İnsanoğlu sürekli bir arayış, bir değişimin peşinde. Turizm de öyle. Turisti duvarlar arasına hapis eden, ucuzcu turizm yavaş yavaş terk ediliyor. Yerele önem veren, konukların yerel değerlerle tanışmasını sağlayan yeni bir anlayış değer kazanıyor.

Dünya yaş ortalaması yükseliyor. Yaşamı uzatmak, yaşlılıkta zinde olmak ve ileri yaşlarda da yaşamdan keyif almak ön plana geçiyor. Modern yaşamdan yorulan insan, kendini doğal yaşamın onarmasını sağlayacak, tekrar şarj olacakları enerji istasyonları arıyor. Bu da farklı bir turizm çeşidinin öne çıkmasına neden oluyor. Katma değeri yüksek, doğa dostu, yerel değerleri koruyan bir turizm şekli.

NEDEN SAĞLIKLI UZUN YAŞAM TURİZMİ?


Modern yaşamın kısır döngüsünden kopup, kendini şarj etmek, günümüzde yükselen trend. Bu gereksinim ve bakış açısı turizmde yeni bir çıkış şansı yaratıyor. Bunu da her yerde yapamazsınız. Çünkü bu turizm şeklini yapay olarak yaratmanız mümkün değil. Yani insanları kandırma şansınız yok. Alt yapınız varsa, ne ala. Avantajı ise sizin doğal ortamınızda gelişen ve diğer turizm şekillerine göre onlarca kat fazla gelir getiren bir turizm şekli olması.


YENİ BİR TURİZM MÜMKÜN!


Yeni turizm eğilimleri içinde en çok katma değer sağlayan, çevreye ve bölge insanının yaşamına saygılı bu turizm şekli tüm dünyada önem kazanıyor. Doğaya saygılı turizm şekli olan “Sağlıklı Yaş Alma Turizmi” Ege Bölgesi için gerçekten biçilmiş kaftan. Bunun için alt yapısı, yani doğası, tarihi, insani yaşam şekli, sağlıklı mutfağı ve insanı hazır olan bir coğrafyamız var.

NEDEN EGE?


Her yerde olmaz, ama Ege’de olur! Evet bu doğru. Çünkü Ege hala bakir. Bazı bölgeler gibi dev otellerle dolmamış. Kitle turizmi ile tanışmamış, doğası bozulmamış. Yürüyüş ve bisiklet yolları, sakin koyları, kirlenmemiş denizi, sağlıklı mutfağı ve 8 bin 500 yıllık tarihi ile sunacak çok şeyi var. Her şeyden önce zeytin ağacının vatanı, zeytin cenneti. Bin yılın üzerinde pek çok zeytin ağacı, Ege’nin sağlıklı uzun yaşamın kaynağı olduğunun kanıtı.
Dünyada herkes bizim kadar şanslı değil. Yılda 300 gün parlayan güneş insan yaşamını ve doğayı olumlu anlamda değiştiriyor. Doğal sağlıklı beslenme, temiz hava, yıpratılmamış bir doğa, tarih, sevecen insanlar, termal suları, doğada spor yapma olanakları… Bunları hepsini aynı yerde bulmak zor. Ama Ege’de mümkün.

YEREL YÖNETİMLERE GÖREV DÜŞÜYOR


Yerel yönetimler yaşadığımız çevrenin olmazsa olmazı. Dışardan görünmeyen sorunları yerel yönetimler görür ve giderir. Yaşadığımız çevreye sahip çıkar, ileriye dönük çalışmalar yaparlar. Bunun en güzel örneği “Yarımada İzmir” Projesidir. İzmir Büyükşehir Belediyesinin sivil toplum örgütleri ile ortaklaşa hayata geçirdiği proje, yürüyüş ve bisiklet yolları, bağ rotası, zeytin rotası gibi değerli bir alt yapıyı barındırıyor. Sağlıklı Uzun Yaşam Bölgesi içinde harika bir alt yapı.

Ege’de yerel yönetimler “Sağlıklı Uzun Yaşam” konseptine sahip çıkarak, bunun bir parçası olurlarsa güzel Egemizde doğru turizm yaparak, geliri tabana yayarak, çevremizi bozmadan, yerel halkla el ele ve katma değeri yüksek turizm yapma şansını buluruz.
Kısa vadeli, sadece günlük kazanca yönelik turizm ülkemizde turizmi bitirir. Doğa dostu, herkesin pay aldığı, yumuşak bir turizm ise en doğru turizm yaklaşımıdır. Kötü turizm uygulamalarının ülkemizi nereye getirdiğini gördük, görüyoruz.
Bu nedenle Ege Bölgesinde “SAĞLIKLI UZUN YAŞAM BÖLGESİ” yani “HEALTHY LONG LIFE ZONE” oluşturmak üzere kollarımızı sıvamamız lazım.