Haber/ Didar DEMİRCİ

İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı İZELMAN ve İZENERJİ şirketlerinde çalışan 15 işçi OHAL soruşturması kapsamında ‘güvenlik soruşturması’ gerekçesiyle, Valilik kararıyla Ekim ayı içerisinde işten çıkartılmışlardı. Valilik kararına tepki gösteren DİSK’e bağlı Genel İş İzmir 2 ve 3 Nolu şubeler, konuya ilişkin İzmir Büyükşehir Belediyesi önünde düzenledikleri basın açıklamasında, “Yargı kararı olmadan cezalandırmaya, çalışma hakkının gaspına izin vermeyeceğiz” diyerek pankart açtılar.

Konuya ilişkin düzenlenen basın açıklamasını Genel İş İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Arif Yıldız, okudu.

Anayasaya aykırı bir karar

Patronların keyfi tutumları sonucu her gün binlerce işçinin işten çıkarıldığı ve AKP hükümeti ile beraber şimdi de “güvenlik soruşturması” gibi Anayasa ve yasalara aykırı bir biçimde yeni bir uygulama daha hayata geçirildiğini ifade eden Yıldız, “15 Temmuz darbe girişimi sonrasında FETÖ terör örgütü ile mücadele gerekçesiyle başlayan bu uygulama, sonrasında kamuda ne kadar demokrat ve muhalif varsa onların tasfiyesine dönüşmüştür. Kanun Hükmünde Kararnameler eliyle on binlerce işçi, memur, doktor ve akademisyen haksız ve hukuksuz yere işten çıkarılmıştır. Bu insanların çok büyük çoğunluğu yıllar geçmesine rağmen halen OHAL komisyonlarına yaptıkları itirazların sonuçlarını bekliyor. Yasal olarak OHAL bitti ama maalesef OHAL uygulamaları ülkemizde kalıcı hale dönüştü. İşte bu “güvenlik soruşturması” uygulaması da bunun en bariz örneğidir” şeklinde konuştu. Yıldız, işten çıkartılan 15 işçinin adli sicil kayıtlarını göstererek, “Aldıkları adli sicil kayıtlarından da görüleceği gibi, haklarında ne bir kovuşturma ne bir soruşturma ne de bir ceza vardır. Devletin resmi bir kurumundan alınan, halk deyimiyle “temiz kağıdı”nı başka bir devlet kurumu kabul etmemektedir” dedi.

“Bu istihbarata güvenmemizi beklemeyin”

Güvenlik soruşturmalarında yargı kararı ile mahkûm olup olmamalarına bakılmaksızın kişiler hakkında sübjektif değerlendirmelerde bulunulduğunu iddia eden Yıldız, “Hele ki bugün siyasal iktidarı eleştiren her siyasi düşünceden insanın bugün terörist diye kolayca suçlandığı bir ortamda kimse bizden bu güvenlik soruşturması istihbaratına güvenmemizi beklemesin. Yargı kararı olmaksızın, keyfi olarak doğruluğu tartışılır istihbarata dayalı bilgilerle insanları işinden edemezsiniz! Suçluluğu kanıtlanana kadar kişinin masum sayılması ceza hukukunun en temel ilkesi olduğunu asla unutmayın! Suç ve cezalar şahsidir kimse yakınının veya bir akrabasının işlediği suçtan dolayı cezalandırılamaz. Kimse cezasını çektiği bir suçtan dolayı ayrımcılığa uğratılamaz. Suç işlemiş ve cezasını çekmiş olanların da çalışma hakkı gasp edilemez. Bu en temel Anayasal hak olan “çalışma hakkı”nın gaspıdır” diye konuştu.

Kamuoyuna çağrı

Konuşmalarının sonunda çağrıda bulunan Yıldız, “Gelin bu hukuksuzluğa bir an evvel son verin. Korona virüs nedeniyle sözde işten çıkarma yasağı olan bir dönemde insanları işinden, ekmeğinden etmeyin. Güvenlik soruşturması bahanesi ile yapılan keyfi işten çıkarmaları durdurun. Tüm basın ve kamuoyu da bilmelidir ki, DİSK-Genel-İş Sendikası olarak bizler, haksız ve hukuksuz bu işten çıkarmaların karşısında durmaya, gerekli her türlü hukuksal ve demokratik mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Barış isteyen akademisyenler, bağımsız yargı diyen barolar, salgınla mücadelede gerçekler halktan saklanmasın diyen tabip odaları, grevli toplu sözleşme isteyen kamu emekçileri, eğitimde fırsat eşitliği parasız bilimsel laik eğitim için size oy moy yok diyen gençler, İstanbul sözleşmesi yaşatır diyerek şiddete kadın cinayetine ve tacize hayır diyen kadınlar tek adam rejiminin saldırılar karşı topyekün saldırıya karşı topyekün mücadele için birleşelim, mücadele edelim” ifadelerini kullandı.