Yazan/ Memiş SARI (DİSK Ege Bölge Temsilcisi)

Ülkedeki ekonomik kriz tüm vahşiliği ile yoksulların sırtına bir hançer gibi saplanmaya devam ediyor. Sadece bir gün önce beş insanın intihar etmesi vahşi kapitalizmin insanlarımıza dayatmış olduğu çıkar yol gibi gösterilmektedir. Umudunu yitirenler, iş bulamayanlar, borcunu ödeyemeyenler tercih olarak intiharı seçiyor. Örgütlenerek birleşik mücadeleyle kazanacağımız çok şey olduğunu, büyük bir dünya olduğunu anlatmamız ve örgütlenmemiz gerekir. O zaman birçok şeyi başaracağımız kesindir. İşçi sınıfı ve tüm emekçiler bugün çok yönlü bir saldırı altındadır. Sermaye, derinleşen krizin faturasını işçilere ödetmek istiyor. Her gün biraz daha eriyen ücretler, artan hayat pahalılığı, yaşamımızı giderek daha çekilmez hale getiriyor. Ruhsal tahribat ve toplumsal şiddet artıyor. Sermaye iktidarı emekçilerin bütün kazanımlarına göz dikmiş durumda. Kıdem tazminatının fona devri başta olmak üzere, bireysel emeklilik sisteminin (BES) zorunlu kılınması için adım atılıyor, eşit vergilendirme yalanı altında vergiyi tabana yaymanın ve genişletmenin yolu aranıyor. İşçilerin ücretlerinden kesilerek biriktirilen bütün fonlar yağmalanmak adına sermayenin önüne altın tepsi ile sunuluyor. İşten çıkarmalar her geçen gün artarak devam ediyor, çoğu yerde ücretler düzenli ve zamanında ödenmiyor. İşyerlerinde baskı ve mobbing artıyor. Her gün artan işçi cinayetleri normalleştirilmek isteniyor. Kadın işçiler ekonomik krizin etkisi ile işten çıkartma saldırısı ile karşı karşıya kalıyor, mülteci işçilikle sömürü sınır tanımıyor, çocuk işçiliğin önü açılıyor. Bu tabloyu zaten sınırlı olan demokratik hak ve özgürlüklerimizi neredeyse tamamen ortadan kaldıran baskı ve zorbalık politikaları tamamlıyor. Hak ve gelecek mücadelelerimiz, sermayeye hizmette sınır tanımayan hükümet tarafından engelleniyor, grev ve eylemlerimiz yasaklanıyor. Örgütlenme hakkımıza getirilen kısıtlamalarla mücadelemiz engelleniyor. İşte tam bu döneme denk gelen DİSK 16'ıncı Genel kurulu tamamlandı. DİSK önüne koymuş olduğu hedefle 1967’den bu güne kadar tüm engellemelere rağmen yoluna devam ediyor. İşçilerin, emekçilerin, emeklilerin umudu olmaya devam ediyor. Demokrasiyi yeniden inşa etmek için 2020’lerin DİSK’ini yaratmak için, emeğin Türkiye’si için, memleketin ve işçilerin geleceği için DİSK yoluna devam ediyor. DİSK açısından önümüzdeki dönemde her türlü baskıya rağmen işçi sınıfının tüm kesimlerini gören kapsayan bir örgütlenme stretejisi çıkartmak ve adımlar atmak olacak. İşçi sınıfı örgütlü olmadıkça ne eşitlikten ne haktan ne hukuktan ne de adaletten söz edilebilir. Tarihsel olarak da bu böyledir. Biz sendikal örgütlenmeyi, işçi sınıfının örgütlenmesini bir taraftan hakkımızın hukukumuz emeğimizin haklarını alabildiğimiz bir Türkiye için aynı zamanda da demokrasi kurallarının işlediği bir emeğin Türkiye'si için DİSK'in önünde bulunduğunu görüyoruz. Bu sorumlulukla hareket ediyoruz.