Haber/ Gökçe ADAR

Türk Mühendisler ve Mimarlar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu, geçtiğimiz Ekim ayında İzmirli depremzedeleri ilgilendiren yüzde 10 bazında, daha sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde revize edilerek parsel bazında yüzde 20, ada bazında yüzde 30 olarak kabul edilen emsal artışını eleştirmiş, sağlıklı kent yapısı açısından kararın uygun olmadığını belirterek plan notlarına itiraz etmişti. Geçtiğimiz aylarda, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu'nun bu itirazı Bayraklı Belediye Meclis'inde reddedilince, TMMOB İK, bu kez soluğu mahkemede aldı. Koordinasyon Kurulu üyeleri emsal artışı kararına karşı harekete geçerek, İzmir İdari Mahkemesi'ne verdiği dilekçeyle İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne ve Bayraklı Belediyesi'ne dava açtı. 

'BÜTÜNLÜĞÜ KALDIRACAK NİTELİKTE'

Bayraklı Belediye Meclisi'nin 04 Ekim 2021 tarihinde, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 11 Ekim 2021 tarihindeki kararıyla onaylanan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Plan Notu'nun öncelikle yürütmesinin durdurulmasına ve takiben iptaline karar verilmesi talebiyle açılan dava dilekçesinde şu ifadelere yer verildi: “Uygun görülen alanlarda mevcut müktesep hakların korunması ve ek inşaat haklarının tanınması aracılığıyla kentin dönüşümü öngörülmektedir. Ancak geçmişte uygulanıp süreç içinde iptal edilen plan notlarının müktesep hak olarak görülmesi, bilimsel dayanaktan yoksun şekilde yoğunluk artışı yapılması, gerek hukuki olarak gerekse kent planlama bilimi açısından mümkün değildir. Geçmiş imar planı kararlarının müktesep hak olarak kabul edilmesi durumunda, imar planlarının bir defa yapılması ve bir daha hiçbir değişiklik yapılmaması gerekir. Öte yandan plan notunun kapsamını aşacak şekilde yoğunluk artışı yapılması yürürlükte olan imar planlarının bütünlüğünü ortadan kaldıracak niteliktedir.”

'AKLIMIZ, VİCDANIMIZ ALMIYOR'

Söz konusu açılan davayla bir kez daha mağdur olduklarını dile getiren İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA) Başkanı Haydar Özkan, “Davayı duyduğumuzda başımızdan aşağa kaynar su döküldü. Ne yapacağımızı bilemedik. Umarım şimdi mutlulardır. Bu 500 bin aileyi ilgilendiriyor. Onlar mutlu olsun ama biz mutlu değiliz. Biz o kadar kendimizi anlatmamıza rağmen, böyle oldu. Biz rantçı değiliz, biz sıkıntıdayız. Biz geçinemiyoruz dedik. Söylediklerimize kulaklarını sağır ettiler. Bizi dinlemediler. Diyecek bir söz bulamıyorum. Böyle bir şeyin olacağını hiç beklemiyorduk. Bunu aklımız, vicdanımız almıyor. Dua edip, bu durumu yaşamamıza sebep olanları Allah'a havale ediyoruz. Bizi bir kez daha mağdur etmekten başka bir şey değil” ifadelerini kullandı.