İzmir'in Konak ilçesinde, 12 Temmuz 2024'te yaşanan şiddetli sağanak sırasında, suyla dolan sokakta kopan bir kablo nedeniyle elektrik akımına kapılarak hayatını kaybeden tıp fakültesi öğrencisi Özge Ceren Deniz (23) ve onu kurtarmaya çalışırken aynı kaderi paylaşan İnanç Öktemay'ın (44) ölümüne ilişkin davanın karar duruşması, İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı. Kamuoyunda "elektrik cinayeti" olarak bilinen ve büyük bir ihmaller zincirini ortaya çıkaran davada, tutuklu sanıklar son savunmalarını yaparken, mahkeme salonunda duygu dolu anlar yaşandı.

İhmaller zinciri iki cana mal oldu

Dava dosyasına giren bilirkişi raporları, iki gencin ölümünün "öngörülebilir ve önlenebilir" bir ihmaller silsilesi sonucu meydana geldiğini net bir şekilde ortaya koymuştu. Raporda, olayın yaşandığı noktada hem İZSU'nun (İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi) hem de Gediz Elektrik'in alması gereken koruyucu ve önleyici tedbirleri almadığı, bu nedenle olayın "kaçınılmazlık" unsuru taşımadığı belirtilmişti. Soruşturma kapsamında aralarında İZSU ve Gediz Elektrik'in üst düzey yöneticilerinin de bulunduğu toplam 46 kişi hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı. Yargılama sürecinde bazı sanıkların dosyaları ayrılırken, bazıları ise tahliye edilmişti.

Acılı babanın adalet feryadı: 'emsal bir karar olsun'

Karar duruşmasında son kez söz alan, hayatının baharındaki tıp öğrencisi Özge Ceren Deniz'in babası Ahmet Abi, mahkeme heyetine seslenerek adaletin tecelli etmesini istedi. Gözyaşları içinde konuşan acılı baba, "Burada vereceğiniz karar sadece evladım için değil, tüm gençlerimiz için bir dönüm noktası olacak. Emsal bir karar olacak. Bu ihmali yapanların hak ettikleri cezayı almalarını istiyorum. Kimse sokakta yürürken ölmesin. Kamu vicdanını rahatlatacak bir ceza verileceğine inanıyorum" dedi. Babanın bu feryadı, salonda bulunanları derinden etkiledi. Duruşmada savcı, geçen celsede sunduğu ve aralarında İZSU ile Gediz Elektrik çalışanlarının da bulunduğu 30 sanığın "bilinçli taksirle öldürme" suçundan cezalandırılmasını, 9 sanığın ise beraatini istediği esas hakkındaki mütalaasını tekrarladı.

Sanıklar 'suçsuzum' dedi, biri 'yaptığımla gurur duyuyorum' ifadesini kullandı

Duruşmada son savunmalarını yapan tutuklu sanıklar ise suçlamaları reddederek beraatlerini ve tahliyelerini talep etti. İZSU teknik amiri Mehmet Zeki Aytulun, "454 gündür cezaevindeyim ve her gün kendime bu olayın neresinde olduğumu soruyorum. Eğer suçum varsa en ağır cezayı bana verin ama suçum yok" dedi. Bir diğer tutuklu sanık Arif Kapuş ise, kendisiyle aynı konumdaki yönetici ve işverenlerin tutuksuz yargılandığını belirterek, "Bu durum son derece düşündürücüdür" ifadelerini kullandı.

Erdoğan: “Barışa fırsat tanınmalıdır”
Erdoğan: “Barışa fırsat tanınmalıdır”
İçeriği Görüntüle

Duruşmadaki en şaşırtıcı savunmalardan biri ise Gediz Elektrik Arıza Onarım Personeli Fırat Akbay'dan geldi. Akbay, yaptığı işte bir yanlışlık olmadığını savunarak, "Gördüğüm arızayı bildirip gereğini yaptım. Bugün aynı arızayla karşılaşsam yine aynı şeyi yapardım. Yaptığımın doğru olduğunu ve eksik olmadığını biliyorum. Alnım açık. Yarın olsa yarın da aynısını yaparım ve yaptığımla da gurur duyuyorum" şeklindeki sözleriyle dikkat çekti.

Diğer sanıkların da benzer şekilde suçsuz olduklarını iddia ettiği duruşma, mahkeme heyetinin kararını vermek üzere ara vermesiyle devam ediyor. Kamuoyu şimdi, İzmir'i yasa boğan bu ihmaller zincirinin sonunda adaletin yerini bulup bulmayacağını ve sorumluların hak ettikleri cezayı alıp almayacağını merakla bekliyor.

Kaynak: DHA