Birçok turizm şirketi leylek meraklıları için Söke, Selçuk, Beyşehir ve Eskikaraağaç'a leylek turları düzenlemeye başladı. Beyşehir'den bir leylek yuvasından bütün dünyaya canlı yayın yapılıyor.

Uzmanlara göre 30-35 bin çift leylek Şubat ayı ortalarından itibaren İstanbul ve Hatay Belen üzerinden ülkemize girmeye ve yuvalarına yerleşmeye başladı.

Afrika'dan 10 hafta önce yola çıkan ve yaklaşık 7 bin kilometrelik yolculuğun ardından Türkiye'ye ulaşan leylekler Söke, Selçuk, Eskikarağaç ve Beyşehir'de yuvalarına yerleşmeye başladı.
Araştırmacıların sayılarını 30-35 bin çift olarak tahmin ettikleri Anadolu'da konaklayan leylekler, Şubat ayı başından itibaren Hatay Belen Geçidi üzerinden ülkemize giriş yapmaya başladılar.İnsanoğlu'na en yakın kuşlar arasında yer alan leylekler ulaştıkları her kasabada, her köyde baharın müjdecisi olarak karşılanıyor.
Beslenmeleri için ortam sağlayan sulak alanlarının ve pamuk tarlalarının bolluğu nedeniyle Ege Bölgesi'nde en çok Söke Ovası ve çevresini tercih eden leylekler, konaklamak ve yavrulamak için genellikle aynı bölgelerde konaklıyor.
Büyüdükten sonra uçma denemelerine başlayan yavruların elektrik tellerine takılıp telef olmalarının önlenmesi için son yıllarda elektrik şirketlerinin özel projeler hazırladığı leylekler için son yıllarda yerel yönetimler tarafından yaptırılan sağlam yuvaların sayısı da giderek artmaya başladı.


İLK ÇİFT BEYŞEHİR'E


Yoğun olarak yaşadıkları ilçe ve beldelerde, insanoğluna en yakın kuşlar arasında bulunan leyleklerin yerli ve yabancı gezginlerin her geçen yıl daha çok ilgisini çekmesi, turizm sektöründe de yeni bir turizm seçeneğin canlanmasına neden oldu. İzmir'in Selçuk ilçesinde her yıl Ağustos ayında Leylek ve Doğal Yaşam Festivali düzenlenmeye başladı. Konya'nın Beyşehir İlçesi'nde de Yeşildağ ve Adaköy beldelerinde bulunan leylek yuvalarından bütün dünyaya canlı yayın yapılıyor. Beyşehir'e ulaşan ilk leylek çiftleri de yuvalarına yerleştiler.
Ülkemizde leyleklerin düzenli olarak gelip gittikleri, beslenmek ve çoğalmak için tercih ettikleri birçok yerleşim yeri var. Bunlardan en önemlisi Bursa Uluabat Gölü yakınlarındaki Eskikaraağaç Köyü.

FESTİVALİ BİLE VAR


Bursa Karacabey'de 13 bin 500 hektarlık alanı kaplayan Uluabat Gölü’nün yanıbaşındaki Eskikaraağaç, ülkemizdeki tek resmi leylek köyü. Eskikaraağaç 2011 yılında Avrupa Tabiat Mirası Vakfıtarafından “Avrupa Leylek Köyü”seçildi. Leyleklerin yaşam alanı Uluabat Gölü'nü de tanıyalım. Apolyont veya Uluabat Gölü olarak bilinen göl 2000’li yıllarda Çevre Bakanlığı tarafından Ramsar alanı olarak kabul edildi. Sivil toplum kuruluşları projesi ile 2001 yılı itibariyle dünyaca ünlü 19 gölü üyesinde barındıran Yaşayan Göller arasında Uluabat Gölü de yer aldı. Uluabat Gölü'nün büyük bölümü oldukça sığ ve derinliği 1-2 metre arasında. Doğu-batı yönünde uzunluğu yaklaşık olarak 25 kilometre, genişliği ise 12 kilometre.
Yüzbinlerce kuşun yaşadığı Uluabat Gölü'nün en önemli konukları leylekler. Her yıl Haziran ayında Eskikaraağaç'ta Leylek Festivali düzenleniyor. Bölgede yapılan son tespitlerde 126 çift ve 299 yavru leylek tespit edilmişti. Köy merkezinde kuş gözlem evi kurulu ve köydeki kuşlar 24 saat gözetim altında. Ayrıca köye gelen leylekler etiketlenerek düzenli olarak takip ediliyor.


LEYLEKLER VADİSİ


Beyşehir Gölü yakınlarındaki Yeşildağ ve Adaköy beldeleri de leyleklerin önemli beslenme, konaklama ve yavrulama alanlarından. Türkiye'nin en büyük leylek kolonilerinden birine ev sahipliği yapan Beyşehir Gölü kıyısındaki Leylekler Vadisi'nde, ardıç ağaçlarının üzerindeki yuvalarına konup, zaman zaman gökyüzünde kanat çırpan leylekler,bölgeyi ziyaret eden yerli ve yabancı gezginler tarafından ilgiyle izleniyor. Leylekler Vadisi fotoğrafçıların uğrak yeri. Her yıl Şubat ayında yöre halkı tarafından sevinçle karşılanan leylekler, geçen yıl veda ettikleri yuvalarına yeniden yerleşiyor. Beyşehir Belediyesi tarafından leyleklerin yaşadıkları yerlere yerleştirilen kameralar ile bütün dünyaya canlı yayın da başlatıldı. Leylekler Vadisi'nde kuşların, yılın en uzun günlerinde sabahın erken saatlerinde başlayan yavruları doyurma telaşı, güneşin Anamas Dağı'nın arkasında kaybolmasına ve gökyüzünün akşam kızıllığına boyanmasına kadar devam ediyor.

Söke Ovası'nın yanıbaşındaki Avşar, Yeşilköy, Gölbent ve Karacahayıt köyleri de leyleklerin yoğun olarak yaşadıkları yerlerden. Özellikle Bafa Gölü'ne en yakın köylerden Avşar, hem göl çevresinde bataklıklar, hem ovadaki pamuk tarlaları nedeniyle leylekler için en uygun beslenme alanı. Avşar Köyü sakinlerinin ve köy muhtarının girişimiyle koruma altına alınan leylekler, yıllar öncesine göre köyde daha güvende yaşıyor. Yuvaları özel platformların üzerine yerleştirilen leylekler için, bölgedeki elektrik hatları da yavrulara zarar vermeyecek bir hale getirildi.Avşar Köyü çevresinde 30-40 çift leyleğin yaşadığı biliniyor.

TARİHLE İÇ İÇELER


İzmir'in Selçuk İlçesi'nde de leylekler insan hareketliliğinin en yoğun olduğu ilçe merkezinde tarihi su kemerleri üzerinde ve İsa Bey Camii çevresindeki yuvalarında yıllardan bu yana yaşamlarını sürdürüyor. Selçuk Belediyesi de konukları ilçeye gelmeden önce yuvaları temizledi, onardı leyleklere hazır hale getirdi. Geçen yıl Selçuk İlçesi'nde ilk kez düzenlenen Leylek ve Doğal Yaşam Festivali bu yıl da Ağustos ayında tekrarlanacak.
Samsun'un Bafra İlçesi yakınlarındaki Doğan Köyü leylek köyü olarak adlandırılıyor. 56 bin hektarlık Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti sahası içinde kalan köy civarına 1 Nisan civarında gelen leylekler göç edecekleri Ağustos ayı ortalarına kadar burada konaklıyor. Yaklaşık 40 leylek yuvasının bulunduğu köy hem fotoğrafçıların hem de kuş araştırmacılarının uğrak yeri.Bölgenin turizme kazandırılması için de kamulaştırma çalışmalarına başlandı.
Araştırmacılara göre Kızılırmak Deltası sahası içinde yaklaşık 6 bin çift leylek yaşıyor. Tarlalardaki zararlıları temizledikleri için leylekler bölge halkı tarafından da çok seviliyor.

Edirne çevresindeki köylerin civarlarında da çok miktarda leylek yuvası bulunuyor. Çoğunlukla telefon ve elektrik direkleriyle, ağaçlara ve evlerin bacalarına yuva yapan leyleklere Hacıumur Köyü çevresinde daha çok rastlanıyor. Köy sakinleri de göçmen konukları için yuva yapabilecekleri platformları erkenden hazırladılar.
Antalya Korkuteli’ndeki Çukurca Köyü ile İstanbul Sazlıbosna bölgesi leyleklerin yaşamlarını sürdürebildikleri yerlerden...


ÖNCE ERKEKLER GELİR


Leylekler Şubat ayı ile birlikte kış mevsimi boyunca barındıklarını Afrika’nın çeşitli bölgelerinden gelirler ve Hatay Belen üzerinden Türkiye’ye dönerler. İlk gelenler yaşça büyük deneyimli bireylerdir. Ağustos ayının ortasından itibaren sürüler halinde Türkiye'yi terkederler ve kışı geçirecekleri Afrika'ya uçarlar.
Hasta, sakat ve yaşlı olanlar göç edemezler ve yaz mevsimini geçirdikleri üreme alanlarında kalırlar. Ancak Türkiye'nin birçok yerinde kışın hava koşulları serttir ve kışı sağlam geçirebilmek için göç etmeyen leylekler insanların bakımına ihtiyaç duyarlar.
Nisan ayından itibaren yaşça daha küçük, genç bireylerden oluşan ikinci leylek sürüsü Türkiye'ye gelir ama bunların birçoğu o yıl üremez. Erkek leylekler dişilerden daha önce göç ederek yuvayı hazırlamaya başlar. Her yıl havaların ısınmaya başlamasıyla birlikte yuvaya önce erkek leylek gelir. Hızlı bir şekilde geçen yıl bırakıp gittiği yuvayı tamir etmeye başlar. Her yıl yenilendiği için giderek büyüyen yuvalar yaklaşık 500 kilogram ağırlığa ulaşır. Yaklaşık bir hafta sonra ise dişi leylek yuvaya gelir. Erkek leylek dişisini kanatlarını hızla çırparak ve gagasını tıkırdatarak karşılar. Dişi leylek genelde 4 yumurta yapar. Yavrular 5 hafta içinde yumurtadan çıkmaya başlar. Yaklaşık 1,5 ay içerisinde yavrular yuvadan uçacak büyüklüğe erişir.

Leylekler süzülerek göçederler. Süzülerek uçuş sırasında ''termal'' adı verilen, gündüzleri yerden yükselen sıcak hava kütlelerini kullanırlar.
Böylece süzülerek, göç sırasında kanat çırpmaya oranla 20 kez daha az enerji harcarlar. Termaller kara parçaları üzerinde oluştuğu için, leylekler göçleri sırasında kara parçalarına bağımlıdırlar ve genellikle büyük deniz kütlelerini kanat çırparak geçmeyi tercih etmezler.

GÜNDE 300 KİLOMETRE


Türkiye üç kıtanın birleştiği bir noktada yeralaması nedeniyle önemli karalar arası bağlantılara sahiptir ve coğrafik konumu nedeniyle dört kuş yolundan ikisinin üzerindedir. Dünyadaki leylek nüfusunun büyük çoğunluğunun göç ettiği iki ana göç yolundan biri Türkiye üzerinden geçer.
İstanbul ve Çanakkale boğazları ile Hatay-Belen geçidi, leyleklerin Türkiye üzerinden göçleri sırasında kullandıkları önemli geçiş bölgeleridir.
Anadolu’da yaşayan leylekler sonbahar göçünde Avrupa'ya göç eden leyleklerle birlikte 4-5 ay Afrika kıtasında kaldıktan sonra, Ocak-Şubat aylarında göç yolculuğuna başlar ve genel olarak Şubat ayının ortası ile Mart ayının başından itibaren Hatay'daki Belen Geçidi'nden geçerek Türkiye'ye varırlar.
İlkbahar göçünün uzunluğu göçe Afrika'nın neresinden başladıklarına, kışın kışlama alanlarındaki iklim koşullarına ve göç güzergahındaki iklimsel koşullara bağlı olarak 3-10 hafta kadar sürebilir. Kuşlar günde 7-10 saat uçarlar ve genellikle 200-300 kilometre yol katederler.
Sonbahar göçünde ise Avrupa'dan gelen leylekler ile birlikte Ağustos Ayının ortası ile Eylül ayının ortasına kadar olan sürede Türkiye'den ayrılarak Afrika'ya göç ederler. Yavru leylekler üreme alanlarından daha erken ayrılır, genç bireylerden oluşan sürüler bazen birkaç erişkin bireyle birlikte yola koyulurlar.
Yuvaya yerleştikten bir süre sonra dişi leylek genelde 4 yumurta yapar. Yavrular 5 hafta içinde yumurtadan çıkmaya başlar. Yaklaşık 1,5 ay içerisinde yavrular yuvadan uçacak büyüklüğe erişir.