir. Usulde paralellik ilkesi gereği çıkış işlemi de TBMM iradesi ile olabilir.

•Kadın cinayetlerinin cinskırım boyutlarına varması, başta kadınlar ve çocuklara yönelik cinsel şiddet olmak üzere her türlü cinsiyete dayalı şiddetin ve LGBTI+’ları hedef alan baskı ve şiddetin tırmanması söz konusu iken sözleşmeden çıkılması, bu suçlara teşebbüs edebilecek kişilerin cesaretlenmesi ile sonuçlanmıştır, şiddet artmıştır.

6 saat süren duruşmanın sonunda Danıştay Savcısı Aytaç Kurt, 28 Nisan duruşmasında olduğu gibi: "Sözleşmeden çekilme kararına yönelik dava konusu işlemin iptalinin gerektiğini düşünüyorum" diyerek kararın hukuka aykırılığını bir kez daha dile getirdi.

Duruşma sonrasında EŞİK Platformu gönüllüleri olarak altını çizdiğimiz üzere;

• “Bu sözleşme sayesinde hayata tutunan binlerce kadın için de buradayız.”

• “Bir kişi karar verebilir kimse itiraz edemez demek istiyorlar, bunu kabul etmiyoruz. Bugün Anayasa’nın temel noktalarını tekrar hatırlattık.”

• “Nasıl bir eşitlik karşıtı bir ortamda olduğumuz bir kez daha görüldü, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz derken çok ciddiyiz, vazgeçmeyeceğiz”

• “Cumhurbaşkanlığı vekillerinin kibirli, üsten sözlerine maruz kaldık. Muktedirlerin hepimize ayar verme tavrından çok sıkıldık. Burada İstanbul Sözleşmesi’ni savunuyoruz, bundan vazgeçmeyeceğiz. Bu bizim için bir onur mücadelesidir.”

İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme garabeti ile, kadın sanatçılara, siyasetçilere, hukukçulara, aktivistlere, akademisyenlere, gazetecilere ve kadın örgütlerine yöneltilen saldırılar, şort giyindi diye bacaklarına kezzap atmakla başlayıp, evinin bahçesinde bira içtiği için kadınları darp etmeye uzanan eşitlik karşıtı, kadın düşmanı saldırıların bir bütün olduğunun farkındayız. Bunlar karşısında korkmuyoruz; aksine her saldırı bizleri daha yaygın bir şekilde birleştiriyor ve güçlendiriyor.

Önünü betonlarınızla kapatsanız bile nehirlerin tersine akmayacağı gibi bizler de uğruna yüzlerce yıldır bedeller ödediğimiz eşitlik ve özgürlük mücadelemizden asla geri dönmeyeceğiz.

14 Haziran’da saat 09:00'da Danıştay önünde basın açıklaması yapacağız. Saat 09:45'te başlayacak 3. duruşmada İstanbul Sözleşmesi çerçevesinde HAYATIMIZ, HAKLARIMIZ ve HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ ilkesini hep birlikte savunmaya devam edeceğiz.”