Ayvalık denince aklımızda ne canlanır ? Bence önce zeytin, sonra tarihi evleri ile tipik bir Ege kasabası. Yaratılmış bir imaj değil, gerçekten böyle. Hatta Ayvalık hakkında bilmediklerimiz bildiklerimizden çok.

Rehberlik mesleğine 1974 yılında başladığım yer olması nedeni ile Ayvalık’ın benim için özel bir yeri vardır. Emekleyerek yürümeyi öğrendiğim evim gibi yani. Ayvalık’a her gelişimde rehberlikteki ilk günlerim gözümde canlanır. Bugün bile süren heyecanım, şaşkınlıklarım ve acemiliklerim.
Geçtiğimiz hafta Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gençer’i ziyarete gittik. Konu Ayvalık’ın sadece yazın değil, kışın da turizm potansiyelini kullanabilmesi. Ayvalık Turizm ve Tanıtma Derneği Başkanı Ümit Özgültekin ve bazı turizmcinin de hazır bulunduğu görüşmede konu Ayvalık’ın deniz dışındaki değerlerinin de turizmde kullanılabilmesi.


ONİKİ AY TURİZM


Başkan Gençer istekli ve heyecanlı. Zaten bu nedenle de ilçede hummalı bir faaliyet var. Yollar yenileniyor, tarihi evler restore ediliyor. Herkesin beklentisi, başkanın beklentisi gibi. Turizmi 12 aya yaymak. Çünkü Ayvalık’ın değerleri sahip olduğu harika denizinden çok daha fazla. Yerel kültür, zeytin ve zeytinyağı, otlar.
AYTUGEB Başkanı Özgültekin “Sadece yaz ve bayramlar değil, yıl boyu turizmi canlı tutmamız gerekiyor. Ayvalık Belediyesi ile kış aylarında yapacağımız zeytin hasat şenlikleri, ot festivali ve benzeri organizasyonlarla hareketliliği sürdürmeye çalışacağız. Ayvalık, sadece denize girilecek bir yer değil. Burada kış aylarında sakinliği yaşayabilir, dinlenebilir, stresini atabilirsiniz” diyor.
Ayvalık 70 bin nüfuslu bir kasaba. Ama yazın gelen yazlıkçılar ve turistler ile nüfüs katlanıyor. Sahilin güzelliğinden çok daha fazlası arka sokaklarda saklı. Muhteşem tarihi evler, camiye çevrilerek korunmuş kilise yapıları. Egeli olma özelliğini korumuş Ayvalık’ta her şey insanı tutup 'Ben burada yaşamalıyım'a getiriyor.


KÖYLÜ KADINLARIN RENK CÜMBÜŞÜ


Günlerden perşembe, Ayvalık’ın pazarı ve biz hayran hayran sokakları arşınlıyoruz. Her yerde gözümüze çarpan, rengarenk giysiler içinde alışveriş yapan köylü kadınlar. Arkadaşım Ümit, bunun bir gelenek olduğu, her perşembe çevre köylerden, ürününü satmak ve alışveriş yapmak için kadınların en güzel giysileri ile pazara geldiklerini söyledi. Gerçekten her biri birbirinden güzel oyalı yazmaları başlarında, rengarenk şalvarları ve mintanları ile özel görüntüler yaratıyorlar.

KİLİSE-CAMİLER MUHTEŞEM


Deniz tarafı Ayvalık’ın görünen yüzü. Görünmeyeni de arka sokaklar saklıyor. Rum nüfusun yoğun yaşadığı mübadele öncesi yapılmış olan Ortodoks kiliseleri bugün hala ayakta. Ama kilise olarak değil, yine bir ibadethane, cami olarak. Saatli Cami, Çınarlı Cami ve Hayrettin Paşa Camisi bunların en görkemlilerinden. Dışardan baktığınızda ihtişamlı bu yapıları içerden gördüğünüzde hayranlığınızı gizleyemiyorsunuz. Bir de Taksiyarhis Kilisesi var. Bu kilise Ayvalık’taki en eski yapı ve müze olarak hizmet veriyor.
Saatli Cami (Aya Yannis Kilisesi) çarşı içinde harika bir yapı. 1944 yılında depremde çan kulesi yıkılmış. İkonaları da badana ile kapatılmış. Çınarlı cami (Aya Yorgis) işlemeli sarımsak taşları görülmeye değer. Çarşı caddesinin sonunda ziyaretinizi bekliyor. Kato Panaya Kilisesi, camiye çevrilmiş hali ile Hayrettin Paşa camisi ise mavi renklerin hakim olduğu huzurlu atmosferi ile içine girenleri adeta büyülüyor.


AYVALIK DOĞA FESTİVALİ


Ayvalık ilçesinde bu yıl ilk kez düzenlenecek olan ‘Doğa Festivali’nde, ilçenin özgün gastronomisi, doğası, tarihi, mimarisi ve yaşam kültürü bir arada sunulacak. Ayvalık Esnaf Sanatkarlar Odası öncülüğünde, Ayvalık Belediyesi ve Ticaret Odası desteğiyle düzenlenen Doğa Festivali, 3-6 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek.
Ayvalık iklimi ve verimli toprakları sayesinde sadece doğada yetişen otları ile değil adaçayı, kekik, ebegümeci, funda, gelincik, ballıbaba ve papatya türlerinin yansıra, funda benzeri dikenli bitkilerin de yaşam alanıdır. Ayrıca çevresi zeytin ağaçları ile kaplı olan bir doğa harikasıdır.

CUNDA


Cunda veya Alibey adası sadece bir ada değil, adeta farklı bir dünya, farklı bir kültür. Ayvalık’ın bir parçası olmasına karşın, kendi kişiliğini koruyor. Çok özel yapıları, papalina ve mezeleri ile meşhur kıyı restoranları, keyifle kaybolabileceğiniz arka sokakları ile size çok keyifli anlar yaşatıyor. Restore edildikten sonra şimdi müze olarak hizmet veren Taksiyarhis kilisesi de ilginç objelere ev sahipliği yapıyor.


ŞEYTAN SOFRASI


Buraya gelip de Şeytan Sofrasına gitmemek, güneşi burada batırmamak olur mu ? Olmaz tabii. Gerçekten buradan Ayvalık ve adaları, doğal güzellikleri çok farklı gözüküyor. Şeytan’ın ayak izini görüp, akşam kızıllığında güneşin batışını izlemenin tadına doyulmuyor.

SARIMSAKLI


Sarımsağı ünlü müydü bilmem ama, dünyanın pek çok yerinden insanların tercihi Sarımsaklı plajlarıdır. Serin ama berrak denizi, kumu ve öğleden sonra denizden esen Meltem rüzgarı ile insana “Cennet burası” dedirtiyor.

Ayvalık artık sadece kum-güneş-deniz ile değil, sahip olduğu diğer değerler ile öne çıkmak istiyor. Tercihini hızlı ve bilinçsiz turizmden yana değil, sağlıklı yaşamın bir parçası olan doğası, huzuru, zengin mutfağı ve insanların tatillerini keyifle geçirecekleri bir tatil yöresi olmaktan yana kullanmak istiyor.
Belki siz de bunun bir parçası olmak istersiniz. Ne dersiniz?