HABER / Gökçe ADAR

SAD-AFAG (Sualtı Araştırmaları Derneği Akdeniz Foku Araştırma Grubu) yetkililerinden Karaburun Temsilcisi Ozan Veryeri, yaşanılan sorunları çevre sorunu olarak değerlendirmediklerini söyledi. Türkiye'de tarımı ve suyu yok eden politikalar izlendiğini ifade eden Veryeri, şöyle konuştu: “Yaşanılan sorunları çevre sorunları olarak görmüyoruz. Biz bunları ahlaksızlık sorunu olarak görüyoruz. Doğanın yok olması çevreci sorunu değildir. Bir ahlak sorunudur. Şu an, Bodrum'un Yalıkavak Küdür Yarımadası'nda yapılaşma söz konusu. Bodrum Yalıkavak, Akdeniz foklarının en uğrak yeridir. Hem yarımada da olan inşaat faaliyetleri hem de denizlerde olan pislikler, deniz canlılarının hayatını tehlikeye atıyor. Uğrak yerleri olan bu kıyılarda artık deniz canlıları gelmiyor. Burada üreyemiyor. Dolayısıyla nesillerinin yok olması söz konusu.”

Canlıları öldürüyor

SAD-AFAG'ın konuya dair 32 yıldan beri çalıştığını dile getiren Veryeri, “Bizim iki tip çalışmamız var. Bunlar, proje ve izleme projesi olarak adlandırılıyor. İzleme projesinde vatandaşlar ile çalışıyoruz. Binden fazla gönüllümüz var. Ege, Marmara ve Akdeniz foklarını izleme yönünde birinci elde güvenilir gözlem bilgi ağımız var. Türkiye'nin yaralanan, öksüz kalan fokların ve yasa dışı yol açma faaliyetlerinin haberleri bize geliyor” dedi. Yetkililerin kulaklarının tıkalı olduğunu belirten Veryeri, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim söylediklerimiz kimsenin umurunda değil. Geçtiğimiz yıllarda, ölü bir Akdeniz foku Karaburun'da görülmüştü. Biz bu fok ile, kaymakamlık binasının önüne gittik. Kimsenin umrunda olmadı. 'Nereden geldi? Ne yapacağız?' diye soran olmadı. Sadece yok olan canlıları Akdeniz foku olarak değerlendirmemek gerekiyor. Su samurları, deniz kuşları hepsi giderek azalıyor, yok oluyor. Bu canlılar hep sağlıklı doğal kıyılara bağımlı. Bu türler yok oldukça sistemde çöküyor. Deniz bitkileri, deniz kuşları, deniz memelileri Türkiye'de çoğalmıyor.”

Sesimizi duymuyorlar

Foça'da artan yasa dışı balıkçılığın da, deniz canlılarının azalmasına neden olduğunu aktaran Veryeri, “Foça Belediyesi'nin sembolü Akdeniz fokudur. Sembolü fok olan bir belediyenin böyle bir durum ile karşılaşması çok kötü. Fok üzerinden reklam yapılıyor fakat Akdeniz foklarının hayatı mahvediliyor. Burada bir sorumsuzluk, burada bir ahlaksızlık var. Biz yıllardır bunun mücadelesini veriyoruz. Ama yetkililerin kulakları tıkalı durumda. Sesimizi bir türlü duyuramıyoruz. Bugün sorun, deniz canlılarını yok etmek ile başlıyor. Ardından tüm doğayı yok etmek ile devam ediyor” dedi.

Doğal kıyılar yok edildi

SAD- AFAG yetkilileri, konu ile ilgili şu ifadeleri de kullandı: “30 yıl önce İzmir Mordoğan'da doğal kıyılar vardı. Kuşlar yaşıyordu. Fakat gitgide artan imarlaşma ve betonlaşma ile bu kıyılar yok edildi. Yetkililerin, doğal kalmış alanları yıkıcı imarlaşmadan ayırması gerekiyor. Günübirlik adı altında yapılan kıyı tesisleri bile günübirlik kavramını aşan seviyelerde yapılıyor. Canlıların evleri ellerinden alınıyor. Kıyıları korumak gerekiyor. Kıyı ekosistemini ve deniz ekosistemini bir bütün olarak korumak gerekiyor. Doğa tahribatı ile karşı karşıyayız. Kıyılar betonlaştığı kadar betonlaştı. Kalan kıyıları bıraksınlar. Kalan kıyılar ve canlılar bu kadar mı değersiz?”