Her yıl 30 Haziran'da kutlanan "Dünya Emekliler Günü", bu yıl da Türkiye'deki milyonlarca emekli için kutlamadan çok, sorunların ve taleplerin dile getirildiği bir gün oldu. HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, bu anlamlı gün dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, ülkenin büyümesinde ve gelişmesinde büyük emeği olan emeklilerin, toplumsal hafızanın ve üretim kültürünün taşıyıcıları olduğunu hatırlatarak, onların sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal yönden de desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Ancak Arslan, bu kutlama mesajının ardından, Türkiye'deki sosyal güvenlik sisteminin ve emeklilerin içinde bulunduğu zorlu koşullara dair sert eleştirilerde bulundu. Mevcut sosyal güvenlik sisteminin, emeğe dayalı ve hak temelli bir anlayışla yeniden ele alınması gerektiğine işaret eden Arslan, "Mevcut sosyal güvenlik sisteminde emekli aylıklarının belirlenme kriterleri ve aylıkların düzeyi, emekçiler açısından ciddi hak kayıplarına ve emeğin karşılığını tam alamamaya neden olmaktadır" dedi.

HAK-İŞ'ten net talep: 'En düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine yükseltilmeli'

Temmuz ayında yapılacak olan maaş artışını büyük bir umutla bekleyen milyonlarca emekli, dul ve yetim adına konuşan Mahmut Arslan, HAK-İŞ Konfederasyonu olarak taleplerini net bir şekilde ortaya koydu. "HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, Temmuz ayında belirlenecek emekli aylığı artışının emeklilerimiz ve hak sahiplerinin, alım gücünü koruyacak ve yaşam standartlarını destekleyecek bir düzeyde olmasını talep etmekteyiz" diyen Arslan, sadece enflasyon oranında yapılacak bir artışın yeterli olmayacağını, refah payı artışının da mutlaka eklenmesi gerektiğini belirtti.

Arslan, açıklamasında en dikkat çekici ve en temel talebi ise şu sözlerle dile getirdi: "Bununla birlikte en düşük emekli aylığının asgari ücret düzeyine yükseltilmesi, bu aylıkların, prim ödeme gün sayısı ve kazanç düzeyi dikkate alınarak adil biçimde artırılması, toplumun en büyük beklentisidir." Bu talep, bugün Türkiye'de en düşük emekli maaşının, açlık sınırının dahi altında kalması ve milyonlarca emeklinin temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlanması gerçeğine dayanıyor

'Emeklilik hesaplama sistemi adil değil': Aynı prime farklı maaş sorunu

Mahmut Arslan, emeklilerin yaşadığı sorunların sadece düşük maaşlarla sınırlı olmadığını, aynı zamanda emeklilik hesaplama sisteminin kendisinin de ciddi adaletsizlikler yarattığını vurguladı. Özellikle 2024 yılında emeklilik başvurusu yapan sigortalılar ile 2025'te emekli olanlar arasında, emekli aylıklarının hesaplanmasında kullanılan "güncelleme katsayısı"ndan kaynaklanan ciddi farklar oluştuğuna dikkat çeken Arslan, bu durumun kabul edilemez olduğunu belirtti.

"Mevcut sistem, enflasyonun dalgalı seyrettiği dönemlerde başvuru yılına göre kişilere avantaj ya da dezavantaj sağlayarak sonuçlar doğurmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda başvuru yılına bağlı olarak emekli aylığında yaşanan farklılığın, bu yıl da benzer şekilde devam edeceği görülmektedir" diyen Arslan, aynı prim gün sayısına ve aynı kazanca sahip iki kişiden, sadece emeklilik başvurusunu farklı yıllarda yaptıkları için birinin diğerinden çok daha düşük maaş almasının, sistemdeki adaletsizliğin en somut göstergesi olduğunu ifade etti. Bu nedenle, HAK-İŞ olarak, "emeklilik hesaplama sisteminin yeniden ele alınarak, yaşanan hak kayıplarının önüne geçilmesine yönelik taleplerini" bir kez daha yinelediklerini söyledi.

Emtia piyasalarında rota değişti
Emtia piyasalarında rota değişti
İçeriği Görüntüle

Sendikalı olmanın önemi ve örgütlü mücadele çağrısı

Arslan, açıklamasının sonunda, emekçilerin haklarını korumanın ve geliştirmenin en etkili yolunun sendikal örgütlenmeden geçtiğini bir kez daha hatırlattı. Sendikalılığın, sadece maaş pazarlığı yapmak anlamına gelmediğini, aynı zamanda kayıt dışı istihdamın önüne geçilmesi, primlerin eksiksiz yatırılması, iş kazalarına ve meslek hastalıklarına karşı işçinin korunması gibi temel hakların da güvencesi olduğunu vurguladı. Bu nedenle, sendikasız çalışan tüm işçileri sendikalı ve HAK-İŞ'li olmaya davet etti.

Ayrıca, emekli olan bireylerin de haklarını savunabilmesi, toplumsal dayanışmayı sürdürebilmesi ve örgütlü mücadelenin bir parçası olabilmesi için uygun hukuki ve kurumsal zeminlerin oluşturulması gerektiğini belirten Arslan, emeklilerin de sendikal yapılar içinde örgütlenerek seslerini daha güçlü bir şekilde duyurabileceklerini ifade etti.

Muhabir: Kazim Bozkurt