Vergi dilimi soygununa karşı olmalıyız

Türkiye’de yıllardır bütün vergi yükünün ücret geliri ile yaşam mücadelesi veren işçilerin ve kamu emekçilerinin omuzlarına yıkıldığını ve dünyanın en adaletsiz vergi sistemlerinden birine sahip olduğumuzu dile getiren Mustafa Güven, “Adil bir vergi sistemin az ya da çok geçerli olduğu ülkelerde toplam vergilerin yüzde 70’i kazançtan, gelirden alınan vergilerden (kurumlar vergisi, servet vergisi, gelir vergisi gibi doğrudan vergiler) yüzde 30’u ise tüketimden alınan vergilerden (KDV, ÖTV gibi dolaylı vergiler) oluşmaktadır. Ancak söz konusu oranlar Türkiye’de tam tersinedir. Birbirinin kopyası bütçelerde toplam vergilerin yüzde 70'i dolaylı, yüzde 30'u ise doğrudan vergilerden oluşmaktadır. Toplam vergi gelirlerinin dörtte üçü ücret geliri ile yaşam mücadelesi veren kamu emekçilerine, işçilere, asgari ücretlilere ve tüketicilere yıkılmıştır. Emekçinin maaşından zorunlu BES, sağlık katılım payı, eğitim giderleri vb. kesintileri de yeterli gelmediğinden emekçiyi kaz gibi yolmanın dolaysız yolu vergi dilimi soygunudur. Son iki yılda vergi dilimi olması gerekenin çok altında tutularak, kademeli olarak maaşlarından daha yüksek gelir vergi kesilerek emekçilerin maaşları düşürülmüştür” dedi.

Sendikalara çağrı

Emekçilerin yaşadığı bu soruna karşı sendikalara çağrıda bulunan Güven, “Emekçileri soyup soğana çeviren adaletsiz vergi dilimi, zorunlu BES-TES, iş güvencesi, kıdem tazminatı-ikramiyenin fona devredilmesini içeren ekonomi politikalarına karşı sendikaları acilen ortak mücadele hattı oluşturmaya çağırıyoruz. Krizin bedelini emekçiler değil, pırlantaya, altına vergi ödemeyenler, emekçilerin parasını savaşa, ranta peşkeş çekenler ödesin” diye konuştu.