HAKAN DİRİK

Elazığ’da cemaat yurdundaki baskılara dayanamayarak intihar eden üniversite öğrencisi Enes Kara’nın haberini ilk duyuran gazeteci Faik Akgün, işinden oldu. Günışığı gazetesindeki haber de yayından kaldırıldı. İzmir’de yayınlanan 9 Eylül Gazetesi Yayın Koordinatörü Hakan Dirik’e konuşan gazeteci Faik Akgün, haberin yayınlanmasıyla birlikte cemaat mensupları tarafından “katledilme” tehditleri aldığını belirterek “20 yaşındaki gencin hayattan kopmasına neden olanlar, doğruları yazdık diye bizi de ‘terbiye’ etmeye çalışıyorlar. Ellerinden geleni yapsınlar. Biz bildiğimiz yoldan dönmeyeceğiz. 20 yaşındaki genç, özgürlük için hayattan kopuyorsa, ben birkaç ay ekmeksiz yaşamaya razıyım” dedi.

Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara, kaldığı cemaat yurdundaki baskılara dayanamadığını anlatan bir video arkasında bırakarak yaşamına son vermişti. Olay, cemaat bağlantısıyla birlikte ilk olarak Elazığ’da yayınlanan Günışığı gazetesinin internet sitesinde Fikret Akgün imzasıyla duyurulmuştu. Ancak haber, ertesi gün bu gazetenin sitesinden kaldırıldı. Akgün’ün iddiasına göre, gazete yönetimi de çalışanlarıyla birlikte bir toplantı düzenleyerek Yazı İşleri Müdürü Akgün’e mobbing uygulamaya başladı. Akgün, gelişmeleri şöyle aktardı:

“Enes’in haberi salı günü yayınlandı. Yayınlanır yayınlanmaz cemaat üyesi olduğunu ifade eden kişiler tarafından tehdit telefonları gelmeye başladı. Sonrasında gazetenin sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Nafiz Koca tarafından haber Çarşamba günü 16.30 sıralarında yayından kaldırıldı. Aynı gün Nafiz Bey toplantı için çağırdı. 3 aydır gazetenin yazı işleri müdürlüğünü yapıyordum. Toplantıda diğer çalışanlar da organize edilmiş görüntüsü veriyordu. Hepsi aynı şekilde eleştirilerde bulunuyordu. Resmen saldırıyorlardı. Sen bu işi yapamıyorsun diye. Hatta bir çalışan, üstüne yürüdüğümü iddia etti. İftiralar atıldı. Sonrasında Nafiz Bey, ‘Seni yazı işleri müdürlüğünden aldım. Gazetenin spor müdürünü yazı işleri müdürü yaptım. Gidin işlemlerinizi yapın.”

ORGANİZE MOBBİNG

Gazetenin Basın İlan Kurumu’na sunması gereken evraklar gereği Yazı İşleri Müdürlüğü’nden istifa dilekçesini kuruma verdiğini kaydeden Akgün, “Sonrasında mobbinge maruz kaldım. Organize biçimde beni tahrik etmeye çalıştılar. Resmi ilan gelirinden olmamak için işten çıkaramadılar. Ancak yazı işleri müdürlüğünden alındım. Bugün itibariyle işe gitmedim. Yaşanan olaylardan sonra işe gidersem her türlü iftiraya uğrayacağımı biliyorum” diye konuştu.

Akgün, Enes Kara haberiyle ilgili gelişmeleri de şöyle aktardı:

“Önce ‘Bir genç evin önünde ölü bulundu’ diye haber düştü. Sonra videoya ulaşınca intihar olduğunu anladık. Cemaatevi bölgesine gidince ayrıntılara ulaştım. Yaklaşık 15 yıldır burası cemaat evi olarak kullanılıyormuş. Video ve bu bilgilerle servis ettik. Yayınla birlikte hemen tehditler gelmeye başladı. Katledeceklerini söylediler. Kafir, münafık olmakla suçladılar. Arayan şahsa tehditleri nedeniyle mahkemeye vereceğimi söylediğimde ‘dokunulmazlığı’ olduğunu söyleyecek kadar pervasızlar.”

CEMAAT KUŞATMASI

Cemaatlerin Elazığ’da cirit attığını kaydeden Akgün, “Elazığ’da sokak araları, köşe başları cemaatler tarafından tutulmuş durumda. Bu durum mülki amirler tarafından da bilinmesine rağmen görmezden geliniyor. Cemaatler okuma evleri, dernekler ve vakıflar olarak faaliyetlerini sürdürüyor. 5-6 yaşlarındaki çocukları başlarına fes takıp, cüppe giydirip sokaklarda gezdirdiklerine şahidim. İdarecilerin bu kişilere yol vermesi nedeniyle bu durum yaşanıyor. Türkiye’de 20 tarikat varsa, en az 17-18’inin Elazığ’da şubesi vardır. Elazığ, tarikatların cemaatlerin yuvası haline gelmiş durumda. Enes’in hikayesi de bu durumu Türkiye’nin gözü önüne koydu” diye konuştu.

İşsizlikle karşı karşıya kalan Akgün, kendi durumunu “Birileri ‘kılcallarına kadar gireceğiz’ diyordu. Basına da istediklerini yaptırıyorlarsa kılcallarına kadar girmişlerdir. Yüzde 45 görme engelli kardeşimin bakımını üstleniyorum. Kişisel olarak durumumun ne olacağını bilemiyorum. Bu kurumda çalışamayacağımın farkındayım. Ne yapacağımı bilemiyorum. Ancak 20 yaşındaki gencin hayattan kopmasına neden olanlar, doğruları yazdık diye bizi de ‘terbiye’ etmeye çalışıyorlar. Ellerinden geleni yapsınlar. Biz bildiğimiz yoldan dönmeyeceğiz. 20 yaşındaki genç, özgürlük için hayattan kopuyorsa, ben birkaç ay ekmeksiz yaşamaya razıyım” dedi.

GURUR MESELESİ

Gazetenin imtiyaz sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Nafiz Koca ise Akgün’ün işine son vermediklerini, “görev değişikliğine” gittiklerini söyledi. Akgün, “Haberleri üzülerek takip ediyoruz. Birincisi hiç kimsenin haddine değildir bizi tehdit etmek. Haberin kaldırılma olayı çok farklı. Bizzat kendim kaldırdım. Kaldırılma nedeni… Ailenin, kız kardeşinin sıkıntılar yaşamasından dolayı vicdani olarak düşündük. Çok ahlaksızca ithamlara maruz kaldık. Bundan sonra cemaatlerin ne kadar ahlaksız şeyler yaptıklarını dile getireceğiz yazılarımızda. Arkadaşımızın işine son verilmesi söz konusu değil. Hele böyle bir konuyla bir gazetecinin işten çıkarılmasına hep karşı çıktık” diye konuştu.

Akgün’ün mobbing iddiasını da reddeden Koca, “Mobbing iddiası söz konusu olamaz. Biz, yanımızda çalışan bütün arkadaşlarımıza özgürlüğü fazlasıyla tanımışız. Bu konular dahil. Henüz kendisiyle görüşmedim. Kendisi ayrılmış sanırım. Yazı işleri müdürlüğü görevini ifa edemedi. Manşet haberlerimiz gazeteyi ziyaretlerden oluşuyordu. Görev değişikliğine gittik. Sanırım gurur meselesi yaptı” dedi.