Gökçe ADAR ÇUBUKÇUOĞLU-Ahmed Adnan Saygun Kültür Merkezi'nde  İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin hazırlık çalışmalarına paralel olarak yapılan “Kadın ve İktisat Kongresi” forumun “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi” başlıklı bölümünde konuşan İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Dilek Gappi kadınların yaşadığı eşitsizliği anlattı. 100 yıl önce İzmir’de İktisat Kongresi'nde alınan kararların geç uygulandığını veya süreçte hak kayıpları yaşandığını belirten Gappi, “100 yıl önce iş yerlerinden seçilerek Kongre'ye katılan 6 kadın işçi temsilcisi bugünü görseler nasıl konuşurlardı? Ancak onların yerine artık biz konuşmalıyız. Çünkü konuşacağımız yalnız bizim değil, çocuklarımızın da geleceği. Kadınların eğitim olanaklarına erişimi ve iş hayatında erkeklerle eşit koşullarda etkin rol alması çok daha büyük bir önem arz ediyor” diye konuştu. 

'ORTAYA KONAMIYOR'

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini başta istihdam olmak üzere çalışma hayatının her alanında görülebildiğini vurgulayan Gappi, “Bu durum hayatımızın bir gerçeği olarak karşımıza çıkıyor ve aslında bunu ortadan kaldırmak için de yollar ve hedefler ortaya koymak; bunu sistematik bir biçimde hayata geçirmek gerekiyor. Kadın işgücüne yönelik araştırmalar, mevcut istatistikler ya da alana ilişkin araştırmalarda maalesef kadınların üretime katkısı net sayılarla ortaya konamıyor” ifadelerini kullandı.

'KURBAN' DEĞİL 'BİREY'

Yıllara göre ve kadınların eğitim imkanlarından daha fazla faydalanmasına bağlı olarak kadın istihdamında artış yaşandığını kaydeden Dilek Gappi konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ama bu artış yetersiz. Her yıl 1-2 puanlık artışları başarı olarak değerlendiremeyiz. Nüfusun yarısını oluşturan biz kadınların, iş yaşamına katılımı erkeklerle aynı oranlara ulaşmadan eşitlikten bahsedilemez. Kadınlar bir yandan kendilerine yönelen şiddetle ve ayrımcılıkla sınanırken, bir yandan da iş hayatında yer bulma, mevcut işini koruma ve eşit haklara erişme mücadelesi veriyor. İşte bu nedenle kız çocuklarımızı okutmalıyız, onları bağımsız birer birey oldukları bilinciyle yetiştirmeliyiz. Kurban statüsünden, çalışan, üreten bilinçli bireylere evirmeliyiz. İş hayatında eşit haklar sağlamalı, özellikle de önce çocukları için ileri yaşlarda da aile büyüklerinin sorumluluğu nedeniyle istihdamdan uzaklaşan kadınlar için iş hayatını yeniden dizayn etmeliyiz. Kadının istihdamdan uzaklaşması toplumsal, ekonomik, sosyolojik ve kültürel bir kayıptır.”

'NEFRET DİLİNİ ÖNLEMEYİ HEDEFLEDİK'

Toplumun yapı taşı olan kadınların daha yaşanası bir dünya yaratmak için mücadeleyi sürdürdüklerini sözlerine ekleyen Dilek Gappi, “Bilindiği gibi Türkiye’de kadına şiddet önlenemez bir yükselişte. Her yıl 300’ün üzerinde kadınımızı şiddet yüzünden kaybediyoruz. Özellikle Türkiye’nin kanayan yaralarından olan ve önüne geçilemeyen kadın ve LGBT artı bireylerin karşılaştığı şiddete karşı farkındalığı artırmak istedik. Ayrıca gözlemledik ki medyada şiddete karşı kullanılan yanlış dil, şiddeti körüklüyor, kanıksanmasına yol açıyor. İzmir Gazeteciler Cemiyeti olarak, şiddete karşı farkındalık oluşturmak adına Hollanda Kraliyeti desteği ile “Nar- Kadın ve LGBTİ+ Odaklı Şiddete Karşı İletişim” projesini hayata geçirdik. Medyada nefret dilini önleyip barış dilini hakim kılmayı hedefledik. Bu projemizle 2 ayrı sosyal sorumluluk ödülünü aldık, Türkiye’nin yıldızları arasına girdik. Evet, Şiddet en büyük toplumsal yaralarımızdan biri. Böyle zor bir temanın hakkını vererek bir proje gerçekleştirdiğimiz için mutluyum” dedi.