Seçimlerin ardından İzmir için hep birlikte çalışarak, işbirliği ile kentin sorunlarının çözümü ve hak ettiği noktaya gelmesi için el ele vereceklerini ifade eden İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, İzmir adına 3. çevreyolu, İstanbul Otoyolu, Körfez Geçişi, Hızlı Tren, Çandarlı Limanı, Alsancak Limanı rehabilitasyonu ve özelleştirmesi gibi büyük kamu yatırımlarının takipçisi olacaklarını söyledi.

24 Haziran'da Türkiye'nin son derece önemli bir seçim gerçekleştirdiğini ifade eden İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, sonuçlarının istikrar ve güven arayan yabancı piyasaların döviz girişini arttıracağını dile getirdi. Böylelikle kurların normal seviyeye ineceğini savunan Özgener, ekonominin yeniden ivme kazanmasına katkı sağlanacağını söyledi. İzmir için hep birlikte çalışarak, işbirliği ile kentin sorunlarının çözümü ve hak ettiği noktaya gelmesi için el ele vereceklerini ifade eden Mahmut Özgener, sanayici ve meslek örgütlerine düşen görevin bir an önce yeni projeler üretmek, ticari faaliyetleri maksimum seviyede arttırmak için gerekli adımları atmak olacağını belirtti. Özgener, İZTO olarak İzmir için hazırladıkları projelerle ilgili şunları söyledi: "İnovasyon üssünden, gurme köylerine, atölye kentlerden veri bankalarının kurulmasına ve festivaller kenti İzmir'e kadar tüm projelerimizi gerçekleştirmek üzere çalışmalara başladık. İzmir'in spor ekonomisinden daha fazla pay alması ve spor branşlarında başarıların artması için destek vereceğiz. İzmir'in ulaşım, lojistik, ticaret, tarım, turizm ve üretim sektörlerindeki potansiyellerini değerlendirmek üzere kentin diğer kurum, kuruluşları da dahil tüm paydaşları kapsayacak şekilde çalışmalar yürüteceğiz. Ayrıca İzmir adına 3. Çevreyolu, İstanbul Otoyolu, Körfez Geçişi, Hızlı Tren, Çandarlı Limanı, Alsancak limanı rehabilitasyonu ve özelleştirmesi gibi büyük kamu yatırımlarının takipçisi olacağız."

TÜRK LİRASINDA DEĞER KAYBI


Türkiye gibi kaynak ihtiyacı gelişen ülkeler için büyük bir avantaj oluşturan FED'in son yıllarda uyguladığı faiz politikası nedeniyle kaynak bulmada ciddi sorunların söz konusu olabileceğini anlatan Özgener, "Türkiye için temel risk faktörleri olarak işsizlik, enflasyon, likidite ve cari açığı görüyoruz. Buna karşın, bir yandan da jeopolitik risklerin ve siyasi gelişmelerin ekonomi ve ticareti olumsuz etkilediğini görüyoruz. ABD'nin İran'a karşı yaptırımları yeniden devreye alma konusundaki açıklamalarından tutun İtalya'da hükümetin kurulma sürecine kadar gelişmeler küresel piyasaların seyrinde etkili oluyor. Dış ticarette korumacı önlemler serbest ticareti engelleyen ciddi bir tehdit olarak gündemde kalmaya devam ediyor" dedi.

Başkan Mahmut Özgener, FED'in 13 Haziran'da faiz artırımına gittiğini belirterek faiz oranının 25 baz puan arttırılarak yüzde 1.75-2.00 aralığına yükseltildiğini hatırlattı. 2018'de ikinci kez arttırım yapıldığına dikkat çeken Özgener, "Arttırım açıklamasından sonra dolar 4.67 TL'nin üzerine çıktı. Faizler yükseldiği için daha önce sıcak para için hem güvenli hem de karlı limanlar olan gelişmekte olan ülkelerden para çıkışının artması bekleniyor. Ve maalesef en çok değer kaybeden para birimi Türk Lirası oldu. Merkez Bankamız, elindeki tüm enstrümanları kullanarak dolardaki oynaklık ile mücadeleye devam ediyor" diye konuştu.

ABD'nin ithal çelik ve alüminyuma gümrük tarifesi uygulanması kararının Türkiye'yi de etkilediğini ifade eden Özgener, şöyle konuştu: "Ekonomi Bakanımız Sayın Nihat Zeybekci, Türkiye'nin de ABD'den ithal ettiği 22 ürüne aynı toplam miktarda vergi uygulayacağını Dünya Ticaret Örgütü'ne iletti. ABD ile bu konuda anlaşmaya varacağımızı umuyoruz. Dileğimiz ABD'nin en kısa sürede bu ek gümrük vergilerini kaldırmasıdır. "


"EKONOMİNİN YÜZÜ ÜRETİME DÖNDÜ"


Türkiye ekonomisinin, 2018'in ilk çeyreğinde yıllık bazda yüzde 7.4 büyürken, önceki çeyreğe göre Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) büyüme hızının yüzde 2 civarında seyrettiğini belirten Mahmut Özgener, "Türkiye'nin dünyanın en hızlı büyüyen sayılı ülkelerinden birisi olması çok sevidirici. Büyüme rakamları, ülkemiz ekonomisinin iç dinamiklerinin sağlıklı bir şekilde işlediğinin göstergesi. İlk çeyrek büyümesine en büyük katkı özel tüketimden geldi. Sanayi yüzde 8.8, inşaat sektörü yüzde 6.9 büyüdü. Tarım sektörü ise ilk çeyrekte yüzde 4.6 büyüme kaydetti. Sevindirici olan nokta, sanayinin büyümeye olan katkısı. Bu durum, Türkiye ekonomisinin yüzünü üretime döndüğünü gösteriyor. Bu yüksek büyüme rakamı, istihdam ve yatırımlara da olumlu yansıyacaktır" dedi. İZTO Başkanı Mahmut Özgener, turizmdeki canlanma ve istikrarlı makroekonomik politikalar sayesinde, bir sonraki çeyrekte de yüksek büyüme rakamlarının tekrar yakalanabileceğini söyledi. Yüksek büyüme oranlarına devam edebilmek için, faiz, kur, cari açık ve enflasyondaki artışların dizginlenmesi gerektiğini savunan Özgener, "Enerji ve ara malı ürünlerindeki fiyat artışları, enflasyonun yukarı yönlü bir seyir izlemesine neden oldu. Cari açığın miktarından çok, milli gelire oranı ve finansmanı önem taşıyor. Şu anda yüksek büyümeyle bu sorunları aşabiliyoruz ama yine de faiz ve bütçe dengesine özel önem vermemiz gerekiyor" diye konuştu.

İZMİR'DE EKONOMİ RAKAMLARI


Yeni önlemlerin alınması ile birlikte Türkiye'nin tekrar nitelikli ve sürdürülebilir büyüme ortamına kavuşacağını ifade eden Mahmut Özgener, İzmir ile ilgili şunları ifade etti: "TİM verilerine göre İzmir, mayıs ayında geçen yılın aynı dönemine göre ihracatını yüzde 19 oranında arttırarak 833 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. 12 Haziran'da TİM tarafından Türkiye'nin en büyük 2017 yılı bazında ilk 1000 ihracatçı firması açıklandı. Araştırmaya göre, ilk 1000 firma geçtiğimiz sene toplamda 92,3 milyar dolar değerinde ihracat gerçekleştirdi. 2017 yılında ülkemizin 157 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiği göz önünde bulundurduğumuzda, toplam ihracatımızın yüzde 58.8'inin ilk 1000'de yer alan ihracatçı firmalar tarafından gerçekleştirdiği sonucuna varıyoruz. Ülkemizde toplamda ortalama 70 bin ihracatçı bulunuyor. İlk 1000 firmayı çıkardığımızda, kalan 69 bin ihracatçı, Türkiye ihracatından yüzde 41.2 lik pay alabilmekte. Türkiye'nin ihracatının yarısından fazlası ilk 1000 firma tarafından gerçekleştirilmesi küçük ve orta ölçekli firmaların ihracatlarının ne kadar düşük seviyelerde kaldığını ve ihracatlarını arttıramadıklarını gözler önüne seriyor. İlk 1000 firmanın iller bazında dağılımına firma adedi olarak bakıldığında, İzmir, 83 firma sayısıyla İstanbul'dan sonra 2. sırada yer alıyor. Bu durum ihracatçı firma sayısının arttırılmasının yanında üretilen ve ihraç edilen ürünün birim değerinin artması için hep beraber çalışmamız gerektiğini gösteriyor. "

İZMİR'E TARIMA DAYALI OSB


Ege Bölgesi Sanayi Odası ve İzmir Ticaret Borsası ile 6 binden fazla üyenin faaliyet gösterdiği tarım ve hayvancılık sektörüne katkı sağlayacak 'İzmir Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi'nin (OSB) kuruluşu çalışmaları hakkında bilgi veren Özgener, "İzmir, 3 büyük ve bereketli tarım havzasına sahip bir deniz kenti. Şehrimiz, süt üretiminde, organik tarımda, sebze ve meyve, balık üretiminde ülkemize liderlik ediyor. Bu potansiyelin değerlendirilmesi, üretimin sürdürülebilir kılınması, maliyetlerin düşürülmesi ve kaynakların etkin kullanılması organize bir yapı kurulması ile mümkün. Oda olarak Tarıma Dayalı İhtisas OSB'lerin kurulması konusunda ilk çalışmaları yapan kurumlardan biriyiz" diye konuştu. Tarıma Dayalı İhtisas OSB Yönetmeliği'nin 2009'da çıktığını söyleyen Mahmut Özgener, su ürünlerinin Eylül 2017'de yönetmeliğe girdiğini belirtti. Oda bünyesinde Tarım ve Hayvancılık Komisyonu'nu kurduklarını dile getiren Özgener, "Sektörün tarıma dayalı ihtisas OSB kurulması talebi var. İzmir'de ilk Tarıma Dayalı İhtisas OSB'ni kurmak ve İzmir'in tarım sektöründe potansiyelini güçlendirmek amacıyla Ege Bölgesi Sanayi Odası ve İzmir Ticaret Borsası ile bir araya geldik ve ortak bir çalışma başlattık. Aramıza Ege İhracatçı Birlikleri'ni, arzu ettikleri takdirde EGİAD ve ESİAD gibi kardeş kuruluşları da alarak bu konuda hızlı adımlar atmayı planlıyoruz. Geçen hafta odamız ev sahipliğinde üç kurum olarak geniş katılımlı bir toplantı gerçekleştirdik" dedi.

PLAN TALEBİ


İZTO Başkanı Özgener son olarak İzmir bütününde ve 1/25 bin ölçekli Nazım İmar Planı ile ilçeler bazında bu plana bağlı 1/5 bin ölçekli Nazım İmar Planları ve 1/ 1000 ölçekli uygulama imar planlarının henüz tam anlamıyla uyum sağlayıp yürürlüğe girmediğini anlattı. Bu durumun yatırımların önünü kestiğini savunan Özgener, planlar arası uyumun sağlanması yönünde çalışmaların hızlandırılması ve bu planların bir an öne yürürlüğe konulması için İzmir Büyükşehir Belediyesi nezdinde girişimde bulunduklarını söyledi.