Anne Gaye Dağdelen: Attığı her adımda mutluluk gözyaşları döküyorum. Onun kimseye ihtiyacı olmadan kendi başına hayatını devam ettirecek duruma gelmesini istiyorum. O yolda da emin adımlarla yürüyoruz"

İzmir'de yüksekten düşmeye bağlı beyin kanaması geçiren, tedavi sürecinin ardından da yaşamını yatağa bağlı sürdüren 25 yaşındaki Sayhan Gençer, annesinin de desteğiyle 10 yıl sonra yeniden ilk adımlarını atmayı başardı.

Annesi Gaye Dağdelen ile Buca ilçesinde yaşayan Gençer, 2010 yılında yüksekten düşmeye bağlı beyin kanaması geçirdi. İzmir ve İstanbul'daki hastanelerde şifa arayan ve bu süreçte çok sayıda operasyon geçiren Gençer, yaşamını yatağa bağımlı sürdürmeye başladı.

Gaye Dağdelen ise konuşma güçlüğü de çeken evladının iyileşmesi için büyük çaba harcadı. Oğlunun zor günleri atlatması için yanından hiç ayrılmayan anne, iş yerini kapatarak tüm yaşamını ona adadı.

Geçen sürede ekonomik zorluklar yaşamaya başlayan anne, oğlunun tedavi masraflarını karşılayabilmek için 2 yıl önce "Gaye'nin Mutfağı" adlı sosyal medya hesabı aracılığıyla memleketi Hatay'ın yemeklerini yaparak satmaya başladı.

Dağdelen, 3 yıl önce de oğlunu Balçova Termal Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezine götürdü. Annesinin büyük mücadele verdiği Sayhan Gençer, uzun süren tedavinin ardından dengede durup 10 sene sonra tekrardan ilk adımını attı.

Konuşma güçlüğü çeken Sayhan Gençer, annesiyle aralarında geliştirdikleri özel bir işaret diliyle anlaşıyor. Güler yüzü ve sempatik tavırlarıyla çevresine neşe katan Sayhan Gençer, hayranı olduğu Beşiktaş'ın taraftar grubu Çarşı'nın logosunun bulunduğu küpesini kulağından çıkarmıyor.

Annesinin ellerini bir dakika bile ayırmadığı Gençer, azmi ve mücadelesiyle merkezde tedavi gören tüm hastalara örnek oldu.

"Umudumu hiç kaybetmedim"

Gaye Dağdelen, yaptığı açıklamada, oğlunun hayattaki tek dayanağı olduğunu, onu yaşatmak için yıllardır bir an bile yorulmadan mücadele ettiğini söyledi.

Oğlunun bir süredir yaşamını makinelere bağımlı sürdürdüğünü anlatan Dağdelen, "Doktorlar onu bana verdiklerinde bitkisel hayattaydı. 'Oğlunu bu şekilde eve al götür. Hayatını yatağa bağlı bir şekilde sürdürecek sadece gözleri hareket edecek.' dediler. Ben tek başıma olduğum halde umudumu hiçbir zaman kaybetmedim. Başardığımız her şeyi beraber başardık." dedi.

Dağdelen, fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezine gittikleri ilk gün oğlunun yürüyeceğine kesinlikle inandığını dile getirdi.

 "Attığı her adımda mutluluk gözyaşı döküyorum"

Oğlunun da hiçbir zaman umudunu kaybetmediğini anlatan Dağdelen, şöyle konuştu:

"Onun başardığı her şey bana daha çok umut oluyor. Attığı her adımda mutluluk gözyaşları döküyorum. Onun kimseye ihtiyacı olmadan kendi başına hayatını devam ettirecek duruma gelmesini istiyorum. O yolda da emin adımlarla yürüyoruz. Oğlumun elini hiç bırakmıyorum, çünkü onun benden benim de ondan başka kimsem yok. Onun için mücadele ediyorum, savaşıyorum. En büyük hayalim oğlumun kendi başına yürümesi. İnşallah onu da başaracağız."

Fizyoterapist Ömür Koçyiğit de Sayhan Gençer'i tedavi sürecinde denge ve koordinasyon eğitimleriyle kendisinin vücut algısını arttırmaya yönelik çalışmalar yaptıklarını anlatarak, "Bu tedavi sonucunda destekle de olsa adım atıp, vücut dengesini korumaya başladı. Düşmeleri ve vücudundaki ağrıları azaldı. Onun tek başına adım atacağına inanıyorum." dedi.